Kazanacak aday

KENDİ SEÇMENİNİ MOTİVE ETMEK

2019 yılında CHP’nin ittifakla kazandığı Büyükşehirlerin çoğunda ve Balıkesir, Bursa gibi kaybettiği şehirlerinde CHP adayları lehine İYİ Parti ve DEM seçmeninin, hatta bazı yerlerde, örneğin Balıkesir’de AKP ve MHP seçmenin Ahmet Akın lehine fiili bir “sandık ittifakından” pozitif olarak bahsetmek mümkünken, CHP adayları için başka bir tehlike ortada duruyor. CHP üyelerinin ve seçmeninin bir bölümü, 14-28 Mayıs seçim yenilgisi, arkasından kurultay ve son olarak da aday belirleme sürecinde kırılmış, küsmüş durumda. Oran verip spekülasyon yapmak istemem ama bu oran örneğin İstanbul gibi önemli bir yerde CHP seçmeninin yüzde 10’ununu aşıyorsa bu gerçeği dikkate almak zorunludur. Seçim yaklaştıkça “sandığa gitmem, oy vermem” diyen seçmenin oranında düşme olsa da, bu tehlike bertaraf edilmediği sürece seçim kaybetme tehlikesi devam eder. CHP adayı kendi dışındaki partilerden oy alırken, kendi partisinin seçmeninin önemli bir bölümünden oy alamıyorsa sorun var demektir. Erdoğan’ın ve AKP-MHP kurmaylarının döne dolaşa bu gerçeği kaşımaları, muhalefetin iç sorunlarını yerel seçim temalarından biri haline getirmeleri bu anlamıyla asla tesadüf değil! Yapılan bazı hamleler CHP’nin “bu tehlikenin farkında” olduğunu gösterse de, CHP Genel Merkezi bu tehlikeyi daha fazla önemsemeli ve umursamalı. CHP seçmeninde küskünlüğün devamı, kampanyaya katılma isteğini azaltıp, sandığa gitmeme oranını arttırma tehlikesi taşırken, diğer bir tehlike de küskün CHP üyesinin sandıkları korumak için görev almamasını beraberinde getirir ve sandık güvenliğini tehlikeye sokar. Yani özetin özeti, “sandık ittifakı” önemli ama “parti içi ittifak” da en az o kadar önemlidir. Çünkü yerel seçimlerin kazanılması otoriter gidişe dur diyeceği gibi, ülkede yeni siyasi dengeleri de beraberinde getirir!