Şimdi özetlemeye çalışacağım hikaye her nedense Türk medyasında hiç kimsenin ilgisini çekmemişti ya da ben görmedim.
İsrail’de yaşayan hemen hemen herkes çift pasaport taşır. Biri İsrail diğeri o kişinin ya da ailesinin İsrail’e göç etmeden önce yaşadığı ülkenin pasaportu. Örneğin Türkiye’den İsrail’e göç eden Türk Yahudileri. Örneğin geçtiğimiz Perşembe günü (21Kasım) BAE’de öldürülen Haham Zvi Kogan. İsrail ve Moldovya vatandaşı olan Kogan ‘Yahudiliği yaymak ve sayıları yaklaşık iki bin olduğu tahmin edilen BAE’de yaşayan Yahudilere ya da turist olarak gelenlere hizmet etmek için 2019 yılında yani BAE ile İsrail arasında 13 Ağustos 2020’de imzalanan Barış Anlaşması’dan önce Abu Dabi’ye gidip yerleşmiş ve Chabad örgütü adına farklı alanlarda iş yapmaya başlamıştı.
Peki Chabad ne iş yapar?
1775’de Yahudi bir Haham tarafından Belarus’un başkenti Minsk’de kurulan Chabad radikal Yahudileri örgütleyerek Filistin’i ele geçirmelerini ve Büyük İsrail devletini kurmalarını amaçlamıştır.
Daha sonra faaliyetlerini Latvia ve Polonya’da sürdüren Chabad 1940’da merkezini ABD’ye taşıyarak güç kazandı. Şimdi yaklaşık 100 ülkede şubesi bulunan Chabad’ın 3500 ‘ticari’ kurumla farklı alanlarda karanlık faaliyetler yürütüyor. Son aylarda bu örgüte bağlı kişi ve kurumların KKTC’de çevirdiği karalık işler ve satın aldığı taşınmazlarla ilgili Kıbrıs Türk medyasında çok sayıda haber ve yorum yayınlanmıştı.
Kıbrıs; İsrail için stratejik öneme sahip ve adayı resmen temsil eden Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides 28 yıl aradan sonra 20 Ekim’de Beyaz Saray'a giderek Başkan Biden’la görüştü. Görüşme öncesinde iki taraf arasında imzalanan Savunma İşbirliği Anlaşması’na göre Amerikalılar güney Kıbrıs’da iki askeri üs kuracak. Son on yılda İsrail ile Rumlar arasında çok sayıda benzer anlaşmalar imzalanmış ve ortak tatbikatlar düzenlenmişti.
Dönelim Zvi Kogan’a..
Öldürüldüğüne dair ilk açıklama Başkan Netanyahu tarafından yapıldı. BAE güvenlik birimleri Kogan’ın kendi arabasında vurulmuş olarak bulunduğunu açıkladı. BAE’dan gelen ilk haberlere göre katillerin Türkiye’ye kaçtığı yönündeydi. Türkiye’den bu konuyla ilgili resmî hiç bir açıklama yapılmazken BAE Dışişleri Bakanlığı ‘işbirliğinden dolayı’ Ankara’ya teşekkür etti. Meğer Özbekistan vatandaşı üç katil uçakla İstanbul’a gelmiş, MİT ve emniyet birimleri onları yakalamış ve özel bir uçakla BAE’ne göndermiş.
Bu olayla ilgili haberleri takip ederken, Sedat Peker olayını anımsadım. Peker ikamet ettiği Dubai’den 2020’de yayınladığı ve milyonlarca insanın izlediği videolarıyla AKP iktidarını çok zorlamıştı. Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu BAE Başkanı Muhamned Bin Zayid’i “Fetö darbesini finanse etmekle” suçlamış ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan 24 Kasım 2021’de Bin Zayed’i sarayda ağırlamış sonra da kendisi Abu Dabi’ye gitmişti. İş bununla kalmamış çünkü Arap medyasına göre Bakan Soylu 29 Kasım 2022’de Abu Dabi’ye giderek BAE yönetiminden özür dilemişti.
Öldürülen Zvi Kogan’ın dosyası şimdilik kapanmış gibi görünüyor.
Özbek vatandaşı üç katilin bu saldırıyı neden ve kimin adına gerçekleştirdiği bilinmiyor ama 22 Mart 2024’de Moskova yakınında Crocus eğlence merkezine yanelik saldırıyı hatırlatmakta yarar var.137 kişinin öldüğü bu saldırıyı bu kez Tacikistan vatandaşı dört kişi gerçekleştirmişti. İkisi öldürülmüş ve Ukrayna’ya kaçarken yakalanan iki kişinin olay öncesinde Türkiye’ye gelip gittiklerini itiraf etmişlerdi. 2011 sonrasında Arap ve dünya medyasında yayınlanan haberler ise on binlerce Uygur Türkü ve Çeçenler başta olmak üzere radikal İslamcı teröristin dünyanın dört bir tarafından Türkiye’ye gelerek Suriye ve Irak’a geçtiğini ve IŞİD, NUSRA ve benzeri örgütlere katıldığını anlatıp durmuştu. Bu teröristlerin büyük bölümü öldürüldü ama binlercesi hâlâ İdlib’de barınıyor. Üç tarafı Suriye ve Rusya ordusunun kuşatması altındaki İdlib ise Türkiye’ye yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta ve buradaki teröristler üç gündür Halep’e saldırıp duruyorlar.