Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Hulusi Akar’a: Silah dayansa da…

Yayın tarihi: 22 Aralık 2018 Cumartesi 5:34 am - Güncelleme: 22 Aralık 2018 Cumartesi 5:34 am

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın 15 Temmuz’a ilişkin sözlerini yorumladı, ‘Cumhuriyeti korumakla görevlisiniz. ‘Başıma silah dayandı diye önleyemedim’ diyorsanız doğru değil’ dedi.

Cumhuriyet’ten Sertaç Eş’in haberine göre,  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim süreci, Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelere ilişkin değerlendirme yaptı, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a sert yüklendi. Kılıçdaroğlu, Akar’ın “Başıma silah dayandı” sözlerine ilişkin, “Ömer Halisdemir’i bilmesi lazım Sayın Akar’ın. Cumhuriyeti korumakla görevli birisiniz. ‘Başıma silah dayandı diye önleyemedim’ diyorsanız doğru değil” dedi. Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş’ın anketlerde “açık ara önde olduğu” için, Ekrem İmamoğlu’nun da beklenen aday profiline uyduğu için aday gösterildiğini söyledi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, gazetelerin Ankara temsilcileriyle yaptığı kahvaltılı toplantıda önemli mesajlar verdi. Milli Savunma Bakanı Akar ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel arasındaki tartışmanın anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Ömer Halisdemir’i bilmesi lazım. Örnek alınacaksa Halisdemir’in örnek alınması lazım. ‘Kafama silah dayadılar, kaç kişi buna hayır der? Gittim teslim oldum.’ Bu tür ifadeleri ben o dönemin Genelkurmay Başkanı’na yakıştıramadım. Siz Cumhuriyeti korumakla, Cumhuriyeti savunmakla görevli birisiniz. Dolayısıyla siz bugün, ‘başıma silah dayandığı için ben bunları önleyemedim’ gibi bir gerekçeye sarılıyorsanız. Bu doğru değil” diye konuştu.

Silahlı kuvvetlere yönelik hassasiyetini anlatmak için Kılıçdaroğlu, darbe girişiminin yaşanmasının ardından 16 Temmuz’a ilişkin bir anısını anlattı. Akif Hamzaçebi’nin kendisinden Meclis’te konuşurken “Ordusu tarafından teslim alınmış bir komutan genelkurmay başkanlığı yapamaz” diye bir cümle kullanmasını istediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Son derece doğru ama bunu bu saatte, bu ortamda söylemek doğru değil. Çünkü ordu ciddi bir sınav veriyor. Bu tür bir açıklama orduda ciddi sorun yaratabilir. Daha doğrusu siyaset alanında ciddi sorun yaratabilir diye kullanmamıştım” dedi.
Kılıçdaroğlu, Suriye’nin kuzeyine yönelik bir harekât öncesinde bu tür eleştirinin doğru olup olmadığının sorulması üzerine, “Akar artık siyasetçidir. Bir asker değildir. Biz özellikle askerlere yönelik konuşurken son derece dikkatli bir dil kullanıyoruz. CHP geleneğinde zaten genelkurmay başkanları ile ilgili eleştiri yapılacaksa bunu ancak genel başkan yapar. Ama Akar artık ayrılmıştır. Siyasetçi olarak kabul ediyoruz. Erdoğan’ın dilini teleffuz ediyor, görüşlerini parlamentoda yansıtıyor” diye konuştu.

Akar’ın TBMM’de kurulan komisyona gelerek ifade vermediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Şimdi başıma silah dayandığı için ‘ben gereğini yapamadım’ ya da ‘itiraz edemedim’ yani bir anlamda ‘teslim oldum’ diyor. Parlamentoya gelip en azından bunları anlatabilirdi. Niye gelip ifade vermedi? Erdoğan’ın isteği üzerine” dedi. Kılıçdaroğlu, komisyona MİT müsteşarının gelmediğinin anımsatılması üzerine onun bürokrat olduğuna dikkat çekerek, “Dolayısıyla bağlı olduğu otoroite izin vermediği için gelmemiştir. O yüzden eleştiri yapmak doğru değil” dedi.

‘İyi sınav veremedik’

CHP’nin geçen seçimlere yönelik özeleştiri yapmadığı yönündeki bir eleştiri üzerine Kılıçdaroğlu, parti ve genel başkan olarak özeleştiri yaptıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Ben kendim bizzat yaptım. O gece iyi bir sınav veremedik. Bunu her yerde, her ortamda ifade ediyorum. O gece belki kamuoyuna bilgi verilebilirdi. Kamuoyu aydınlatılabilirdi. Bunları yapmamız zorunluydu aslında ama o gecenin ayrıntılarına girmek istemiyorum. Bir kusur, eksik varsa bize ait. Özellikle CHP’ye oy veren gençlerin, CHP yönetimine tepki göstermelerini anlayışla karşılıyorum. Tepki göstermeleri doğal ve haklı” değerlendirmesini yaptı.

‘Dikta yönetimi var’

Türkiye’nin son seçim ve halk oylamalarının adil ve serbest olmadığının bilincinde olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Açıklıkla ifade etmek gerekirse bir dikta yönetiminin olduğunu biliyoruz. Bunu da sürekli dile getiriyoruz. Türkiye bir sivil darbe süreci yaşıyor. Geçmişte Evren ve arkadaşları ne yaptıysa şimdi Erdoğan aynı şeyi yapıyor. Devletin Hazinesi damada teslim edilmiş vaziyette. Ülke yangın yerine dönmüş, tek uğraştığı kişi benim. Bir hedef gösteriyor. Bir televizyoncu arkadaşımız hedef gösteriliyor. Ama bu geri adım atmamıza yol açmayacak. Tam tersine tüm haksızlıkların, hukuksuzlukların üstüne gitmek zorundayız. Bir adil seçim ortamı olsun ondan sonra seçime gidelim özel arayışı içinde değiliz. Mücadeleyse mücadelesini yapacağız” diye konuştu.

‘Yavaş partili’

Kılıçdaroğlu Mansur Yavaş’ın Ankara’da aday gösterilmesiyle risk alıp almadığının sorulması üzerine şöyle konuştu:
“Mansur Bey siyasette sonradan tanıdığım bir insan ama belediye başkanlığı yaparken Beypazarı’nda başarılı. Beypazarı’nın ziyaretçilerinden birinin de ben olduğumu kimse unutmasın. Başaralı bir belediye başkanı. Parti içinden değil de neden sağdan aday diye bir düşünce oldu… Mansur Bey bizim partilimiz zaten. Dolayısıyla CHP’ye gelip üye olan birisini sağdan veya soldan diye ayırmanın bir mantığı yok. Mansur Bey’i Ankara’nın geleceği ve gerçek anlamda bir başkent kimliğine kavuşması için ideal bir aday olarak görüyorum. Elbette Parti Meclisi’ne geldiği zaman, o adayın lehinde ve aleyhinde konuşanlar var. Sadece Mansur Bey için değil. Belki siz risk olarak tanımlıyorsunuz ama bu risk değil. Bu isimler kazanma şansı en yüksek olan partililerimiz. Anketler yapıyoruz, milletvekili, il ve ilçe başkanı arkadaşlarımıza soruyoruz. Sonuçlardan politika geliştiriyoruz.”

Kılıçdaroğlu, Yavaş’ın yapılan anketlerde “açık ara” önde çıktığını da söyledi.
Soru üzerine Kılıçdaroğlu, 31 Mart için kendilerine özel bir başarı çıtası arayışı olmadığını kaydetti. Bütün çabalarının Ankara, İstanbul, Adana, Mersin, Bursa ve Antalya’yı almak olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, kendilerine rakip olarak bir partiyi almadıklarını, adayların neler yapacaklarını anlatacağını dile getirdi.

‘Kendisini gözlüyorduk’

Kılıçdaroğlu, İstanbul adayının belirlenmesi aşamasında “istenen belediye başkanı profili” üzerinden gittiklerini anlattı. Çıkan profile en uygun kişinin Ekrem İmamoğlu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Biz gözlüyorduk kendisini, başarılarını… Kendisine söyledik o da kabul etti” dedi.
Kılıçdaroğlu, soru üzerine Adalar Belediye Başkan adaylarının “büyük bir ihtimalle” gazeteci Erdem Gül olacağını kaydetti.

İYİ Parti ile yapılan işbirliğinde fazla ödün verildiği tartışmalarının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “İşbirliği yapıyoruz, dolayısıyla fazla taviz verdiniz, az taviz verdiniz bilmiyorum. Sonuçta görüşmeler yapılıyor, bir çerçeve çıkıyor ortaya. Ama şunu söyleyeyim: Balıkesir’i İYİ Parti kazanacak. Biz her türlü desteği vereceğiz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, belediye meclis üyelikleri için hemen hemen tüm Türkiye’de eğilim yoklaması yapılacağını da söyledi.

Kılıçdaroğlu, ihtiyaç olması, adaylardan istek gelmesi durumunda İYİ Parti ile ortak miting yapılabileceğini belirtti.

‘Özhaseki Sincan’ı bilmez’

CHP adaylarının açıklanmasının ardından AKP’nin adaylarının tartışılmaya başlandığının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Özhaseki’yi Kızılay’a koysalar Sincan nerede bilmez, Akyurt nerededir bilmez. Hangi akılla getirdi bilemiyorum tabii. Ankaralılara hakarettir. Milyonluk Ankara’da bir belediye başkanı adayı bulamadılar. Bit pazarına nur yağmıyor” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Binali Yıldırım için de “İzmir deneyimini saymıyorum. İzmir’den sonra oraya gitmesi bence bir talihsizlik” ifadelerini kullandı.

‘Mersin 4 Ocak’ta’

Kılıçdaroğlu, İzmir için çalışmaların sürdüğünü, Mersin adayının ise 4 Ocak’ta yapılacak Parti Meclisi toplantısında açıklanacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, solunda oturan yardımcısı Tuncay Özkan kastedilerek sorulan “İzmir adayı yanınızda mı oturuyor” sorusuna, “Onu bilmiyorum” karşılığını verdi.

‘İstihdam bir numaralı sorun’

Aday belirlemek için yapılan anketlerde bir numaralı sorun olarak “istihdam”ın çıktığını anlatan Kılıçdaroğlu, konunun nomalde hükümeti ilgilendirdiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Ama bu konu belediye başkanından beklenir hale geldi. Biz de adaylarımızdan istihdam odaklı projeler geliştirmelerini istedik. Hem belediye gelir elde edecek hem de istihdam yaratacak. İzmir, Aydın, Tekirdağ örneği var” dedi.

ABD’nin Suriye’den çekilmeye başlayacağının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

“Hiçbir ülke kendi sınırlarının hemen dışında terör örgütlerinin yuvalanmasına izim vermez. Türkiye’nin de bu konuda adımlar atmasını, kaygılarını diğer ülkeler nezdinde dile getirmesini anlayışla karşılamak lazım. Hatta bunu yapmak zorunda. ABD’nin çekilmesi önemli bir olay. İran bundan son derece memnun olmuştur. İsrail ABD’nin çekilmesini pek istemez. Çünkü İsrail, parçalanmış Ortadoğu devletçikleri ile muhatap olmak ister. Rusya memnun olur. Biz öteden beri Türkiye, Suriye rejimi ile oturup konuşmalı diyoruz. Eğer Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyorsanız, bunu Türkiye’nin geleceği açısından risk olarak görüyorsanız oturup Suriye yönetimi ile konuşacaksınız. Çünkü bir paralellik var. Rusya üzerinden konuşuyoruz, istihbarat örgütleri zaten görüşüyorlar, bunların meşru bir zeminde yapılması gerekiyor.”

‘Eminim önünü ilikliyor’

Erdoğan’ın Suriye konusunda işlevini yerine getirdiğini savunan Kılıçdaroğlu, “BOP eşbaşkanıydı, BOP’un ikinci ayağı Suriye’nin parçalanmasıydı. Kim yaptı bunu, Erdoğan yaptı. Kimin öncülüğünde yapıldı, Erdoğan’ın öncülüğünde yapıldı. Kim silahları gönderdi, Erdoğan gönderdi. Dolayısıyla Erdoğan’ın fonksiyonu, Irak ve Suriye bağlamında yerine getirildi. ‘Eyy Amerika’ falan diyor ama, eminim Trump telefon ettiğinde ayağa kalkıp önünü ilikliyordur. ‘Buyur emret ne yapalım ne edelim’ diye, rolünü de yapıyor zaten. Ayak üstü merhabalaşınca bile büyük olay oluyor. Bu bizim onurumuzu kırıyor” dedi.

‘AB’de meşruiyet arıyor’

Kılıçdaroğlu, soru üzerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AB’de kendisine meşruiyet aradığını savundu. Kılıçdaroğlu, “Çünkü tüm Batılı demokratlar, Erdoğan ve yönetiminin meşru olmadığını kabul ediyor ve meşru değil zaten. Ne anayasa değişiklikleri ne de yapılan seçimler hiçbiri meşru zeminde yapılmış değil. OHAL koşullarında yapılmış bir anayasa değişikliği ki kıl payı zaten meşru olmayacağını hepimiz biliyoruz. Binali Bey’in açıklaması vardı ‘Yüzde 1-2 farkla anayasa değişikliği olmaz’ diye. Olmadı tabii bunlar. Bütün zorlamalara rağmen Erdoğan ve ekibi hiçbir demokratik ülkede meşru bir yönetim olarak görülmüyor. Erdoğan şu anda emperyal güçler tarafından vazgeçilmez adam konumundadır. Çünkü kendisi her türlü tavizi verebilir” değerlendirmesini yaptı.
Kılıçdaroğlu, soru üzerine HDP ile işbirliği yapmadıklarını yineledi.