Kılıçdaroğlu: CHP’nin değişime değil yenilenmeye ihtiyacı var!

Yayın tarihi: 15 Temmuz 2023 Cumartesi 11:41 am - Güncelleme: 15 Temmuz 2023 Cumartesi 11:41 am

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel seçim sonrası parti içinde yükselen değişim talebiyle ilgili yeni bir açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, “CHP’de değişime değil yenilenmeye ihtiyaç var. Gazi Mustafa Kemal’in ortaya koyduğu bir çizgi, hedef var. Bunun nesini değiştireceksiniz? ” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçim süreci, ardından partisinde başlayan ‘değişim’ tartışmaları ile önümüzdeki yerel seçimlere ilişkin açıklamalar yaptı.

“CHP’nin değişime değil, yenilenmeye ihtiyacı var” diyen Kılıçdaroğlu, “Gazi Mustafa Kemal’in ortaya koyduğu bir çizgi, hedef var. Bunun neresini değiştireceksiniz? Yenilenme konusunda örgütün beklentilerini de alıp tüzüğümüzü değiştirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, Özkan Uğur’un ailesine ziyaret

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk’e konuşan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“CHP’de değişime değil yenilenmeye ihtiyaç var. Yani bizim partimizin ideolojisi belli. Sosyal demokrat partiyiz. Gazi Mustafa Kemal’in ortaya koyduğu bir çizgi, hedef var. Bunun nesini değiştireceksiniz? Bu hedefimiz değişmez. Sosyal demokrat bir partiyiz, 6 okumuz var. 6 oktan birisi olan ‘Devletçilik’ konulduğu yıllarda, devletin ekonomiye müdahalesi olarak devletin doğrudan fabrika kurması olarak belirlendi. Ama günümüzde o yenilendi ve ‘Refah devleti’ diyoruz. Devletin temel görevi, refah devletini sağlamaktır. Toplumun refah içinde yaşamasıdır. Devletin sosyal devlet olması budur. Milliyetçiliğimiz zaten malum, Türkiye’nin çıkarları üzerine kurulan ya da Türkiye’nin çıkarlarını hedefleyen bir milliyetçilik. Irkçılık temelinde değil. Bizim 6 okumuz belli bunların nesini değiştireceksiniz? Bizim yenilenmeye ihtiyacımız var. Nedir yenilenme? Örneğin parti tüzüğünün değişmesi lazım. Bunun için de zaten çalışıyoruz. Örgütlerin beklentisi nedir, ne değildir onları alıyoruz. Gerçekten örgütünde çok mutlu olacağı güzel değişiklikler yapacağız ve hayata geçireceğiz.”

“İYİ SONUÇLAR ALACAĞIZ”

Yerel seçimlere ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, “Yerel seçimlerde çok iyi bir performans yakalayacağımıza inanıyorum. Pek çok çalışmayı belli bir noktaya getirdik. Aday belirlemelerimiz de iyi olacak. Çok iyi sonuçlar elde edeceğiz” dedi.

Aday belirlemedeki yöntemi anlatan Kılıçdaroğlu, “Tek bir gözlemle aday belirlenmeyecek. Anketler yapılacak, saha araştırması yapılacak. Bizim denetmenler gidecekler alana bakacaklar. ‘Kiminle kazanırız, kiminle kazanmayız’ diye özel çalışmalar yapılacak. Adaylar belirlenecek” ifadelerini kullandı.

DİĞER PARTİLERLE İŞBİRLİĞİ

Kılıçdaroğlu ayrıca ittifak konusuyla ilgili de, “Diğer siyasi partilerle işbirliği merak ediliyor. Yerel yönetimlerde işbirliğini büyük ölçüde halk kendisi yapıyor. Bir belediye başkanı adayını beğeniyorsa, onun parti kimliğinden çok kişiliğine bakıyor, kendi beldesine hizmet verebilecek kişilikteyse rahatlıkla gidip oy verebiliyor. Tabii diğer partilerle nasıl işbirliği olacağı konusunda şu aşamada yorum yapmak doğru değil. Ama ilerleyen zaman içerisinde işbirliği de gündeme gelebilir, gelmeyebilir. İşbirliği olursa bu Türkiye genelinde her yerde değil. Belli alanlarda yerlerde olabilir” açıklaması yaptı.

NEREYE KADAR GÖTÜRECEKSİNİZ SORUSUNA YANIT VERMEDİ

Kılıçdaroğlu, “Siyaseti nereye kadar götüreceksiniz” sorusuna ise “Buna cevap vermek istemem” karşılığını verdi.

“ELEŞTİRİ İÇİ DOLU OLMALI”

Kılıçdaroğlu seçimlerin ardından hem kendisine hem de partisine yönelik eleştiriler için “Ön yargıyla yaklaştığınız zaman eleştiri, eleştiri olmaktan çıkıyor” yorumunu yaptı.

“Her eleştiriye saygı duyarım. Ama eleştiri de içi dolu, kendine göre haklı eleştiri olmalı” diyen Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:

“Ben demiyorum ki ‘Bizim hiçbir hatamız, kusurumuz yoktur’ Böyle bir şey söylemedim. Eksiğimiz de yanlışımız da olabilir. Ama eleştirinin de sizi doğru yöne yöneltecek çerçevede olması lazım. O zaman biz eleştiriye de eleştirilene de saygı duyarız. Eleştiri tamamen hakaret boyutuna, daha doğrusu hakaret içeren bir yazıya ya da bir söyleme dönüşüyorsa bu eleştiri olmaktan çıkıyor. Ön yargı oluyor. Oysa bir gazetecinin görevi ön yargılarından arınıp siyasetçiyi sağlıklı, tutarlı bir eleştiri çerçevesinde değerlendirmektir. Yani illa övgü olacak diye bir şey zaten beklemiyoruz. Bir politikacının övgüden çok, sağlıklı eleştiriye ihtiyacı var. Biz de eksiğimiz, hatamız, yanlışımız nerede onu düzeltmeye çalışırız.”