Bu kocaman HİÇ’i utanarak ve ibretle izleyen Mandela’nın ülkesi Güney Afrika Cumhuriyeti; İsrail’i Filistin halkına yönelik soykırım uygulamakla suçladı ve BM’e bağlı Lahey Uluslararası Adalet Mahkemesi’ne şikayet etti. İsrail, ABD, müttefikleri ve Yahudi lobileri çalgına döndü ancak Güney Afrika’yı ‘Yahudi düşmanlığı”ile suçlayamıyorlar çünkü Davanın Güney Afrikalı dünyaca ünlü avukatı John Dugard (87 yaşında) köken olarak Hollanda Yahudisidir ama Filistin halkından yana tavır alıyor.
Richard Falk ve Richard Goldstone gibi. BM görevlileri olarak her ikisi Yahudi ama İsrail aleyhinde çok sert raporlara imza atmışlardı. Yahudi lobilerinin tehditleriyle Goldstone daha sonra geri adım atmıştı ama herkes İsrail’in nasıl bir terör devleti olduğunu gerçeğini görmüştü. Bugün Lahey’de başlayacak olan yargılamada da herkes her şeyi öğrenecek ama İsrail, kurulduğu 1948’den bu yana yaptığı gibi BM ve organlarının hiç bir kararını uygulamayacak ve kendi kirli oyunlarına devam edecek. Örneğin Güney Afrika’ya kuzan İsrail; ABD ve Yahudi lobilerinin gücünü kullanarak dün BM’ne bağlı İnsan Hakları Konseyi başkanlığına Güney Afrika temsilcisi yerine İsrail işbirlikçisi ve insan hakları düşmanı Fas’ın temsilcisini seçtirdi.
İsrail ve lobileri Mossad Ajanı Amerikalı milyarder çocuk istismarcısı
Jeffrey Epstein olayında olduğu gibi hep tezgah peşinde. Karayipler’deki kendi adasını dünyanın sapıklık merkezi haline getiren Epstein küçük yaştaki kız ve erkek çocukları pedofili sapıklara peşkeş çekmiş, üç bin kişiye ‘hizmet’ vermiş ve büyük olasılıkla hepsinin gizlice görüntülerini almıştır. Şimdiye dek isimleri açıklanan ya da açıklanabilenler arasında eski Başkan Clinton, Trump, İsrail eski Başbakanı Ehud Barak, İngiltere Prensi Andrew, çok sayıda ünlü iş insanı, akademisyen, bankacı, sinema oyuncusu, sanatçı ve bugün İsrail’i BM Lahey Adalet Mahkemesi’nde savunacak olan Yahudi kökenli hukukçu Alan Dershowitz.
İlginç ama gerçek.
‘Kimin eli kimin cebinde belli değil’ diyeceğim ama belli.
Tam anlamıyla zifiri karanlık bir tezgah.
Tam da İsrail’in Hamas’ı Gazze’de tünel kazmakla suçladığı sırada Yahudilerin NewYork’da sinagogun altında tünel kazdığı ortaya çaktığı sırada.
Hatırlanacağı gibi New York savcılarının kendisi gibi Yahudi olan kız arkadaşı Ghislaine Maxwell ile birlikte fuhuş ağı oluşturmaktan suçlu bulunan Epstein 2019'da hapishanede ölü bulunmuştu. Mahkemenin geçen hafta belgelerle ilgili gizliliğin kaldırılması kararından sonra Amerikan ve batı medyası dosyada adı geçen isim ve olaylarla ilgili akılalmaz bilgiler yayınlıyor. Tüm bu isim ve olayların her yerinde dolaylı-dolaysız İsrail, Yahudiler ve Mossad var.
ŞEBEKE!
Üç gün önce Fransa Cumhurbaşkanı Macron Gabriel Attal’ı yeni başbakan olarak atadı. Attal; Tunus kökenli bir Yahudi ailenin çocuğu, 34 yaşında ve eşcinsel. Kendisinin cumhurbaşkanı seçilmesinde önemli rol oynayan Fas ve Tunus kökenli zengin Yahudi iş insanlarıyla karanlık ilişkileri olduğu bilinen Macron ülkesinin emperyalist geleneklerini sürdürerek İsrail’in terörist politikalarına sahip çıkıp destekliyor. Tıpkı Almanya’nın Sosyal Demokrat Başbakanı Scholz ve Yeşiller Partisi lideri Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock gibi.
Belki de Jeffrey Epstein dosyasında adları ya da görüntüleri vardır.
Kim bilir daha başka kimlerin adı geçiyordur o dosyada.
Bir terör devleti katil İsrail’e sahip çıkmanın, savunmanın ya da destek vermenin başka hiç bir açıklaması yok ve olamaz.
Bunu yapanların belki de bir yerlerde adı geçiyor ya da gizlice çekilen görüntüsü vardır.
Bizim iç politikada herkesin bildiği şu ‘kaset’ olaylarında olduğu gibi.
Kimin ‘kaseti’ kimdeyse ‘kaset mağduruna’ istediği her şeyi yaptırır. ‘Mağdur’ da ya köle olarak yaşamını sürdürür ya da her şeyi göze alarak bir kez olsun onurlu olmanın ya da ölmenin heyecanını yaşar ve tarihe geçer. Bunun için de azıcık cesaret gerek!