Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na suikast planlayan IŞİD’linin cezasının bozulma nedeni ortaya çıktı!

Yayın tarihi: 23 Temmuz 2023 Pazar 2:09 pm - Güncelleme: 23 Temmuz 2023 Pazar 2:09 pm

Suriye’de gerçekleştirdiği operasyonla yakaladığı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik suikast planını açıklayan terör örgütü IŞİD’in sözde Türkiye Emiri Kasım Güler’e Kasım Güler’e El Kaide’den yargılandığı davada verilen cezayı Yargıtay’ın, ‘soyut hüküm kurulduğu ve ‘herkesi inandıracak gerekçe yazılmadığı’ gerekçeleriyle bozduğu ortaya çıktı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Ebu Hanzala olarak bilinen Halis Bayancuk hakkında verdiği El Kaide dosyasındaki bozma kararında, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) operasyonu ile yakalanarak ülkeye getirilen ve yargılandığı davada silahlı terör örgütü yönetme ve nitelikli silah bulundurma’ suçlarından toplamda 30 yıl hapis cezasına çarptırılan IŞİD’in sözde Türkiye Emiri Kasım Güler’in de olduğu ortaya çıktı. Yargıtay’ın, 21 sanıklı dosyada, Bayancuk ve bir kısım sanık hakkında verilen cezalarla birlikte Güler hakkındaki hükmü de bozduğu görüldü.

ANKA’nın haberine göre, Yargıtay, Kasım Güler hakkındaki bozma gerekçesinde, Güler’in El Kaide’nin hiyerarşik yapısında yer aldığını ve Türkiye’nin anayasal düzenini ortadan kaldırmayı hedeflediğini gösteren delillerin, ilk derece mahkemesi olan Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında “herkesi inandıracak şekilde yazılmadığını” belirtti.

YARGITAY’IN BOZMA GEREKÇESİ

Yargıtay, bozma gerekçesinde şunları kaydetti:

“Radikal dini düşünceye sahip oldukları anlaşılan sanıkların oluşturduğu yapılanmanın El Kaide silahlı terör örgütü ile organik ve hiyerarşik bağlantısını gösteren delillerin ve örgütsel faaliyetlerinin neler olduğu açıkça gösterilerek her sanık yönünden silahlı terör örgütü üyeliği delillerinin ayrı ayrı tartışılması, şayet müstakil silahlı terör örgütü kabul edildiği takdirde iletişimin tespitine yönelik tape kayıtları, e-mail adresleriyle ilgili iletişimin tespiti, teknik izleme, ses ve görüntü kaydı alınması kararlarının uygulandığı, sanıkların adreslerinde yapılan aramalarda ele geçen dokümanlar, yurt dışına çıkış kayıtları gibi dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin 3713 sayılı TMK’nın 1. maddesinde öngörülen cebir ve şiddet kullanarak baskı, korkutma ve tehdit yöntemleriyle anayasal düzeni değiştirmeyi, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, devlet otoritesini zayıflatarak ele geçirmeyi amaçlayan ağır-yakın bir tehlike olabilecek vahamet arz eden eylem ve faaliyetlerinin nelerden ibaret olduğunun, bu amaçlara ulaşmak için işlenecek suçları gerçekleştirmeye elverişli silah, araç ve gereçlere sahip olup olmadıklarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde; sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet savcısını ve herkesi inandıracak şekilde olması…”

Yargıtay ayrıca, Güler hakkında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de atıf yaparak “soyut bir kabul ile hüküm kurulduğunu” şöyle anlattı:

“Yargıtay’ın tutarlılık denetimini yapabilmesi için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler ile mahkeme tarafından ulaşılan sonuçların; iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması, bu suretle sanıklara isnat edilen suçların oluşup oluşmadığı konusundaki mahkeme kabulünün duraksamaya yol açmayacak biçimde karar yerinde gösterilmesi gerekirken ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında anılan ilkelere uyulmayarak sanıklar… Kasım Güler, Halis Bayancuk hangi eylemlerinin silahlı terör örgütü yöneticisi ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına esas alındığının ayrıntılı bir şekilde açıklanmadan, soyut bir kabul ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/1, TC Anayasası’nın 141/2, CMK’nın 34/1 ve 230/1-c maddelerine aykırılık oluşturacak şekilde gerekçesiz hüküm kurulması…”

SUİKAST PLANLARINI BÖYLE ANLATMIŞTI

Güler’in, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na suikast ve cemevlerine, LGBTİ’lere, ABD’nin İncirlik’teki üssüne saldırı planı yaptığı ortaya çıkmıştı. Güler, Kılıçdaroğlu’na suikast girişimini şöyle anlatmıştı:

“2017 yılında Deyrezor bölgesinde bulunan Ebu Yusuf kod Ömer Yetek isimli şahsın Kayseri’de eylem yapmak isteyen birkaç gencin olduğunu söyleyerek iletişim numaralarını kendisine verdiğini Nusret Yılmaz bana söyledi. Daha sonra Nusret Yılmaz bu şahıslarla görüştüğünde eylem yapmaya hazır olduklarını bildirdiler. Nusret Yılmaz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü sırasında Kılıçdaroğlu’nun da içerisinde bulunduğu kalabalığın üzerine araç sürmek suretiyle gerçekleştirilmesini bizzat planladı ve Emni Hariç’ten (örgütün Dışişleri Bakanlığı) bu eylem için onay aldı. Eylemi gerçekleştirecek kişiler, Kayseri ilinde minibüs tipi bir araç kiraladılar, ancak eylemi gerçekleştirecekleri sırada yakalandılar.”

Güler, İmamoğlu’na ve Acun Ilıcalı’ya yönelik suikast girişimine ilişkin ise şunları söylemişti:

“Talebi olumlu değerlendiren Şahap Variş, bir de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na silahlı saldırıda bulunması talimatı verdi. Bunun üzerine Hattap kod adlı Ömer, elinde bulunan Kaleşnikof silahın iyi olmaması nedeniyle 1-2 tane daha silah gönderilmesini istedi. Bu silahlar henüz gönderilmeden önce Hattap kod adlı Ömer, bize İstanbul’da polis aracına yapılan bir silahlı saldırı videosu göndermişti. Daha sonra Hattap, bize gönderdiği risalede Acun Ilıcalı’nın yüksek seviyede korunması, Ekrem İmamoğlu’na yapılacak eylemin medyaya düşmesi nedeniyle bu eylemleri gerçekleştiremediğini bildirdi.”