Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Uşşaki tarikatı lideri Fatih Nurullah'ın 12 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunmak suçundan tutuklanmasıyla ilgili, cinsel istismara en çok dindar camianın tepki göstermesi gerektiğini belirterek, "Bu iş şu veya bu sol – seküler cenahın meselesi değil, doğrudan bizim meselemiz." diye yazdı.

Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Uşşaki tarikatı lideri Fatih Nurullah'ın 12 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunmasını köşesine taşıdı. Taşgetiren , 'Şeyh önce kendini kurtarsın' başlıklı yazısında, "Medyaya bir kirlenme örneği daha yansıdı. Kendisine 'mehdilik' rolleri de atfeden bir adamın 12 yaşındaki bir kız çocuğuna yönelik tacizi. Ben bu tür haberlere hep biraz ihtiyatla bakarım. Çünkü bizde bu tür konularda medya saptırması hep var olagelmiştir. Ama böyle şeyler olabilme ihtimalini de yok farz etmem. Çünkü riskli bir alandır. İnsan vardır ve istismara uygun bir psikolojik atmosfer söz konusudur. Şeyh sorunlu olabilir, bağlananlar sorunlu olabilir." değerlendirmesinde bulundu. "Ve işte öyle bir durum. Suçlanan ve 'şeyh' diye sunulan kişinin, 12 yaşındaki kızın babası ile yaptığı telefon kaydı yayınlandı" diye yazan Taşgetiren, "Kim kayda aldı, nasıl oldu ayrı konu, ama kayıtta suçlanan zat, kendisi de o zata bağlı 'Efendim' diyerek konuşan babaya 'gel halledelim şu konuyu öldüreceksen sen öldür, öptüm ama öteye geçmedim, kız mehdinin eşi olacaktı vs' diyor. Rezilliği daha fazla detaylandırmak istemem. İş şu anda yargı safhasında. Bursa’da yaşanan 'Badeleme' rezillikleri hatırlardadır. İnanıyorum ki bu tür rezilliklere en büyük tepkiyi, tasavvufi camia, dindar camia, yani biz göstermeliyiz. Bu iş şu veya bu sol – seküler cenahın meselesi değil, doğrudan bizim meselemiz. Arınmak, arınmak, arınmak… İslam’ın tertemiz yolunu bunlardan arındırmak da ana görevler arasında." ifadesini kullandı. Taşgetiren'in yazısının ilgili bölümü şöyle: Medyaya bir kirlenme örneği daha yansıdı. Kendisine “mehdilik” rolleri de atfeden bir adamın 12 yaşındaki bir kız çocuğuna yönelik tacizi. Ben bu tür haberlere hep biraz ihtiyatla bakarım. Çünkü bizde bu tür konularda medya saptırması hep var olagelmiştir. Ama böyle şeyler olabilme ihtimalini de yok farz etmem. Çünkü riskli bir alandır. İnsan vardır ve istismara uygun bir psikolojik atmosfer söz konusudur. Şeyh sorunlu olabilir, bağlananlar sorunlu olabilir. Ve işte öyle bir durum. Suçlanan ve “şeyh” diye sunulan kişinin, 12 yaşındaki kızın babası ile yaptığı telefon kaydı yayınlandı. Kim kayda aldı, nasıl oldu ayrı konu, ama kayıtta suçlanan zat, kendisi de o zata bağlı “Efendim” diyerek konuşan babaya “gel halledelim şu konuyu öldüreceksen sen öldür, öptüm ama öteye geçmedim, kız mehdinin eşi olacaktı vs…” diyor. Rezilliği daha fazla detaylandırmak istemem. İş şu anda yargı safhasında. Bursa’da yaşanan “Badeleme” rezillikleri hatırlardadır. İnanıyorum ki bu tür rezilliklere en büyük tepkiyi, tasavvufi camia, dindar camia, yani biz göstermeliyiz. Bu iş şu veya bu sol – seküler cenahın meselesi değil, doğrudan bizim meselemiz. Arınmak, arınmak, arınmak… İslam’ın tertemiz yolunu bunlardan arındırmak da ana görevler arasında. YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Muhabir: Alp Yanardağ