Kılıçdaroğlu: Her şey aklıma gelirdi de yargı sisteminin bu kadar çökeceği aklıma gelmezdi

Yayın tarihi: 16 Ekim 2020 Cuma 12:01 pm - Güncelleme: 16 Ekim 2020 Cuma 1:10 pm

Kılıçdaroğlu, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin AYM kararına direnmesine tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “İflas eden bir yargıyla karşı karşıyayız. Yargının kendi içinde iç denetimi var. Alt mahkeme, en üst mahkemenin ‘Verdiği kararı tanımıyorum’ diyorsa çürüme oradan başlıyor. Nasıl bir felaketle karşı karşıya olduğumuzun bilinmesi lazım” uyarısında bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adım Adım İktidara Projesi Tanıtım ve İlk Eğitim Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu, “Karl Marx, ‘Dünyanın bütün işçileri birleşin’ demişti. 21. yüzyılda dünyanın bütün demokratlarının diktatörlere karşı birleşmesi lazım. Demokrasiden olanların bir araya gelmesi lazım. Bir ülkenin büyümesi farklı düşüncelerle kaynaklanır” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

Karamollaoğlu: Darbe tam olarak budur

“CHP HANGİ SORUNA ÇÖZÜM GETİRMEDİ”

“Genelde CHP’ye şu eleştiri yapılır: ‘CHP hiç öneri getirmiyor hep eleştiriyor’ Onlara şu soruyu sorun, hangi soruna çözüm getirmedi? Bizim siyaset tarihimizde son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan partilerden biri CHP’dir. Her soruna yetkin kadrolarıyla çözüm üreten tek parti CHP’dir. Biz Türkiye’ye karşı en ağır sorumluluğu üstlenmesi gereken partiyiz. Çünkü biz kadrolarımızla, varolan sorunları çözme konusunda azimli kararlı ve özgüveni yüksek bir duruş sergilemek zorundayız.

“İKİNCİ YÜZYILA ÇAĞRI BEYANNAMESİ TÜRKİYE’Yİ ÇAĞDAŞ UYGARLIĞA ULAŞTIRACAK”

İkinci yüzyıla çağrı beyannamesinin önce felsefesini çok iyi bilmek gerekiyor. Bitirdiğimiz bir yüzyıl, ikinci yüzyılın başlangıcında 5 temel sorunla 83 milyonu karşı karşıya bıraktı. Geçmişten ders çıkaramazsanız sağlıklı bir gelecek inşa edemezsiniz. Bu çağrı beyannamesi Türkiye’de hiçbir toplumsal sınıfı dışlamayan beyannamedir. Bir CHP beyannamesinin ötesinde Türkiye’yi ikinci yüzyıla güçlü bir şekilde sokacak, güçlü bir Türkiye inşa edecek, birlikteliği koruyacak bir söylemdir. İnanç, etnik kimlik üzerine siyaset tarihin tozlu raflarında kalmak zorundadır. Kutuplaşan bir Türkiye bize göz diken egemen güçlerin arzu ettiği bir Türkiye’dir.

Bu beyanname, birlikte yaşama iradesini en güçlü şekilde ortaya koyan bir metindir. Farklılıklarımızı zenginlik görüp bu zenginliği büyütme iradesini ortaya koyan bir beyannamedir. Bu beyanname Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştıracak yol haritasıdır.

Ahmet Necdet Sezer Ankara’daki ışıkların neden açık olduğunu açıkladı

“HAVUZ MEDYASI DA İTİRAZ EDEMEDİ”

Havuz medyası da buna itiraz edemedi? ‘Şurası yanlıştır’ diyemediler. Diyemezler zaten. Böyle bir beyannameyi hazırlamak CHP’ye yakışırdı, biz bunu yaptık. Bu beyannameyi kurultayımıza katılan tüm delegelerin oy birliği ile tarihe miras olarak bıraktık.

CHP, değişimin ve dönüşümün en büyük adresidir. CHP bugün siyasal partiler içerisinde en nitelikli ve en yetkin kadrolarını bünyesinde barındıran partidir.

“GENÇLER TÜRKİYE’DEN GİTMEK İSTİYOR”

Eğitimli, gelişmiş ciddi bir genç kuşağımız var. Mayıs ayında ‘İmkanınız olsa yurtdışında yaşamak ister misiniz?’ diye soruluyor gençlere. Gençlerin yüzde 62,5’i ‘evet’ diyor. AK Partili gençlerin de yüzde 47,3’ü ‘evet’ diyor. Önümüzdeki ciddi tehlikeyi görüyor musunuz? Bir ülkenin gençliği, ben bu ülkede değil başka bir ülkede yaşamak istiyorum diyor.

Eylül’de ‘kalıcı olarak başka bir ülke vatandaşlığı verilirse Türkiye’yi terk edip o ülkeye yerleşmeyi düşünür müsünüz? diye soruluyor. Evet diyenlerin oranı yüzde 64. Yüzde 14’ü ‘hayır kalırım’ diyor. Türkiye’nin gerçek anlamda beka sorunu ne? Bir ülke kendi gençliğini kaybederse Türkiye’nin beka sorunu nedir o zaman? Başka hangi beka sorunundan söz edeceksiniz, işte beka sorunu budur! İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi bütün bu gençleri Türkiye’de tutma beyannamesidir ayrıca.

MHP, AYM ile ilgili çalışmalara başladı; hedef Yüce Divan yargılamaları

“İFLAS EDEN YARGI SİSTEMİ”

Parlamentonun, anayasanın askıya alındığı bir süreçten geçiyoruz. Bir ülkede yasama yargı ve yürütme bir kişinin kontrolü altına girerse o ülkede felaket olur. Bunu anlatmamız gerekiyor, bizim böyle bir tarihi sorumluluğumuz var.

İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Her şey aklıma gelirdi de yargı sisteminin bu kadar çökeceği aklıma gelmezdi. Bu kadar körelmez, bu kadar çürümez diyordum. Yargının kendi içinde bir iç dinamiği var. AİHM’e kadar uzanan bir zincirimiz var. Ama alt mahkeme en üst mankemenin verdiği karar beni bağlamaz diyorsa çürüme ordan başlıyor. Adaletsizlik, hukuksuzluk oradan başlıyor. Nasıl bir felakatle karşı karşıya olduğumuzun bilinmesi lazım.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla şu mesajları verdi:

-Biz hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatine göre karar veren mahkeme değiliz. Öyle olmadığımız için de anayasa va yasalar bizi bağlamaz

-Biz gücümüzü Anasayadan değil saraydan alıyoruz

-Millitvekilinin yeniden dokunulmazlık kazanması da bizi bağlamaz, biz yargılayıp mahkum ederiz.

-Bizi TBMM başkanı dahi eleştiremez

-Bizim AYM’yi ihlal etmemiz HSK kurulunca sorgulanamaz. Çünkü onlarda talimatı saraydan alır”