Aksaray'da bir kasap ekonomik kriz sebebiyle yurttaşların 20 liralık kıyma aldığını söyledi. Hayvan desteklerinde yolsuzluk yapıldığını da iddia eden kasap, "Ölen malın küpesi yeniden yazılıyor. Devletten desteklemeler alınıyor. Bakın bu bir ihbardır. Devlet soyuluyor" dedi.

AKP iktidarının ekonomi politikaları Türk halkını günden güne yoksullaştırmaya devam ediyor. Bir yılı aşkın süredir AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Enflasyonu düşüreceğiz" dese de yurttaş temel gıda maddelerini bile almakta zorlanıyor. Aksaray'da kasaplar iktidarın yarattığı ekonomik kriz sebebiyle yaşananları anlattı. https://tele1.com.tr/yurttasin-borcu-katlandi-her-100-aileden-70i-krediyle-geciniyor-714771/

"UCUZLASIN DA İNSANLAR ALSIN İSTİYORUZ"

Mesleğini bırakmayı düşündüğünü söyleyen Ayhan Darılmaz, “Etin kalitesine göre, mesela yemeklik etinden tut da kuşbaşına kadar 130’dan başlıyor, 140-145’e kadar gidiyor. Atıyorum, haftada bir dana satmak var, ayda bir dana satmak var. Fiyatlar yükseldikçe, alım gücü düştükçe, arz-talep mevzusu… Ben burada tezgahtan alıp satarsam, gider ürün alır hayvanı kestirirsem, satamazsanız o zaman yeni bir mal alamazsınız. Bu da tabii herkesi zincirleme etkiler. Biz zamlanmasını istemiyoruz, tam tersine ucuzlasın ki insanlar alabilsin, tüketsin. Tüketsin ki biz kesim yapabilelim, bu sefer hem tüccar kazanacak hem üretici kazanacak, hayvan besleyen insanlar da kazanacak. O şekilde birbirini takip eder gider. İndirimli ürünler, tavuk mesela, önceden 1 kilo, 2 kilo alan müşterilerimiz bile şu an yarım kilo, bir yemeklik alıyor, 300 gram alıyor. Kilolar bayağı düştü” dedi.

“BU İŞİ KÖKTEN BIRAKIP HAYVANINI KESİME GÖNDEREN ÇOK KİŞİ VAR”

Mandıracılığı bırakan üreticiler olduğunu söyleyen Darılmaz, “Herkes para kazanmak ister bu şekilde. İkinci, üçüncü bir zam daha gelirse yani bu mesleği bile bırakmayı düşünüyoruz. Mesela bir karkas, kemikli, 96-97 liradan kesiyorsunuz, bize kemiksiz 117-118 liraya geliyor. Şimdi işçiliği, elektriği, suyu, kirası, vergisini eklediğimiz zaman bize maliyeti 128-130 lirayı buluyor. Şimdi şöyle düşünün; sizin 20 tane ineğiniz var, siz bu ineklerden elde ettiğiniz sütü iyi bir paraya satarsanız bunun yanında damızlık, yani bizim et dediğimiz kesim malı beslersiniz. O hayvan onu karşılar. Ama siz süt ineklerini sattıkça doğurma oranı azalacak. Erkek hayvanın gelip gelmeyeceği belli değil. Şimdi 20 tane hayvanı olan insan sütünü satıp karşılığı alamazsa, sürekli kesim yaparsa bizim etlik dediğimiz hayvanda da azalma olacak. Şimdi adam yapamıyor, geçinemiyor veya aldığı parayla verdiği para birbirini karşılamıyor. Komple mandırayı bırakanlar var, bu işi kökten bırakıp hayvanını kesime gönderen çok kişi var. Yarın bir gün süt ve süt ürünleri zamlandıkça talep ete de olmayacak süt de olmayacak, bu sefer kimse yapmayacak bu işi. Zarar ettiğiniz bir işi yapar mısınız? O yüzden biz, bindiği dalı kesmek demeyelim de akan bir su var, kaynak var, biz buna bile bile tıpa basıyoruz ve kenarlardan sızıyor o, sızmayı da engellemek için iyiden iyiye körüklüyoruz” diye konuştu. https://tele1.com.tr/fiyat-artislari-durdurulamiyor-seker-fiyatlarina-da-zam-geldi-714888/

"KURBAN'DAN KALAN ETLERİ KIYMA ÇEKTİM"

Darılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu an devletin politikasını bilmiyorum. Bu yemcilere niye kimse bir laf söylemiyor? Yem fiyatlarını neden kimse aşağıya çekemiyor? Ama hemen süte, ‘Hadi 10 lira, 5 lira aşağı çekelim’. Ama bu bizi de etkiliyor. Biz kesinlikle istemiyoruz, özellikle damızlık dediğimiz hayvanların kesimine karşıyız. Yüzde 70 müşteri kaybettik. Şuradan geçen 10 kişiyi çevirin, garanti 8’i acaba et almış mı uzun zamandır? Şimdi Kurban Bayramı’nda kurban, dini bir vecibeden çıktı ve şu an maalesef herkes etlik kesiyor. Adam diyor ki ‘Ben buna bu sene 3 lira fazla vereyim, benim 20 kiloluk etim 35 kilo olsun’, onunla bir yazı geçirecek. Geçen Kurban’a bir hafta kala, geçen Kurban’dan kalan etlerini kıyma çektim, düşünün yani. Dondurucudan getirmiş, ‘Ne eti’ diyorsun, ‘Geçen Kurban’ın eti’ diyor. Biz bu insanlara eti nasıl satacağız, imkanı yok. Yüzde 70, yüzde 80 fark ediyor.”

"YANSITMAMAYA ÇALIŞIYORUZ"

Kasap İbrahim Ak ise “Kırmızı et, dana eti şu an 150-160 bandında ilerliyor. Tavuk etleri de parçasına göre değişiyor. Tüm tavuklar, 45 liradan 65-75 civarında seyrediyor. Zamların gelmesi bizim için de iyi değil, çünkü biz de müşteriye yansıtmak zorunda kalıyoruz, alıcı da karşı tarafta mağdur durumuna düşüyor. O yüzden biz de etkileniyoruz, satışlarımız düşüyor haliyle. Müşterilerimiz, bazıları direkt geliyor, sabit müşterilerimiz ama mesela fiyat araştırması yapıp gelenler var, bakıyorlar. Biz de fiyatlardan memnun değiliz haliyle. Biz de ucuza satmak isteriz ama bize gelen ürünün fiyatı belli, biz de ona göre fiyatlarımızı dengelemeye çalışıyoruz. Süt ineklerimiz kesime gittiği için fiyatlar artıyor, bu da bizi olumsuz etkiliyor. Biz bunu çok yansıtmamaya çalışıyoruz, ama ister istemez yansıyor. Elimizden geldiğince fiyatları korumaya çalışıyoruz. Müşteri kaybı, mesela geliyorlar, fiyatlara bakıyorlar, zaten artık normal karşıladıkları için bu piyasa bandında, haliyle gelip alıyorlar. Bazıları bütçesini aştığı için daha az alışveriş yapıyor. Mesela bir kilo alacakken yarım kilo almayı tercih ediyor. Bu şekilde düşüş oluyor. Öncelikle bu hayvan üretimindeki dengeyi korumalılar ki biz alışta kendimizi koruyalım, ona göre de müşteriye bu fiyatları yansıtalım” dedi.

“ÜRETİM OLMASI İÇİN DOĞUM OLMASI LAZIM”

Hayvanların kesime gittiğini belirten kasap Bayram Pınar da “Meslek olarak 97’de girdim, yaklaşık 32 yıldır bu işi yapıyorum. Şu anda perakende dana eti, yağsız 150 lira, sırt 160-170 lira arasında. Kuzu etimiz 125 lira. Yani standart fiyatlarımız, 125 üzerinden satıyorum kuzuyu. Kemiksiz 160 lira. Zammın gelmesi bizim için önemli değil. Bize bir kereliğine mahsus desinler ki ‘Kesim 110 lira’, biz ona göre kendi zammımızı ayarlarız. İsterse bir sene öyle devam etsin. İşin kötü tarafı şu; geçen hafta etin kilosu 97 liraya yükseldi, bu hafta 95, 92, 93’ten bahsediliyor. Yani bilinçli bir tarım ve köy işleri şeyimiz yok bizim. Tarımımız çok kötü yani. Yeme zam geliyor, dananın fiyatı düşüyor. Şu an yoğun bir şekilde inek kesiliyor. Şimdi üretim olması için doğum olması lazım. Yani bizim kendi malımızı yetiştirip, etlendirip piyasaya sürmemiz lazım. Biz ne yapıyoruz? Yeme zam yapıyoruz, buzağılayacak hayvanı kesime gönderiyoruz” diye konuştu.

"2007'DE ASGARİ ÜCRETLİ 50 KİLO ET ALIYORDU"

Girdilerin ve yem fiyatlarının düşmesi gerektiğini belirten Bayram Pınar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne olacak bunun sonu? Tamam, bu yıl iyiyiz, 86 liradan ineği kestik, güzel para da kazandık, önümüzdeki yıllarda bu insanlar ne tüketecek, üretim olmazsa nasıl olacak bu iş yani? Tarım Bakanı nasıl yapıyor bu işi ben anlamadım yani. 350 liraya yem yükselecek, ama kesim düşecek. Yani bu işin çözümü ne biliyor musun? İlk önce girdiler düşecek, yem düşecek. Kesime gitmesi önemli değil. Bugün için düşük fiyat, ileriye dönük çiftçiyi bitirmektir. Ben de isterim etimin 100 liraya satılmasını, benim de işlerim düşüyor. İlk önce benim çiftçim desteklenmeli ki benim sirkülasyonum devam etsin. Yani ben, alacağım eti bir yerden temin edeyim. Ette öyle bir satış olmuyor, çünkü bir asgari ücretli alamıyor. Ben 2007 yılıyla kıyas ederim; biz markette çalışırken etin kilosu 10 liraydı, asgari ücret 450-500 liraydı, 50 kilo et ediyordu. 7 buçuk lira da kuzunun kilosu, 60-70 kiloya geliyordu kuzu eti. Ama şimdiki asgari ücretle bir 10 kilo kayıp var, hatta 10 kilodan da fazla. Zaten Türkiye, işçi sıralamasında asgari ücret üzerinden çalışan bir ülke. Yani diğer Avrupa ülkeleri gibi 2 milyon iyi gelirli insan, 5 milyon asgari ücretli yok. Bu ülkenin yüzde 50’si asgari ücretli. Onun için de bizim burada asgari ücrete düşen her 10 kilosu, tabii ki bizim işlere yansır. Sıkıntı burada dediğim gibi.

“İNSANLAR GELİP 20 LİRALIK KIYMA İSTEYİNCE BENİM İÇİM ACIYOR”

Mezbahanelerde çok kötü olaylar oluyor. Ölen malın küpesi yeniden yazılıyor. Devletten desteklemeler alınıyor. Bakın bu bir ihbardır.  Devlet soyuluyor, aleni soyuluyor yani. Bu işi takip edecekler elini atsın, yoksa bu memleket uçuruma doğru yol alıyor.  Üretilmezse bu iş biter. Vallahi ben size bir şey diyeyim; ben bu işi 32 sene yaptım, ben bu yıllardaki kadar kötü bir şey görmedim. İnsanlar gelip 20 liralık kıyma isteyince benim içim acıyor. 110-130 gram arasında et alıyor adam, makarnanın üzerine zer olmaz o ya, en basit yapılacak yemek makarnanın üzerine zer olmaz. Bilmiyorum, Allah yardımcımız olsun. Ama birlerinin de taşın altına elini koyması lazım. Şu yolsuzlukları, dönenen usulsüzlükleri… Yapılmadık pislik kalmıyor bizim memleketimizin genelinde. Aksaray bir ayrı da memlekette böyle bir sıkıntı var.”