Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında adı geçen Emniyet Müdürü Kerem Gökay Öney'in avukatı Öney hakkında ortaya atılan iddialar nedeniyle açıklama yaptı.
Halk TV yazarı İsmail Saymaz, bugün yayınlanan yazısında Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında adı geçen daha önce gözaltına alınıp serbest bırakılan Emniyet Müdürü Kerem Gökay Öney'e yer verdi. Saymaz yazısında, Ayhan Bora Kaplan soruşturmasının gizli tanığı ve 2 numaralı ismi olarak nitelenen Serdar Sertçelik'in firar etmesinin ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öney'in yardımcısı Şevket Demircan'la olan mesajlaşmasına yer verdi.
Saymaz'ın yazısını okumak için tıklayın.https://tele1.com.tr/ayhan-bora-kaplan-davasinin-sanigi-serdar-sertceligi-kaciran-polisler-hakim-karsisinda-1103264/
ÖNEY'İN AVUKATINDAN AÇIKLAMA
Saymaz'ın yazısının ardından Öney'in avukatı Suna Öztaşdönderen yazılı açıklama yaptı. Öztaşdönderen açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Müvekkilim Kerem Gökay Öner hakkında; basın, yayın ve sosyal medyada açıkça can güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde tehdit oluşturan hedef gösterme ve karalama kampanyası sürmektedir. Bu kampanya ise sadece asılsız iddialara ve soyut delillere dayanan iddianame esas alınarak yapılmaktadır. Bu kampanya, ne yazık ki hala adil yargılanma hakkına saygı gösterilmediğini, yeteri kadar incelme ve araştırma yapılmadan tek taraflı kaynaklara dayanılarak masum bir kişinin nasıl suçlu ilan edilebileceğine örnektir.
Bugüne kadar ülkemizde ve dünyada haber kaynaklarında ve sosyal medyada yapılan paylaşımların yine büyük çoğunluğunun, genel geçer bilgilere dayandığı ve büyük bir bilgi kirliliğinin yaşandığı bilinen bir gerçektir. Müvekkilim bu durumdan muzdarip olan, savunma hakkı yok sayılan, dinlenilmeyen, delilleri değerlendirilmeyen binlerce masum insandan sadece birisidir.
Binlerce yılda gelişen hukuk sisteminde nice kişinin büyük bedeller ödeyerek kazandırdığı haklar günümüzde 2024 yılında dahi hızlı ve teyitsiz bir şekilde yayılan haberler ile ne yazık ki paylaşım yapanın izlenme veya okunma oranı ve takipçi kazanma hevesine veya menfaatlerine heba edilmektedir. Binlerce yıllık mücadele sonucu kazanılan masumiyet karinesi müvekkil yönünden yok sayıldığı ve müvekkilin de her birey gibi savunma hakkı olduğu düşünüldüğünde bu açıklamayı yapmamız zorunlu olmuştur. Kaldı ki yaptığımız açıklama okunduğunda müvekkil hakkındaki tüm ithamların çürütüldüğü açıkça görülecektir.
Madde madde açıklama yapmak gerekirse;
1-İddianameye konu Serdar Sertçelik’in kaçmasına yönelik “…Babası İstanbul’a götürüyor. Borç konusu varmış. Bilgin olsun abi…” mesaj içeriği vekil edene gönderilmiş, müvekkil ise yardımcısına ileterek araştırma yapılmasını istemiştir.
2-Vekil edene ileten emniyetin istihbarat yetkilileri olup, rutin arama iş ve işlemlerini gerçekleştirmiştir.
3-Kerem Gökay Öner şüphelinin İstanbul’da olduğu bilgisi değil de İstanbul yolunda olduğu bilgisinden hareketle araştırma yapılmasını istemiştir. Yani müvekkile şüphelinin İstanbul’da olduğu bilgisi verilmediği gibi atmış olduğu mesaj içeriği de görüleceği gibi İstanbul’a şüpheli ulaşmadan atılmıştır.
4-Yukarıda da görüleceği üzere Öner; atmış olduğu mesaj hem forwardedlenmiş hem de anında araştırma istemiştir, kaldı ki gizli tanık mesaj atıldığı tarihte İstanbul’da bulunmamaktadır.
5-Kolluk vazife gereği yapmış olduğu her iş ve işlemi tutanağa bağlamak zorundadır. Tüm soruşturma ve kovuşturma aşamasında vekil edenin tüm evrakları eksiksiz ve kusursuzdur. Bu sebeple şüphelinin olmadığına dair tutanağın tutulmasını bile kaçırma operasyonu gibi algılatılması hem yargılaması olan davayı etkileme hem de görevini gerçekleştiren bir emniyet müdürünü lekeleme girişimidir.
6-Müvekkilin Serdar Sertçelik ile tek bir ses kaydı bulunmamakla birlikte kanuna aykırı tek bir işlemi ve dahi emri de tespit edilememiştir. Kerem Gökay Öner misyon görevlerini başarı ile tamamlamış ve mesleki hayatı boyunca (2024 yılına kadar) tek adli ve idari soruşturma geçirmemiş 3. sınıf Emniyet Müdürüdür.
Sorumlu olduğu teşkilatın varlığı sebebiyle hakkındaki iddialara yargı makamları hariç cevap verememektedir. Sorumsuzca ya da algı yaratmak amacıyla müvekkil aleyhine kara propaganda yürüten yayın organları daha önce, Sinan Ateş cinayeti yargılamasına başlanmadan sahte tutanaklar yayınlanmış tutanağa konu olay yerine ilk giden müdür olarak gerekli her işlemi yapan müvekkil tutulan tutanağın sahte olduğunu bildirme sorumluluğu olduğu için savcılığa bildirmesi zorunluluğu doğmuştur.
Çünkü;
Cinayet vakası gerçekleşmiş, delilleri karartma ya da cinayete yardım yataklık etme şüphelisi olma ihtimalleri varken tabi ki bildirmesi akla mantığa ve dahi ahlaka uygundur. Kaldı ki; Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruşturmada İstanbul’a gidip tüm şüphelilerin yakalanması sürecini de müvekkil gerçekleştirmiştir. Aynı sorumsuz ya da algı yayınları yine ortaya çıkmış, bildirdiğimiz suçla ilgilenip gerçeğe ulaşma çabası yerine yayınlarda adeta mahalle dedikodusu yapar gibi vekil edeni masaya yatırmışlardır. Konuya ilişkin de devletin ilgili her kademesinin bilgisi bulunmakla birlikte gereğinin bugün olmasa bile mutlaka yapılacağına inancımız tamdır. Bu kapsamda sorumsuzca ve yargılama günü yaklaştığı sürede yapılan bu denli algı haberleri hakkında hukuki ve cezai şikayetlerde bulunacağımızı bildiririz."