Kılıçdaroğlu: Sizden tek isteğim sandığa gidip oy kullanmanız

Yayın tarihi: 30 Nisan 2023 Pazar 2:33 pm - Güncelleme: 30 Nisan 2023 Pazar 7:55 pm

Millet İttifakı, bugün İzmir’de büyük miting için bir araya geldi. Parti liderleri ile Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın ardından kürsüye Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu çıktı. Gündoğdu Meydanı’nda tarihi kalabalığa seslenen Kılıçdaroğlu “Ne olursa olsun bütün engelleri yıkacağım ve Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağım. Herkes için adalet olacak. Hiçbir ayrım yapmayacağız. Oy versin vermesin kim haksızlığa uğradıysa Bay Kemal onun yanında olacak. Adalet yaşamımızın her yerinde olmalı. Bunu birlikte sağlayacağız” dedi.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayları İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu eşlik etti.

Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu İzmir’de CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP İzmir Vekilleri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir Milletvekili Adayı Deniz Yücel, CHPli belediye başkanları ve partililer karşıladı.

İZMİR’DE MAHŞERİ KALABALIK

İzmirli yurttaşlar; Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın yanı sıra ittifak üyesi partilerin genel başkanlarının da katılacağı miting öncesinde Gündoğdu Meydanı’na akın etti. Alan hıncahınç dolarken, yurttaşlar Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu sloganlar eşliğinde karşıladı.

KILIÇDAROĞLU VE LİDERLER MİTİNG ALANINA DENİZ ULAŞIMIYLA GELDİ

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayları miting alanına deniz ulaşımıyla geldi. Millet İttifakı liderleri Gündoğdu Meydanı’na giriş yaptı.

KILIÇDAROĞLU EŞİ İLE BİRLİKTE KAMERA KARŞISINDA

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile eşi Selvi Kılıçdaroğlu, tarihi İzmir mitingi öncesinde birlikte poz verdi.

MİLLET İTTİFAKI TEK YUMRUK!

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından Millet İttifakı liderleri ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş eşleriyle birlikte bir araya gelerek poz verdi.

KARAMOLLAOĞLU: İKTİDAR ARTIK PATİNAJ ÇEKMEYİ GEÇTİ GERİ GİDİYOR

Mitingde ilk olarak Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu kürsüye geldi.

Yurttaşlara hitap eden Karamollaoğlu’nun açıklaması şöyle:

Bu birlikteliğimizin hayra vesile olmasını cenabı haktan niyaz ediyorum. Önemli bir dönemden geçiyoruz. Seçimlere gidiyoruz. Ancak bu seçimler bugüne kadar yapılmış olan seçimlerden çok ama çok farklı bir seçim olacak. 20 yıldır iktidarda kalan, son 2 dönemdir Türkiye’yi tek başına yöneten arkadaşlar artık patinaj yapmaya başladılar, patinajın ötesinde geri gidiyorlar. Problemleri çözemiyorlar. Son zamanlarda taktik değiştirdiler, bir sürü yeni buluşu güya ‘ne kadar becerikliyiz’ diye anlatmaya çalışıyorlar. Boşuna çaba sarf ediyorlar, milletimizin derdi belli. Adalet bizim en çok ihtiyaç duyduğumuz husus. Adalet olmadan devlet olmaz. Ama yeter mi, o da yetmez. İnsanlar geçinebilecekleri gelire mutlaka kavuşmak mecburiyetindedir. Bu sadece yandaşlara bazı pozisyonları hibe ederek sağlanmaz. 85 milyonluk ülkemizde, 85 milyonun da hangi kanaatte, hangi düşüncede olursa olsun rahat geçinecek bir gelire ihtiyacı var. Bunu sağlamazsanız huzur olmaz.

“İKTİSAT KONGRESİ’NDEKİ GİBİ BAŞTAN BAŞA YENİDEN KURACAĞIZ”

“Bir hususu gündeme getirerek sözlerimi tamamlamak istiyorum. 100 küsur yıl önce İstiklal Harbi’miz başarıyla sonuçlandırdı. Burada düşman denize döküldü ve İzmir bağımsızlığın sembolü oldu. O günkü ecdadımızın torunları olan sizleri tebrik ediyorum. Bu bağımsızlık gururunun ardından İzmir’de art arda 7-8 sene farkla, İzmir İktisat Kongre’leri tertip edildi. Birinci kongre hemen yapıldı biraz uzunca sürdü. Derdimiz neydi? Bağımsızlık mücadelemizi verdik, düşmanı kovduk. Kendi memleketimizde huzurla yaşayabilmek için hangi adımlara ihtiyaç olduğu tek tek belirlendi. Arkasından da ikinci İktisat Kongresi yine İzmir’de yapıldı. 1930’lar burada yapılan kongreler neticesinde ülkemizin nasıl büyük hamlelere sahne olduğunu el birliğiyle gördük. Her ilde fabrikalar, tesisler kuruldu. İnsanlarımıza iş imkanları sağlandı. Hatta biraz daha ileri gidilerek, dışarıya bağlılıktan kurtulabilmek için, yerli malı haftaları bile tertip edildi. Başkasını değil dışarıdan geleni değil, kendi ürettiğimizi tüketmeyi bize bir amaç olarak aktardılar. Bunlar şu anda size çok önemliymiş gibi gelmeyebilir ama bizim politikalarımızın kökünde bu anlayışın yatması mecburiyetindeyiz. Bir başta bir başa sanayi tesisleriyle, yüksek teknolojiyle, her konuda biz varız diyen bir anlayışla yönetmek zorundayız. Her çalışan insan rahatlıkla geçinebilecek bir gelir elde edecek. Bu bizim idealimiz. Biz ülkemizi bir baştan, bir başa yüksek teknoloji içeren, bizi zenginleştiren, ihracat imkanını bize veren tesisleri kurmak zorundayız.”

“14 MAYIS’TA ZİHNİYET VE YÖNETİM DEĞİŞİKLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR”

“TOGG arabası, insansız hava araçları, tanklar, bunların hepsini sergiliyorlar. Televizyonlarda da gösteriyorlar. Ama bizim insanımızın ihtiyaçlarına nasıl çare bulacaklarını söyleyemiyorlar. Çünkü bilmiyorlar. Biz size vadediyoruz, nasıl çözeceğimizi de anlatıyoruz. Beklentimiz, 14 Mayıs’ta Türkiye’de hakikaten bir zihniyet, yönetim değişikliğine ihtiyacımız var. Bu arkadaşlar artık hantallaştılar. Kendilerini değiştiremiyorlar. Siz bu arkadaşları değiştireceksiniz. İktidara, Millet İttifakı gelecek. Sayın Kemal Bey inşallah 13. Cumhurbaşkanımız olacak. Kurulacak hükümet vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını demokratik bir ortamda, insan haklarına yaraşır bir şekilde karşılacak. 14 Mayıs’ta desteğinizi bekliyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun.”

MANSUR YAVAŞ: ANKETLERİ GÖRDÜKÇE SAÇMALIYORLAR, İFTİRA ATIYORLAR

Karamollaoğlu’nun ardından, kürsüye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve ABB Başkanı Mansur Yavaş çıktı.

Vatandaşlara seslenen Yavaş’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinden İzmir’e selam getirdim. Hoş geldiniz, şeref verdiniz. Sevgili İzmirliler biz artık alıştık, normal seçimi unuttuk. Siyasi partilerin görüşleriyle yarıştığı dönem bitti artık. Seçime gidiyoruz, sürekli üzerimize bir şey sallamaya devam ediyorlar. Her şeyi tükettikleri, 21 yılın sonunda artık söyleyecekleri söz kalmadıkları için sürekli olarak bir şeylerle suçluyorlar.”

“RANT İMPARATORLUĞUNU BIRAKMAMAK İÇİN TEHDİT EDİP İFTİRA ATIYORLAR”

“Diyorlar ki, ‘biz seçimi kaybedersek darbe olur’. Ee kardeşim biz sizi kaybettirmek için buraya geldik. Bundan daha doğal ne var Allah aşkına. Evet başaramadınız, siz kaybedin diye seçime girdik. Bunun için Meclis’te karar aldınız. ‘Seçime girebilirsiniz ama kazanmak yasak’ diyorlar. Hayır, demokrasi yerini bulacak. Bu milletin iradesi sandığa yansıyacak ve sonucu kabul edeceksiniz. Böyle tehditvari konuşmaları bu millet dinlemiyor. Niye tehdit ediyorlar. Onu da söyleyeyim. 25 yıllık rant imparatorluğunu bırakmamak, çocukları televizyonları futbol takımlarıyla oynatmak için, etrafındaki bir sürü insana rant vermek için iftira atıyorlar. ‘Bunlar yönetemez, küçük bir ilçenin belediye başkanı’ dediler. Belediyenin 5 milyar borcunu ödedik, bir sürü ödüller aldık. Ama en önemlisi uluslararası şeffaflık ödülü aldık. Artık ihaleler canlı yayınlanıyor. ‘Yardımları kesecek’ dediler, en az 100 misli daha insani bir şekilde devam ediyor. ‘İşten adam çıkaracak’ dediler, bir kişi bile çıkarmadık. ‘Bunlar seçilirse maaşları ödeyemez’ dediler. Baktılar ki anketler kötü, şimdi yapılanları da ona bağlayın. Anketleri gördükçe saçmalamaya devam ediyorlar. Ankara’da ‘PKK’lılar sayaç okuyacak’ dediler. Cumhuriyetin başkentinde PKK’nın ne işi var, söyleyecek başka söz mü kalmadı. Seçildik, çözüm sürecinde söktükleri T.C. tabelasını söktükleri yere taktık.

“DİNDAR GEÇİNİYORLAR AMA BAŞKASINA HARAM BUNLARA HER ŞEY HELAL”

“Baktılar bunlar tutmadı, İstanbul seçimlerinde aynılarını söylediler. ‘Devletin bekası gider, İstanbul düşerse Mekke düşer, Kudüs düşer’ dediler. Seçimi iptal ettiler. İstanbul’u Sayın İmamoğlu 805 bin oy farkla kazandı. Gerekli dersi verdi. Çok daha iyi oldu. Villalarını, çakarlı arabalarını, torpili, 3-5 maaşı, liyakatsızlığı bırakmak istemiyorlar. Bu düzen onların işine geliyor. ‘Yarın seçimi kazandığı zaman şampanya içerek kutlayanları mı yoksa alnı secdeye değenleri mi’ seçeceksiniz diyor. Biz seçimi kazandığımız akşam, otobüsün üstünde şunu söyledik: ‘Ankara halkı bizi seçti, asla zafer olarak görmüyoruz çünkü bize oy vermeyenler düşmanımız değil’ diyerek başladık. Sabah gittik, Hacı Bayram Camii’nde şükür namazımızı kılarak göreve başladık. Siz bizi ne sanıyorsunuz? Şampanyayla kutlamak deyince aklıma şu geliyor: Uçakta bir tane fotoğraf var. İktidarın bakanı şampanyayı çekmiş çekmiş sızmış. Hatırlıyor musunuz? Ona tek kelime söz ettiğini duydunuz mu? Çok dindar geçiniyorlar ya, her Cuma günü Google’dan ayet bulup bulup sallıyoruz diyen var ya, ona tek kelime ettiğini duydunuz mu? Bir de büyükelçi yaptılar. Kendi partilerinden biri uygunsuz bir olaya karıştığında ne dediler, ‘günah işleme özgürlüğü var’ dediler. Başkasına haram, bunlara her şey helal”.

“BUNLAR MEVSİMLİK VATANSEVERLER”

“Siz iktidara ilk geldiğinizde ‘bir lokma, bir hırka’ diye geldiniz. Şu an servetiniz nasıl? Onları bilmem ama halkın fakirleştiği kesin. Ev sahibiyle kiracılar boğuşuyor, öğrenciler nasıl okuyacağını düşünüyor, ülke mülteci deposu olmuş, sınırlar delik deşik olmuş ama ‘sus terörist’ diyorlar. En son söyledikleri laf, ‘bu adamlara devlet mi teslim edilir’ diyorlar, bak bak… Devlet mi teslim edilir dedikleri kişiler içinde, sayın Cumhurbaşkanı Adayımız en az 27 buçuk yıl devlette çalışmış devleti biliyor. Kaç yıldır da siyaset yapıyor. Sayın Babacan bakanlık yapmış. Şimdi peki ne yapıyorlar, ekonomi bozulmuş, çaresiz kalmışlar. Hangi bakanı geri getirebilirim diye uğraşıyorlar. Ona da çare bulamayınca, bu sefer terörizmle suçlanıyoruz. Bu ülkede terör ile suçlanacak son kişi Kemal Kılıçdaroğlu’dur. PKK, Karadeniz’de kendisine suikast yapmıştır. Bütün söylenenler mutabakat metninde yazılıdır. Onun haricinde söylenenlerin hepsi yalandır. Bunlar mevsimlik vatanseverler”

İMAMOĞLU: 13 BİN OYU YETERLİ GÖRMEYENLERE 806 BİN KİŞİ OSMANLI TOKADI ATTI

Mansur Yavaş’ın ardından, kürsüye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu geldi.

İmamoğlu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Milletin evlatlarına güveniyoruz. Mustafa Kemal Atatürk bize hem Cumhuriyet’i hem milletin Meclis’ini hem de demokrasiyi emanet etti. Kazanıyoruz İzmir. Millet İttifakı bu milletin ortak aklı, ortak ruhu, birliği, Birleştirici güç lazım. 6 liderin ortaya koyduğu bu birlikte, Millet İttifakı birliği muhteşem. Aslında bu ittifakın en önemli kazanımlarından biri İstanbul. Milletin iradesinin bir arada oluşuyla kazandık”

“Millet İttifakı kazanırsa darbeymiş. Hadi oradan! Utanmadan hırsızlar dediler millete. 13 bin oyu yeterli görmeyen akla 806 bin oyluk Osmanlı tokadı attılar. Kazanıyoruz!.. 86 milyon insanımız kazanıyor. Bir avuç insan, ben her şeyi bilirim diyen akıl kaybediyor. Ben her şeyin sahibiyim diyen akıl tıpış tıpış evine gidiyor. Asla bölünmeyeceğiz. Oyları bölmeyeceğiz. Cumhurbaşkanlığında oyumuz 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na. Oyumuzu böldürmeyeceğiz. Oylarımız Millet İttifakı’na”

“HAZIR OL TÜRKİYE, ORTAK AKILLA SORUNLARI ÇÖZMEYE GELİYORUZ”

“Türkiye’nin sorunları çözülsün, ekonomi rahatlasın istiyoruz. Mutfaktaki yangın sönsün istiyoruz. Paramız pul olmasın istiyoruz. Gençleri, yeniden işe aşa üretime ve geleceğin teknolojileri ile buluşsun istiyoruz. Hep birlikte bunun için çalışacağız. Ortak akıl iş başına geliyor. Hazır ol Türkiye. Biz ortak akılla, demokratik katılıma, her konunun muhatabıyla sorunları çözüme kavuşturmaya hazır bir ekibiz. Biz bu konuda en büyük referansı şehirlerimizde yaşattık. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Adana’da, Mersin’de, Antalya’da, Aydın’da, Muğla’da, Eskişehir’de, Tekirdağ’da bütün şehirlerimizde bu erdemli tavrı bütün başkanlarımızla ortaya koyduk. Çünkü biz Millet İttifakı’nın ruhuyla çalışıyoruz. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz. Bu güzel kenti, kurtuluşun son noktasını koyup bizi Cumhuriyet’le buluşturan o yolculuğun ışığının yandığı şehrin sakinleri, sahadaki demagojik cümlelere aldanmayın. Millet İttifakı’nın güçlü kadroları, arkamızdaki toplumsal güç, 86 milyon için seçim kazanacak.”

“ASLA BÖLÜNMEYECEĞİZ, OYLAR KILIÇDAROĞLU’NA”

“Millet İttifakı kazanırsa darbeymiş. Hadi oradan! Utanmadan hırsızlar dediler millete. 13 bin oyu yeterli görmeyen akla 806 bin oyluk Osmanlı tokadı attılar. Kazanıyoruz!.. 86 milyon insanımız kazanıyor. Bir avuç insan, ben her şeyi bilirim diyen akıl kaybediyor. Ben her şeyin sahibiyim diyen akıl tıpış tıpış evine gidiyor. Asla bölünmeyeceğiz. Oyları bölmeyeceğiz. Cumhurbaşkanlığında oyumuz 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na. Oyumuzu böldürmeyeceğiz. Oylarımız Millet İttifakı’na”

“15 MAYIS’TA NEFESİ BİR ÇEKİYORSUNUZ MİS GİBİ DEMOKRASİ, EŞİTLİK, LİYAKAT…”

“Bir avuç insan, kendisine oy vermeyenlere ‘hain’ diyenlere ancak gülüp geçin. Artık meydanlarda konuşma dahi yapamıyorlar. Dinleyenleri bile yok. Bu yüzden 14 Mayıs’a hep birlikte hazırlanmaya, kalan günlerimizi eşimizle dostumuzla konuşmaya, 14 Mayıs günü sandıklara sahip çıkmaya hazır mıyız? Bir oy patlaması bekliyoruz. Bu seçim bir parti seçimi değil. Bu seçim bir kesimin iktidar olma seçimi değil. Bu seçim 86 milyon insanın kazanacağı bir seçim. Bu seçim önümüzdeki ikinci yüzyılın pırıl pırıl bir geleceğe sahip olacağı bir seçim. Size söz 15 Mayıs sabahı pırıl pırıl bir sabaha uyanacaksınız. Düşünsenize, içinize oksijeni çekiyorsunuz mis gibi demokrasi, mis gibi eşitlik, mis gibi liyakat, mis gibi kadınlara özgürlük, mis gibi hak, hukuk, adalet… Oyları patlatmaya var mıyız?”

İmamoğlu’nun ardından sahneye DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan geldi.

Babacan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“İttifaklar var, bir metre uzunluğunda oy pusulası var. Ama 14 Mayıs seçimleri aslında bir referandum. İki tercih var önümüzde: Otoriterlik mi demokrasi mi? Keyfilik mi hukuk mu? Baskı mı özgürlük mü? Tek akıl mı ortak akıl mı? Korku mu umut mu? Öfke mi sevgi mi? Kriz mi, hukuk mu? Yoksulluk mu zenginlik mi? Kara kış mı, bahar mı?”

“İZMİR 15 MAYIS SABAHINA ÇOKTAN UYUMUŞ”

“İzmir 15 Mayıs sabahına çoktan uyanmış. Güzel İzmir’in dağlarına bahar çoktan gelmiş. İzmir umut dolu. İzmir neşe dolu. Gençler bu iktidar ne diyor. İş var ama gençler iş beğenmiyor diyor. Arkadaşlarım beğenmediğiniz ne varsa haklısınız. Bugünkü hayatınız çocukken hayal ettiğiniz hayattan farklıysa elbette beğenmeyecekseniz. Yarınlarınızı göremiyorsunuz elbette beğenmeyeceksiniz. Haklısınız. Biz de beğenmiyoruz. Bu ülkenin sizlere bir gençlik borcu. Sizlere bir gençlik borcumuz var.”

“BU ÜLKE ÇOK GÜÇLÜ AMA KÖTÜ YÖNETİLİYOR”

“Hedefimiz her alanda ama her alanda Avrupa standartlarını yakalamış bir Türkiye. Çünkü Türkiye her alanda en iyisini hak ediyor. Demokrasi, temel hak ve özgürlükte, ekonomide, sağlıkta, sanatta Türkiye en iyisini hak ediyor. Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımız en yüksek yaşam standartlarını hak ediyor. Bu ülke çok güçlü bir ülke ama kötü yönetiliyor. Bu güzel ülke iyi yönetildiği zaman 1923’ten bu yana, gördük ve yaşadık. Dürüst ve ehil insanlar başa geldiğinde bu ülke nasıl uçuyor yaşadık.”

“EUROVISION’DA BİRİNCİLİK YAŞADIK, YİNE YAŞAYACAĞIZ”

“Türkiye maalesef dünyadan koptu. 2003 yılında Sertap Erener ‘Every Way That I Can’ diyerek bize büyük bir gurur yaşatmıştı. Hatırlıyor musunuz o günleri. Yine başaracağız. Madonna’yı, Metallica’yı, Roger Waters’ı, Rihanna’yı ve çok sayıda müzisyeni biz kendi ülkemizde ağırladı. Hepsi geldi Türkiye’ye. Türkiye bütün Avrupa’nın göz bebeği oluyor. Ne zaman oluyor? Düzgün yönetildiğinde oluyor. Yine dinleyeceğiz inşallah.”

“BU SEÇİMİ; EMEKLİLER, İŞÇİLER, MEMURLAR, ESNAF, ÇİFTÇİ, GENÇLER KAZANACAK”

“14 Mayıs’ta birinci oy pusulasını önümüze aldığımızda, kabine girip vicdanımızla baş başa kaldığımızda Sayın Kılıçdaroğlu’nun 13. cumhurbaşkanı olmasına evet diyecek miyiz? İkinci pusulada, ister DEVA için, ister Gelecek için, ister Saadet için, ister Demokrat Parti için CHP’nin altına eve diyecek miyiz? Bu seçimi, emekliler, işçiler, memurlar, esnaf, çiftçiler kazanacak. Bu seçimi otoriter iktidarın görmezden geldiği milyonlar kazanacak.”

UYSAL VATANDAŞLARA SESLENİYOR

Babacan’ın ardından kürsüye Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal geldi.

Uysal’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

GÜLTEKİN UYSAL: EGE’NİN GÜZEL ŞİVESİYLE YETTİ GARİ DİYECEĞİZ

“İşte bu kutlu şehir tarihi sorumluluğunu bir kez daha yerine getiriyor. Türk tarihi önünde bir kez daha irade koyuyor. Demokrasi bayrağını, demokrasi meşalesini bütün baskılara rağmen, bütün dayatmalara rağmen yere düşürmediniz. İşte bu meydan bu ülkenin, bu aziz milletin, Türkiye’nin yarınlarının müjdecisidir. Türk insanıyla Türk insanının arasına duvarlar örmeye çalışanlara bu meydan cevaptır.”

“BİZ UÇACAĞIZ DEDİLER, SOFRADAKİ EKMEĞİ KÜÇÜLTTÜLER”

“Türk milleti yetki istediler yetki verdi. Güç istediler, güç verdi. Mutlak güç istediler, mutlak güç verdi. Beylere o da yetmedi. Dediler ki dilimizden dökülen kanun olsun. Şaibeli bir referandumla onu da geçirdiler. Biz uçacağız, kaçacağız dediler. Dediler ama bu rejimin fiilen işlemeye başladığı günden bu güne milletin sofradaki ekmeği küçüldü.”

“TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ”

“Bugün milletin iradesini boğmaya çalışıyorlar. Bir içişleri bakanı var. Çıkmış diyor ki 14 Mayıs 2013 seçimleri bir darbe girişimiymiş. Anadolu’da güzel bir söz var. Dün Isparta’da paylaştım. Takke düştü, kelle göründü. İşte bu beylerin zihinlerinin nasıl çalıştığını bunlar ortaya dokuyor. Demokrasi zaten bu iktidar mensupları için muhalefette seslenilecek bir inanç. Onlar ruhen de lafzen de hiçbir zaman inanmadılar. 21 yıllık icraatları ortada.”

“HALA VAATTE BULUNUYORLAR, UTANIN UTANIN”

“Şimdi Türk milletinin kendilerin mazeret bırakmayacak sekilde 4 tane 5 yıllık kalkınma planı uygulayacak zaman vermiş olmasına rağmen hâlâ çıkmışlar millete vaatte bulunuyorlar. Utanın, utanın.”

“SEÇİM BEYANNAMESİ DEĞİL BECERİKSİZLİK İTİRAFNAMESİ”

“AKP Genel Başkanı Erdoğan çıktı, seçim beyannamesi açıkladı. Aslında seçim beyannamesi değil, beceriksizliklerinin itirafnamesi.”

“ÇALMA İŞİNİ İYİ BİLİYORLAR”

“Çalma işini iyi biliyorlar. Allah var. Haklarını teslim edelim. Neymiş? Mülakatı kaldıracaklarmış. 21 yıldır ÖSYM’de soruları çaldırdınız, mülakatlarla milyonların hakkını yediniz, şimdi sureti haktan görünerek sanki bu 21 yılda bu kayırmacılığı, bu ahbap çavuş düzenini bunlar inşa etmedi. Gençlerin benim hakkımı ne şah, ne padişah ne reis yiyebilir dediği gün bilesiniz ki adalet işliyor demektir.”

“GAFFAR OKKAN’IN KATİLLERİNİ ADAY YAPTILAR”

“Ege’nin güzel şivesiyle yetti gari diyeceğiz. Türkiye’de terör örgütleriyle işbirliği yapma imtiyazı Erdoğan’da. PKK’yla, FETÖ’yle işbirliği yapabilir. Bunlar yetmedi, Gaffar Okkan’ın katillerini kendi listelerinde aday yaptılar. Bu ülkenin milli güvenlik şemsiyesi, demokrasidir, hukuktur ve laikliktir. Bu değerleri içselleştireceğiz. Geldiğimiz bugünde karanlıkta renklerin bir manası yoktur. Karanlıkta renkleri seçebilme imkânımız yoktur. Her birimizin siyasi aidiyetleri var. Ama Millet İttifakı’nı oluşturan 6 siyasi parti olarak bu karanlıktan çıkmak için yarınki Türkiye’nin cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde bir irade ortaya koyduk.”

DAVUTOĞLU: BU MANZARA KOLAY OLMADI

Uysal’ın konuşmasının ardından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu sahneye çıktı.

Davutoğlu’nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

“Dört nala gelip uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan güzel memleketimizin, İzmir’imizin yiğit insanları… 1081’de Çaka Bey’in hakimiyetimizi kurmasından, Büyük Taarruz’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘İlk hedefiniz Akdeniz’dir ileri’ demesine kadar, milli hakimiyetimizin kader şehri, İzmir’imizin istiklal aşığı insanları, değerli hemşehrilerim, hepinizi saygıyla selamlıyorum. İzmir’e ufuk şehir dedim, yeni bir ufka ihtiyacı var milletimizin. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yeni bir ufuk çizmek için buradayız. İzmir, İstiklalimizin ve kaderimizin yazıldığı bir şehirdir. Bugün İzmir’de destansı bir toplulukla, bugün Ankara’ya, Beştepe’ye ve daha ötesine, yurdun her köşesine diyor ki ‘Biz buraya yeni bir ufuk çizmeye, yeni bir kader yazmaya geldik’. Her birinizi kucaklıyorum, sağ olasın İzmir, İstiklalimizin şehri İzmir…”

“YA OTORİTER YOLSUZLUK DÜZENİNİ YA DA MİLLET İTTİFAKI’NIN ÇİZDİĞİ YENİ UFKU SEÇECEKSİNİZ”

“200 yıllık modernleşme tarihimizin, 150 yıllık Meclis, 100 yıllık cumhuriyet ve 75 yıllık demokrasi tarihimizin görmediği bir manzara, yaşamadığı bir tecrübeyle huzurunuzdayız. Farklı siyasi geleneklerden gelen 6 genel başkanla huzurunuzdayız. Her şeyden önce milli birliği ve demokrasi ruhunu yaşatan bu manzarayı, bu tabloyu ortaya çıkarmak için çaba sarf eden 13. Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ve bütün genel başkanlara huzurunuzda teşekkür ediyorum. Bu manzara kolay olmadı. Hiçbir şeyimiz gizli olmadı. Her şey şeffaf bir şekilde ortaya konuldu. Şimdi ülkemizi iki kader yolu bekliyor. Ya şu anda otoriter yolsuzluk düzeniyle kirlenmiş Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi devam edecek ya da Türkiye’yi birleştiren Millet İttifakı yola devam edip yeni bir ufuk çizecek.”

“ÖZGÜRLÜK ALANLARINI GENİŞLETECEĞİZ, KİMSE ÖTEKİLEŞTİRİLMEYECEK”

“Aramızdaki farklar büyük Cumhur İttifakı’yla:

1- Demokrasi ve özgürlükler. İnsan hakları. Cumhur İttifakı denen bu yamalı bohça yoluna devam ederse ki edemeyecek, bugünkü baskılar devam edecek. Ama biz gelirsek, 13 cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve yardımcıları olarak biz özgürlük alanlarını genişleteceğiz. Hiç kimse ötekileştirilmeyecek. Gençler bir tweet dolayısıyla cezalandırılmayacak. Herkes istediği gibi konuşacak, istediği gibi yazacak, istediği gibi giyinecek.

2- Adalet. Devletin dini adalettir diyen bir inançtan geliyoruz. Adaletin olmadığı hiçbir yerde huzur olmaz. Güven olmaz. Geleceğe herhangi bir şekilde umut olmaz. Bugün talimatla yürüyen yargı mekanizmasını tam ve bağımsız bir yargı sistemine dönüştüreceğiz.

3- İnsan onuruna yakışır bir hayat standardı ve ekonomi bir düzen. Bugün bu düzen, ucube cumhurbaşkanlığı sistemi, devlet kaynaklarını yakınlarına peşkeş çeken sistem fakiri daha fakir yaptı. Esnafımız çaba sarfetti kredi borçlarıyla ezildi. İşçilerimiz emeğinin karşılığını alamadı, enflasyonun altında ezildi. Kur korumalı mevduat adında faizcilere peşkeş çekilen 200 milyar Türk lirasını, arka kapıdan satılan 218 milyar Türk lirasının hesabını sorarak, tek tek milletimize dağıtacağız.

4- Size siyasi ahlâk, temiz siyaset sözü veriyoruz. Türkiye’de yolsuzluk düzeni hakim, kimse hesap sormuyor. Bir bakan kendi şirketinden bakanlığında dezenfaktan sattı, Erdoğan onu teşekkür ederek uğurladı. Ülkenin toprakları imar baronlarına peşkeş çekildi. Türkiye dışarıdan narko olarak anılan bir devlet haline geldi. Başbakanlığımıza mani olan siyasi ahlak, imar yasası, ihale yasası tekrar gündeme gelecek. Sayın Kılıçdaroğlu’yla siyasi ahlakı Türkiye’de egemen kılacağız. Herkes malvarlığı beyanında bulunacak.

5- Devletimizin kurumları büyük ölçüde yıprandı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti nevzuhur bir devlet değildir. Ben buraya Konya’dan geldim. Selçuklu başkentinden cumhuriyetimize kadar… Devletimiz itibar kaybetti. Mülakatlar üzerinden niteliksiz insanlar devlet kadrolarını doldurdu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bütün kurumlarıyla ayağa kaldıracağız.”

“DİYANET’İ KAPATACAĞIZ DEDİĞİMİZİ NEREDEN ÇIKARDIN, NİYE YALAN SÖYLÜYORSUN ERDOĞAN”

“İktidar kaybedeceğini anlayınca saldırganlaştı. Bir iktidarın en saldırgan olduğu an kaybetme korkusu yaşadığı andır. Pervasızca milletin bir kesimini diğerine düşman edecek yollar izliyorlar. Anayasaya göre suç. Milli ve manevi değerlerimizi istismar ediyorlar. Bir Cuma günü 13. Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Kılıçdaroğlu ve liderler olarak deprem bölgesindeydik. Bir Müslüman, Fatiha okuyan bir Müslümana müdahale etmez. Gerçek bir Müslüman onun niyetini sorgulamaz. Sayın Erdoğan iftirayla, olmaması gereken bir şekilde Sultanahmet Camii’nde siyaset yaptı. ‘Bunlar Diyanet’i kapatacaklar’ dedi. Birlikte çalıştığımız yıllar adına soruyorum: Dürüst bir insana, bir Müslümana yakışmayan şey yalancılıktır. Hangimizden duydun Diyanet’in kapatılacağını? Nereden çıkarıyorsunuz. Milletin bir kesmini diğerine düşman etmek için yapıyorlar. Cumhuriyetimizin kurumudur Diyanet İşleri Başkanlığı.”

“BURADAN SESLENİYORUZ KORKMADIK, KORKMAYACAĞIZ”

“İçişleri Bakanı çıktı, ’14 Mayıs bir sivil darbe girişimidir’ dedi. Yani bir siyasetçi ilk kez seçimlere siyasi darbe dedi. Çünkü kendisinin kafasında darbe mantığı var da ondan. Bir korku yaymaya çalışıyorlar. Yüreğimize korku salmaya çalışıyorlar. Biz buradan sesleniyoruz, korkmadık, korkmayacağız. Sizden de söz istiyoruz. Korkmadık değil mi, söz mü? Hiçbir güç milli iradeye engel olamayacak. Her bir oyumuza sahip çıkacağız, söz mü?”

AKŞENER: ERDOĞAN VE ARKADAŞLARINI EMEKLİ EDECEĞİZ

Davuroğlu’nun ardından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener kürsüye geldi.

Akşener’in açıklamalarından satır başları şöyle:

Atatürk’ümüzün hemşehrileri, Zübeyde Hanım’ı bağrında yaşatan İzmir, 1000 yıl evvel Çaka Bey’in fethettiği İzmir, Atatürk’ümüzü Samsun’a gönderen İzmir, Türkiye’nin kurtulmasını, refaha eriştiği İzmir, selam olsun sizlere…

“Asıl Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu gelecek ve size hitap edecek. Bütün arkadaşlarımız hangi şartlarda seçime gidildiğini anlattı. Ama siz zaten bu bizi yöneten kafadan, zihniyetten görüyorsunuz. Tarih bilgisi olmayanlar ‘Gavur İzmir’ dedi. Tarihinizi bilmezseniz bir şehre bunu dersiniz. Ama İzmir, ‘gavur olmamayı’ öğreten şehirdir. İzmir, 14 Mayıs gecesi eğer biz kazanırsak, ‘işgalci’ olacakmışız ya, işgali sona erdiren İzmir, bugün burada gördüğüm İzmir kararını vermiş. Atatürk’ümüzün bıraktığı İzmir, milletimizi bölüp parçalayan, vatandaşlık satan, 11 milyon Suriyeliyi ülkemize dolduran bu harami düzene son verecek. Onu görüyorum ben. Ama bir şey var, İzmir’e ‘gavur’ diyenler, Cumhuriyetin kurucularına da ‘iki ayyaş’ dediler. Sonra ne oldu, o iki ayyaş sözüne karşı önce kadınlar, sonra gençler ayağa kaldı. 14 Mayıs akşamı inşallah mutlaka 13. Cumhurbaşkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu seçilecek, kendisini alkışlarla makamına oturtacağız. Erdoğan ve arkadaşlarını da nezaketle emekli edeceğiz.”

“Biz bu mitingde sadece Kılıçdaroğlu’na oy istiyoruz. Sayın Babacan da isteyince ben de istemek zorundayım kısacık. Burada bütün siyasi görüşten insanlar var. İYİ Partililer elbette hem Sayın Kılıçdaroğlu’na hem de kendi logosuyla seçime giren İYİ Parti’ye oy verecekler. Özellikle CHP seçmenine saygım sonsuz. Ama her aileden bir oy istiyorum.”

KILIÇDAROĞLU: BAY KEMAL BÜTÜN ENGELLERİ YIKIP TÜRKİYE’Yİ AYDINLIĞA ÇIKARACAK

Akşener’in ardından konuşmasını yapmak üzere Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye geldi. Kılıçdaroğlu’nu milyonlar büyük bir coşkuyla karşıladı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şöyle:

“İzmir’de 215 bin 650 genç ilk kez sandığa gidip oy kullanacak. Bu seçimler, gençlerin kendilerini göstermeleri gereken bir seçimdir. Bu seçimler, kadın-erkek eşitliğini sağlama seçimidir. Bu seçim ayrılmak değil, kucaklaşma seçimidir. Ve bu seçimler, Türkiye’ye demokrasiyi getirme seçimidir.”

“TÜRKİYE’Yİ AYDINLIĞA ÇIKARACAĞIM”

“Ne olursa olsun bütün engelleri yıkacağım ve Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağım. Herkes için adalet olacak. Hiçbir ayrım yapmayacağız. Oy versin vermesin kim haksızlığa uğradıysa Bay Kemal onun yanında olacak. Adalet yaşamımızın her yerinde olmalı. Bunu birlikte sağlayacağız.”

“SİZDEN TEK İSTEĞİM SANDIĞA GİDİP OY KULLANMANIZ”

Benim umudum sizlersiniz. Beraber, birlikte Türkiye’nin içine düştüğü bu durumdan Türkiye’yi çekip çıkarmamız birlikte olacak. Birlikte yapacağız, birlikte mücadele edeceğiz, birlikte sandığa gideceğiz ve Türkiye’yi aydınlığa birlikte çıkacağız. 21. yüzyılın dünyasında Türkiye’ni büyümeye, dünya ile rekabete ihtiyacı var. Bunu gerçekleştireceğiz. Bir şampiyonlar ligi bulduk. Dünyanın her tarafından en etkin insanlarla birlikteyiz. Bir Kemal kurdu birinci yüzyıl geldi. İkinci Kemal ile ikinci yüzyıl başlıyor. Sizden tek isteğim sandığa gidin, oyunuzu kullanın. Geçen seçimlerde AK Parti’ye veya MHP’ye oy vermiş ya da sandığa hiç gitmemiş bir dostunuzu, yakınınızı ikna edin ve beraber sandığa gidin. Gerçekleri anlatın. Türkiye’nin bu çıkmazdan çıkması gerektiğini anlatın. Bunu sağlamak için söz veriyor musunuz? Ben de size söz veriyorum, bu ülkeye baharı, huzuru, kardeşliği getireceğim. Bu ülkede hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir güzel bir ülkeyi inşa edeceğim, göreceksiniz.

“ÇİFTÇİYİ TOPRAKLA BARIŞTIRACAĞIM”

“Çiftçiyi toprakla barıştıracağım. Üretici üretecek, herkes kazanacak. Hepimizin karnı doyacak. Kırsalda hiçbir kadının, hiçbir gencin yoksul kalmasını tamamen tersine çevireceğiz. Kırsalda çalışan gençlerin ve kadınların sosyal güvenlik primini devlet olarak biz ödeyeceğiz. Böylece her kadının sosyal güvencesi olacak. Anneler, çocuğunu huzurla okula gönderecek. Türkiye mutlu olacak.”

“AKDENİZ’İ ÜRETİM MERKEZİNE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”

“Samandağ’dan başlayarak, Mersin’e kadar olan havzayı, Akdeniz’in en büyük üretim merkezine dönüştüreceğiz. İstanbul’un nüfusu 5 yıl içinde 2 buçuk milyon azalacak. O bölgede ciddi bir istihdam alanı oluşacak. Maden rafinerisinden tutun, denizcilik konusunda en büyük yatırımları gerçekleştireceğiz. Sizlerin oyuyla iktidar olduğumuzda, 5 yıl içinde 300 milyar dolar para gelecek ve tamamı yatırıma ayrılacak, göreceksiniz.”

“418 MİLYAR DOLAR PARAYI SON KURUŞUNA KADAR ALACAĞIM”

“Dışarı götürdükleri 418 milyar dolar var. O parayı son kuruşuna kadar alıp Türkiye’ye getireceğim endişe etmeyin. Efendim ‘parayı nasıl getireceksin’ diyorlar. Getireceğim, getireceğim. Uluslararası hiçbir mahkeme bir devletin soyulmasına ‘evet’ dememiştir. Hukukçularımız var. Çalınan paranın tamamını getireceğiz. Öyle gidecekler Amerika’da çiftlikler alacaklar, gökdelenler yapacaklar… İngiltere’de villalar yapacaklar, Bay Kemal bunu yiyecek… Yemem efendim yemem, son kuruşuna kadar alacağım.”

“BEŞLİ ÇETE TELAŞ İÇİNDE”

“2015’ten bu yana emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramı’nda birer maaş ikramiye verin diyorum. Önce itiraz ettiler, ‘nereden bulacaksın’ parayı dediler. Israr edince biner lira verdiler. Şimdi seçime giriyoruz diye biraz artırdılar. Emekli kardeşlerime söylüyorum: Önümüzde Kurban Bayramı var. Millet İttifakı’nın iktidarında göreceksiniz. Bankaya gideceksiniz, 15 bin lira paranızın olduğunu göreceksiniz. O para ananızın ak sütü gibi helaldir. Bunu söylediğimde de yine koro halinde bağırıyorlar. ‘Parayı nereden bulacaksın’ diyorlar. Ee sen beşli çeteye para bulurken kimse sormuyor Bay Kemal dışında. Beşli çeteden alacağım paraları, emekliye, çiftçiye, üreticiye herkese vereceğim. Tabii beşli çeteler de telaş içinde. Ya Kılıçdaroğlu kazanırsa? Kazanacağım, kazanacağım. Geleceğim geleceğim. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemem, asla da yedirmem.”

“POLİSİN SORUNLARINI DA ÇÖZECEĞİM”

“Bizim güvenliğimizi sağlayan polis arkadaşlarım var, onların derdini de biliyorum.  Meydan meydan söyledim, 3600 ek gösterge verin diye. Yine itiraz ettiler. Sonra tıpış tıpış gereğini yaptılar. Şimdi polis arkadaşların dertlerini biliyorum. 24 saat çalıştırıyorlar. Bu polis aç mı tok mu kardeşim? Bu insan kardeşim, makine değil. Bu insanın yemeğe, tuvalete ihtiyacı var. Düşünmüyorlar, sadece Saray’ı düşünüyorlar. Onlar yandaşları için çalışıyorlar, Bay Kemal vatandaşı için çalışır.

“HAYALLERİNİZ BAY KEMAL’İN HEDEFLERİ OLACAK”

“Gençler, sandığa gidecek misiniz? Türkiye’yi değiştirecek misiniz? Türkiye’ye demokrasiyi getirecek misiniz? Size sözüm söz, bütün hayallerimizi birlikte gerçekleştireceğiz. Sizin hayallerini Bay Kemal’in hedefleri olacak. Gençler, büyük bir umutsuzluk içinde biliyorum. Geleceklerini yurt dışında aradıklarını biliyorum. İşsiz kaldıklarını biliyorum. İşsizliğin büyük bir bela olduğunu biliyorum. İşsiz olan bir çocuk evdeyse ne anne ne de babada huzur yoktur. İster ki çocuğum okudu, işi olsun gücü olsun, evlendireyim, torunlarım olsun, huzurlu bir hayatı olsun ister. Bugün milyonlarca işsiz gencimiz var. Ve bunların hepsi sıkıntılı. O yüzden bu tablonun değişmesi lazım.”

“KÖYLERDEKİ OKULLARI AÇIP 100 BİN ÖĞRETMEN ATAYACAĞIZ”

“Köylerdeki bütün okulları açacağız ve yüz bin öğretmen ataması yapacağız. Öğrenciyle öğretmeni buluşturacağım. Ayrıca kırsal veteriner hekim olacak, ziraat teknisyeni olacak, ziraat mühendisi olacak, toprak analizleri yapılacak, hayvanların aşıları yapılacak. Onlar da devletten maaş alacak. Onların da tamamı köyde üreticiye destek olacak. 100’üncü yılda birlikte başaracağız. Bu olduğu takdirde Türkiye büyüyecek. Dışarıdan yulaf, arpa, buğday alıyoruz, dışarıdan et, canlı hayvan alıyoruz. Ne oluyor ya ne oluyor? Bunların tamamını biz Türkiye’de yapamaz mıyız?”

Erdoğan Alevi videosu üzerinden Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı!