Kazanmanın ya da yenilginin anatomisi!

solsuzluk oluşturuyor. Solu olmayan bir cepheyle gericiliği gerçek anlamda yenilgiye uğratmanın mümkün olmadığı tarihsel deneyimlerle biliniyor. Sol ve devrimci bir siyaset olmadan, ülkeyi yeniden aydınlanma rotasına sokmanın çok zor olduğunu bilmek gerekiyor. Takip edenler bilir, son yıllarda sıkça vurguladığım gibi; Türkiye, yeni bir rejim inşa etmeye yönelen siyasal İslamcı bir gücün faşizan girişimi ile bu saldırıya karşı koymaya çalışan dağınık toplumsal direniş odaklarının yarattığı gerilim ikliminde sarsılıyor. Ülke, tarihsel yönünü yeniden belirleyeceği bir yol ayrımına doğru gidiyor. Bütün uzlaşma zeminlerinin hızla imha edildiği bu süreçte, bir uzlaşma ise gün geçtikçe tükeniyor. Sert bir hesaplaşmanın yaşanması kaçınılmaz görünüyor. Türkiye, AKP’yi, İslami duyarlılıkları yüksek de olsa, merkez sağ ya da muhafazakâr bir parti sanmanın bedelini ödüyor. AKP’ye ilişkin bu yanılsamayı oluşturma utancı ve bunun vebali ise liberallerin, sol liberallerin ve dönek solcuların üzerinde asılı duruyor. Kendi yaşamlarına, tarihe, bu ülkeye ve halka ihanet etmenin bedelini ödemek bir yana; basit bir özür dileme erdemini bile gösteremeyen liberallerden bazılarının, HDP Danışma Kurulu’nda boy göstermeleri de trajik bir tablo oluşturuyor. Bu günkü cehennemin yolunu döşeyenler, fitne ateşini de yanında getiriyor. Bütün tezleri, şu çok kısa tarih dilimi içinde çökmüş ve bütün öngörüleri yaşam tarafından yanlışlanmış olanlara ne danışılacağını ise insan doğrusu merak ediyor. Diğer taraftan, Türkiye gericiliği ne yapmak istediğini biliyor. Siyasal İslamcılar başlangıçta sinsi bir şekilde yürüttükleri programlarını artık açıkça uyguluyor. Buna karşılık, ülkenin ilerici, cumhuriyetçi, sol ve laiklikten yana güçleri bu saldırıyı karşılayacak bir cephe hattı oluşturmaya çalışıyor. Ülke 20 yılını kaybetse de böyle bir deneyimi yaşanmanın gerekli olduğu anlaşılıyor. Ülkenin, tarihsel gericilikle son bir hesaplaşmaya daha sahne olacağı açıkça görülüyor. Geçen yüzyılda yarım bırakılan ve bu yüzyıla devredilen söz konusu hesaplaşma bitirilmeden, -ki bugün yaşadığımız sorunların temelinde bu olgu yatar- toplumun yeniden ayağa kalkması zor görünüyor. Diğer bir ifade ile dinciliğin eleştirisi tamamlanmadan toplumun yeniden geleceğe doğru bakması mümkün değildir. Bu tarihsel ve sosyolojik yasayı aklımızda tutarak belirtirsek eğer; ülkenin kritik bir kavşakta durduğunu kavramak gerekiyor. İslam’ın ortaçağının sürdüğü bir dünyada ülke ya yeniden bir aydınlanma rotasını benimseyecek ya da bir önceki çağın değerler dünyasına teslim olacaktır. AKP’nin razı olabileceği hibrit bir rejimi sürdürmenin olanağı yoktur.

CUMHURİYETÇİLER VE KÜRTLER

Türkiye’de cumhuriyetçi kesimler, en büyük demokratik muhalefet gücü olmaya devam ediyor. Bütün liberal tezlerin aksine, gericiliğin ve faşizmin karşısındaki en büyük direniş potansiyelini de yine bu toplumsal kesimler oluşturuyor. Bu bir tercih değil, nesnel olgudur, durum tespitidir. Siyasal İslam’ın bütün hipotezleri çöktükçe, dolayısıyla yeni bir düzen kurmaktaki başarısızlığı açıkça ortaya çıktıkça; toplum kaybedeceği tarihsel kazanımların farkına varıyor. Dahası, İslamcı iktidarın, şeri bir rejim kurma takıntısı nedeniyle, ülkeyi akıl ve bilim dünyasından kopardığı, yoksulluk ve sefalet ürettiği anlaşıldıkça cumhuriyetçi-laik muhalefet havzası büyüyor. İşte bu nedenle CHP’nin öncülük ettiği Millet İttifakı ve “Altılı Masa” adı verilen platform giderek güç kazanıyor. Tam burada başka gelişmeye daha işaret etmek gerekiyor. Cumhuriyetçi muhalefet güçleriyle Kürt siyasal hareketi ya da HDP arasındaki ilişkiler de hiç olmadığı kadar düzelmiş görünüyor. Liberallerin yarattığı tahrifatın büyük ölçüde onarıldığı anlaşılıyor. Geçen yerel seçimlerde fiilen denenen ve başarıya ulaşan işbirliği, büyük bir olanak sunuyor. Liberallerin, İslamcılık ve emperyalizmle işbirliği yapılarak Türkiye’nin demokratikleştirileceği yolundaki tezinin iflası da işleri kolaylaştırıyor. Böylece, ilerici-demokratik bir tarihsel blok oluşturmanın şartları da olgunlaşıyor. YAZININ TAMAMINI BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ