Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Bahçeliye kendi sözleriyle yanıt

Yayın tarihi: 4 Aralık 2018 Salı 10:44 am - Güncelleme: 4 Aralık 2018 Salı 11:33 am

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuşuyor

“Sokaktaki vatandaştan yurt dışındaki vatandaşlara kadar haklarını büyük ölçüde kaybeden başta engelli vatandaşlarımızın haklarına bahip çıkacağız. 11 bin 813 engelli kadrosu devlette bugün boş. Kende yandaşları olunca bütün kayıpar  açık engelli vatandaşlarımız olunca kapalı. Şimdi siz de o kapıları oy verip açacaksınız kardeşim

Maden kazalarında Türkiye Avrupa birincisi. Elin oğlu her türlü önlemi alıp aşağı indirir, biz işçiyi aşağı indirir işçi öldükten sonra tedbir alırız. Daha geçen gün beton blok viyadük çalışması sırasında işçilerin üzerine düştü. 3’üncü Havalimanı’nda çalışan işçilerin yakınları burada. Sizin çaba harcadığınız her saniyeden itibaren yanınızda olduk. Yasalardan kaynaklanan haklarınızı istiyorsunuz. Neden haklarınızı arıyorsunuz diye çıkardılar mahkemeye. Onların haklarına hukuklarına sonuna kadar sahip çıkacağız. 52 işçi hayatını kaybetti. 52 işçinin ölümlerini gizlediler. Onların hakkını bizim dışımızda hiç kimse savunmadı. Biz sadece işçinin hakkını savunmuyoruz. Ezilmesin bu insanlar. Bizim görevimiz halkın çıkarını savunmaktır. Sarayı değil halkı savunuyoruz biz.

Bir Ergenekon furyası vardı, 11 yılda bir fırtına estirdiler, kim konuştuysa darbeci dediler. 3 bin kişi tahkikata uğradı. 7 sanık hayatını kaybetti, 7 kişi kanser oldu. Savcı çıktı ‘Ergenekon’un varlığı ispat edilememiştir’ dedi. Ölenlerin hesabını kim soracak? O aileler o çocuklar ne olacak? Bunların tamamımın iftira olduğu ortaya çıktı. Kendi makam arabasanı savcıya verdi. Çıktı sıkılmadan ben bu davaların savcısıyım dedi. Sarayda oturan savcıyı iyi bilin. Bizim o dönem genel başkanımız çıktı sen o davaların savcısı isen ben de avukatıyım’ dedi.”

ENFLASYON ELEŞTİRİSİ
Enflasyon düştü diye bugün havuz medyası manşet atmış. Bakın toplumu nasıl kandırmak istiyorlar. Düşen ne? Yüzde 39’u dizel otomobil fiyatları düştü. Yüzde 21’i benzinli otomobil fiyatlarındaki düşüş nedeniyle enflasyon da düşüyor

BAHÇELİ’YE SÖZLERİNİ HATIRLATTI

Özel olarak kimseyi suçlamadım, bir yanlışı varsa hatırlatırım. Muhafet partilerini özellikle eleştirmem, eğer muhalefet partileri birbirin eleştirirse iktidar çıkar sağlar.

Sayın Bahçeli beni eleştirmiş, onun ağzından yanıt veriyorum. Sayın Bahçeli 8 Nisan 2014’te “Türklüğü reddeden, TC’yi silen bir inkarcıdan Türkiye Cumhurbaşkanı olamaz. Tekeden süt sağılmaz, Recep Tayyip Erdoğan’dan da Cumhurbaşanı olmaz. Her vatan evladı Cumhurbaşaknı olabilir ne var ki Recep Tayyip Erdoğan olamaz” Sayın Bahçeli ben sana ne söyleyeyim

Ben sana birşey demiyor, sözlerini hatırlatıyorum. Ülkücü kardeşlerimin bayrak, vatan sevgisi, insan sevgisi benim yüreğimde de aynen vardır. Benim gönlümde de vatan sevgisi, bayrak sevgisi, insan sevgisi vardır. Biz kimsenin gölgesine sığınmayız, medet ummayız.

Birilerinin önünde diz çöküp yalvarmayız, o nedenle ülkücü kardeşlerime tek bir sözüm yok. Onların başımın üzerinde yeri var. Ama partisine sahip çıkmyanları kendi sözüyle vurmak zorundayım.

‘ÇİFTÇİ BORÇ BATAĞINDA’

Çiftçi de borç batağında. Konya’dan küçük bir devlet var Hollanda. Hollanda’nın tarım ihracatı Türkiye’den 6 kat fazla. Niye Türkiye’de çiftçi üretmiyor. Niye küstürdüler. Şeker pancarı üreticileri CHP vekilleri özelleştirmelere karşı direnirken orada olmalıydı. Canı yandı, AKP’ye oy vermeyeceğim diyor. İlla canınızın yanması mı gerekiyordu. Bunların yönetim anlayışı cebimi nasıl doldururum, köşeyi nasıl dönerim anlayışı. Bir de bunların havuz medyası var.

Geçen bir iş insanı ile görüşüyorum. Nasıl dedim durum, felaket dedi. E dedim biraraya geliyor musunuz, birşey yapıyor musunuz? Hayır diyor, “Moralim bozulunca A Haber’i açıp rahatlıyorum” diyor.” BBC’ye bir çiftçimiz konuşuyor. Diyor ki bir televizyon kanalı geldi, söyleşi yaptık. Bir de dediler ki kapatın depoyu öyle çekelim dedi. İzin verdik. Bir de akşam baktık ki bizim depoyu gösterip, “Soğanları depolayıp kaçtılar” diye haber yapmışlar.

Et ithal ettiler, depolar doldu. Şimdi de çıktılar et ihraç edeceğiz diyor. Böyle plansızlık olur mu? böyle devlet yönetilir mi? Birisi geliyor et yok diyor ithal ediyorlar. Bu düzenden vatandaş memnun değil, kimler memnun Saray. Onların mutfağı dolu. Sarayın çevresi de çok memnun. Sana dolar üzerinden ihale vereceğim diyor. Bir de tefeciler var onlar da mutlu.

KONKORDATO YORUMU

Bir de tefeciler var onlar da mutlu. Tefecilik soygun düzeni demek. Ekonmi neden kötüye gitti. Yuları yabancıya kaptırmışsın. Yalvarıyorsun ‘para getir’ diye. Bunlar ülkeyi perişan ettiler. Durumu iyi olmalan firmalar konkordato ilan ediyor. Bununla ilgili bir torba kanun teklifi getirdiler.  Biliyorsunuz firmalar konkordato ilan ediyor. Şimdi bir kanun teklifi getirdiler. Diyor ki “Devlete ait üniversitelerin işletmelerine devletin borcu var. Biz bu borcu ödeyemiyoruz. Cumhurbaşkanı bir oran belirleyecek kabul edene ödeyeceğiz. Yani devletin 100 bin lira borcu var, Cumhurbaşkanı 50 bin ödeyeceğim diyecek kabul eden alacak. Bu hükümetin konkordato ilan etmesidir.

Ekonomik krizi hepimiz yaşıyoruz, daha yaşayacağız. Biz 13 madde halinde krizin nasıl çözüleceğini açıkladık. O maddelerden biri de devletin tasarruf etmesiydi. Vatandaştan aldığın vergiyi doğru dürüst harcayacaksın dedik. Hastanelerde stajyer öğrenciler vardır, öğrenciler yemeklerini hastaneden yer. 2011’de bir genelge çıkardılar yemek yesinler dediler. Geldik 2018’e dediler ki bir dakika memlekette kriz var tasarruf yapmamız lazım.  Tasarruf yapa yapa öğrencilerin yemek parasını mı buldun. Arabalardan, saraylardan vazgeçin. Vatandaşın dolar bozdurmasını istiyorlar amaç saray çevresi mutlu olsun.

KONUŞTURMAMAK İÇİN DAVA AÇIYORLAR
Siz gazeteci değil medyanın yüz karalarısınız. Taşeron işçileri asla unutmadık. EYT’yi unutmadık. Asgari üçret altında maaş alanları unutmadık. Ben bunları söylediğimde konuşturmamak için dava açıyorlar. Benim parayla pulla işim yok. Haraç toplamam oğluma telefon açıp, ‘Paraları sıfırladın mı’ demem. Bu dünyada da ahirette de hesap vermesini bilirim.

Bunlardan kim sorumlu.? Erdoğan 15 Mayıs’ta bir konuşma yapıyor “İnsanlar para politikaları yüzünden zor duruma düşünce kimi sorumlu tutacaklar Cumhurbaşkanı’na hesap soracaklar. Bu yüzden ekonomi konusunda daha etkili bir Cumhurbaşkanı olmak lazım. Devleti yönetenler bundan sorumludur. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçtiğimiz andan itibaren herşey çok farklı olacak. ” Kim diyor Erdoğan diyor yani bütün sorumluluk onda. Ben üstleniyorum diyor, evet o üstlendi. Bütün yetkileri ona verdiniz. Şimdi konkordato ilan etme hakkı da aldı. Bugün dişçilik fakülteleri yarın başka yerler

KAŞIKÇI CİNAYETİ ELEŞTRİSİ

G20 toplantısına gidildi. Suudi Arabistan yetkilileri de oradaydı. Cinayeti Kanada Başkanı dile getiriyor, Erdoğan konuşmuyor. Ben konuşacaktım, olmadı diyor. Ne oldu senin one minutelerin vardı. Bizim havuz medyasının gazetecileri orada. Suudi üst yönetimine Kaşıkçı’nın cesedi nerede açıklayın dedim diye demeç veriyor. Bu havuz medyasının gazetecileri çıkıp da “Bu Kılıçdaroğlu denen bir adam var, bu 20 kişi cinayeti işledikten sonra sizin haberiniz vardı diyor. Siz bunların ellerini kollarını sallayarak çıkmasına izin verdiniz diye soramıyorlar. Siz gazeteci değil, medyanın yüz karasısınız