Uzunca bir süredir, 2021’den bu yana yalnızca Millet İttifakı açısından değil, aynı zamanda Türkiye’de değişim isteyen bütün güçler açısından Kemal Kılıçdaroğlu’nun ortak aday olmasının neden gerekli ve önemli olduğunu neredeyse her televizyon programında ve birçok makalemde sürekli vurguladım. Gerekçesi ne olursa olsun “kazanacak aday” vurgusunun yanlış olduğunu, bu vurgunun aynı zamanda siyasetin değiştirici gücüne inanmamak anlamına geleceğini belirterek, “kazanacak adayın gösterdiğin ortak aday” olduğuna sürekli dikkat çektim. 2017’deki Anayasa referandumundaki “Hayır” kampanyasında da, 2019’daki yerel seçimde büyükşehir belediye başkanları seçiminde de gördüğümüz gibi istendiğinde “asgari müştereklerde” çok farklı siyasi eğilimlerin sandıkta bir araya gelerek değişimi gerçekleştirdiğini tanıklık ettik!
MİLLET İTTİFAKINI DA AŞAN BİR ADAYLIK
Pazartesi günü Millet İttifakı Kılıçdaroğlu’nu resmen aday gösterdikten sonra, başka bir Türkiye resmi önce ittifaktaki 6 partinin seçmeninde, sonra da değişim isteyen bütün çevrelerde büyük bir dalgaya dönüşme şansını yakalayacaktır. Çünkü uzunca bir süredir “aday kim olacak” tartışmasına kilitlenecek seçmen, bu tartışmadan çıkmış olacağı için bu kez de “başka bir Türkiye mümkün” hedefine kilitlenecektir.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığının desteklenmesi 6 partiyle sınırlı kalmayacak, HDP başta olmak üzere sol, sosyalist çevrelerde de, bazı milliyetçi ve muhafazakar çevrelerde de karşılık bulacaktır. Siyaset matematiğinin değişim isteyenlerden yana olduğu bir ortamda Kılıçdaroğlu bu çevreleri sürece dahil ederse, ki bunu mutlaka yapmalıdır, seçimin birinci turda değişim isteyenlerin lehine bitmesi de mümkün olacaktır!
Milletvekili seçiminden bağımsız olarak bu seçimde Cumhurbaşkanı’nın kim olacağı çok önemli olduğu için, muhalefetin bir bütün olarak seçime tek adayla girmesi 2018 seçimleriyle kıyaslanmayacak kadar önemlidir! Eğer süreç doğru yönetilirse Kılıçdaroğlu’nun adaylığı HDP’nin kendi Cumhurbaşkanı adayı çıkarması olasılığını ortadan kaldırabilir, HDP dahil Türkiye’nin en az yüzde 60’ı sandıkta Kılıçdaroğlu’nun ismi etrafında buluşabilir!
TEK ADAY VE BİRİNCİ TUR
Doğru olan da bu yaklaşımdır!
Doğru olan, muhalefetin ortak bir adayla seçime girerek seçimi birinci turda bitirmesidir.
Kılıçdaroğlu'nun adaylığı bu nedenle Türkiye’de yeni bir siyasal iklim isteyenler, laikliği, demokrasiyi, kamuculuğu isteyenler için önemli bir şanstır! Kılıçdaroğlu kutuplaşma yerine diyaloğu, kavga yerine uzlaşmayı sağlar, Türkiye’yi normalleştirir! Çünkü değişim olmadan Türkiye normalleşmez!
Kılıçdaroğlu sosyal demokratlardan sosyalistlere, muhafazakarlardan milliyetçilere kadar birçok farklı çevrelerden oy alır ve 14 Mayıs akşamı Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olarak ipi göğüsler. Bundan kuşku duymak yerine buna inanılırsa, değişim 15 Mayıs’ta başlar!