Kaz Dağları İstanbul Dayanışması, Kanada Konsolosluğu önündeydi: Altıncı şirket Türkiye’yi terk et!

Yayın tarihi: 10 Eylül 2019 Salı 9:11 pm - Güncelleme: 10 Eylül 2019 Salı 9:11 pm

Kaz Dağları İstanbul Dayanışması, siyanürle altın arama faaliyeti yürüten Alamos Gold şirketini protesto etmek için Kanada Konsolosluğu önünde basın açıklaması yaptı: “Paranın yeşiline karşı doğanın yeşilini savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz”

Kaz Dağları Kirazlı mevkiinde siyanürle altın arama faaliyeti yürüten Alamos Gold şirketine karşı 47 gündür süren Su ve Vicdan Nöbeti’ne bir destek de İstanbul’dan geldi. Kaz Dağları İstanbul Dayanışması, Kanada Konsolosluğu önünde yaptıkları basın açıklaması ile şirketi ve altın arama faaliyetlerini protesto etti.

“Altıncı şirket Türkiye’yi terk et” pankartının açıldığı açıklamada, “Ağacımı kesme, oksijenimi yok etme”, “Kanada Alamos’u durdur”, “Zaman, ağaçla, sincapla, kuşla, domuzla, geyikle dayanışma zamanıdır”, “Şirket dağın ALTINda kalsın” dövizleri taşındı.

“Doğaya verilen zararın bedeli ağır olacaktır”

Kaz Dağları İstanbul Dayanışması adına yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi:

Kapitalist şirketlerin yıllar boyunca yaşam alanlarımıza göz diktiği apaçık ortada. Ama bizler paranın yeşiline karşı doğanın yeşilini savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’de olduğu gibi, tüm dünyada kapitalist şirketler ve işbirlikçileri tarafindan doğanın talanı her geçen gün artmakta ve yaşam alanlarımız yok edilmektedir.

Türkiye’nin akciğerleri olan Kaz Dağları gibi Dünyanın akciğerleri olan Amazonlar tarım tekellerinin çıkarları için yangınlarla yok olmanın eşiğinde. Ekonomik krizi bahane ederek bu yangını söndürmeyenler, tarım için binlerce hayvanın içinde barındığı ormanların yanmasına göz yumanlar bilsinler ki; doğaya verilen zarar bizim geleceğimize verilmektedir. Doğaya verilen zarar onunla bir bütün olan tüm canlılara ve insan yaşamına kast etmek demektir, bedeli de çok ağır olacaktır.

“Kaz Dağlarına sahip çıkmazsak bir felaket bizi bekliyor”

Kirazlı’daki talana neden mi karşı çıkıyoruz? Çünkü Kaz Dağları ekosisteminde, Kirazlı dışında 29 ayrı yerde daha maden çalışmalarına başlamak için hazırlanan projeler şuan işleme konulmak üzere beklemeye alınmış durumda. Kirazlı’da tanık olduğumuz yıkım tablonun yalnızca çok küçük bir kısmı. Yani bugün Kaz dağlarına sahip çıkmazsak bir felaket bizi bekliyor. Bizler her geçen gün artan mücadelemizle sadece Kirazlı’daki doğa katliamına değil, ülkemizin dört bir yanını yangın yerine çevirecek bütün girişimlere de karşı çıkıyoruz.

“Toprak yoksa tarım yok, su yoksa yaşam yok”

1 gram altın için 1 ton toprak kazılır. 1 gram altın için 3 ton su kullanılır. Gezegenimizin ekosistemi bozulurken, ağaçlar kesilip canlılar ölürken, su ve hatta yaşam hakkımız elimizden alınırken, o 1 gram altınların kimlerin ellerinde birikeceğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Toprak yoksa tarım yok, su yoksa yaşam yok, ama altın olmazsa bizlere, halklara bir şey olmaz.

“Kanada hükümetine değil, Kanada vatandaşlarına sesleniyoruz”

Konsolosluk önünden Kanada Hükümetine ya da Kanada Başbakanı Justin Trudeau’ya değil Kanada vatandaşlarına sesleniyoruz: Kanadalı şirketler siyanürle altın ararken geçmişte Filipinler’de, Guyana’da, Arjantin’de neden oldukları çevre felaketlerinin Türkiye’de tekrarlanmasını istemiyoruz. Bu yerel tahribatlar birleştiğinde Dünya’mızın ekosisteminin yani sonuçta Kanada’nın da etkileneceğini hatta şu anda da etkilendiğini biliyoruz. Bizler Kaz Dağlarında ve bugün Kanada Konsolosluğu önünde hepimizin doğasını ve yaşam alanlarını savunuyoruz. Siz Kanada yurttaşlarından, Türkiye’de ve dünyanın farklı bölgelerinde doğa katliamları yaparak madencilik faaliyeti sürdüren Kanadalı şirketleri durdurmanızı istiyoruz. Para babaları orada cebine altınları koyarken, Dünyamız yok olmasın diye hepinizi mücadelemize ortak olmaya çağırıyoruz.