Karamollaoğlu’ndan Kılıçdaroğlu’nun adaylığına yeşil ışık

Yayın tarihi: 25 Şubat 2022 Cuma 1:45 pm - Güncelleme: 25 Şubat 2022 Cuma 1:45 pm

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, muhalefetin cumhurbaşkanı adayının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmasına yeşil ışık yaktı. Karamollaoğlu, “O aday Sayın Kılıçdaroğlu olursa, o da olur. Ama iyi araştırılması, iyi etüt edilmesi gerekir” dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, kendisinin de katıldığı 6 muhalefet liderinin 12 Şubat’ta gerçekleştirdikleri “yuvarlak masa” toplantısıyla ilgili konuştu. BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu, MHP lideri Bahçeli’nin “Masanın gizli ayağı HDP” yönündeki açıklamalarına ise “Bu doğrudan doğruya yalan” sözleriyle tepki gösterdi.

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi liderleri, pazartesi günü “güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışmasını geniş katılımlı bir toplantıyla 28 Şubat tarihinde kamuoyuna açıklayacak. Toplantının ev sahiplerinden, Karamollaoğlu, “6’lı ittifaka” dönüşmesi beklenen muhalefetin yol haritası ve güncel siyasi gelişmelere ilişkin konuştu. Karamollaoğlu, “Genelde herkesin hissiyatı olumluydu. Yani müsbet bir hava doğdu. Farklı fikirler kısmen gündeme getirildi ama biz hiçbir konunun detayına inmedik. Orada mesela Pazartesi günü yapacağımız toplantıdaki konuların hiçbirisine dokunmadık.” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu’ndan Erdoğan’a 6’lı masa yanıtı

“DETAY GİRİLMEDİ”

Karamollaoğlu’nun Sayın’a verdiği yanıtlardan öne çıkanlar şu şekilde:

-Peki o halde ne görüştünüz beş saat boyunca?

Ne yapacağız diye oturduk, konuştuk. Yemek yedik önce bir defa. Sonra da bu meselelere nasıl yaklaşalım meselesi daha çok gündeme geldi. İyi bir sohbet oldu doğrusu.

Genelde böyle bir birlikteliğe ihtiyaç olduğuna temas edildi. Hiçbir konunun üzerinde uzun uzun durulmadı. Sadece bu işin, bu çalışmaların devam etmesinde, bunun ileride somutlaşma aşamasına gelindiğinde detaydaki meselelerin de zaman içinde konuşulmasına karar verildi. Sürenin uzun olması, çok detaylı önemli konuların ayrı ayrı konuşulduğu manasına gelmiyor.

Bu yayımlanan metin ne ihtiva ediyorsa, aslında o konuşuldu sayılır. Metinde dikkat ederseniz herhangi bir detaya girilmedi.

“İTTİFAKIN İSMİNDE DEĞİŞİKLİK OLMASINI GEREKLİ GÖRMÜYORUM”

-Sayın Davutoğlu, ittifakın yeni bir isim altında, yeni bir mekanizmayla oluşturulmasını önermişti. Bu, toplantı masasında nasıl konuşuldu? Sizin bu konuda görüşünüz nedir?

Yani Sayın Davutoğlu’nun böyle bir fikri var. “Bir değişiklik olur, topluma daha güzel bir mesaj verilir,” diye. Tabii farklı kanaatte olanlar da var. İsim de aslında kapsayıcı. Aynı zamanda ideolojik olmayan bir isim. Bundan dolayı da değişiklik olmasını ben şahsen gerekli görmüyorum. Ama o da gündeme geldi. Bizim içimizde de bazı arkadaşlar, “Bu ittifak içinde olmak ne kadar doğrudur, bu ittifaktan çıkılsa mı, yeni bir ittifak mı kurulsa, yeni bir perspektifle mi yaklaşılsa…” Bunlar zikrediliyor. Ama neticede bir konu üzerinde ittifak edilecek ve bir konu üzerinde yürünecek.

“GEÇİŞ SÜRECİNDE ATILACAK ADIMLAR GÜNDEME GELECEK”

-Size “5 benzemez” hatta artık “6 benzemez” diyenler var. İşte bir parti “İstanbul Sözleşmesi geri gelecek” diyor, siz farklı bakıyorsunuz, keza ekonomide farklı bakışlar var… 6 partili bir ittifak veya koalisyon iktidarında bu görüş ayrılıkları nasıl uyumlaştırılacak, endişesi yaratmaz mı seçmende?

Bir defa bu bir ittifak. Bugüne kadar ben şahsen bu işi sadece bir ittifak olarak görüyordum. Ancak ekonomide, dış politikada karşılaştığımız problemler o kadar büyüdü ki; geçiş döneminde atılması gereken birtakım adımlar var. Zaten bizim Pazartesi günü (28 Şubat) gündeme getireceğimiz konular o konular olacak.

Bizim temelde bu problemleri çözmek için atmamız icap eden adımlar ne olacak? Birbirimizle çelişmeden mesela “ekonomi” dedik. Bizim prensip olarak söylediğimiz şu; şu anda ekonomide üstesinden gelinemeyecek kadar büyük problemler ortaya çıktı. Bugüne kadar tatbik edilen yanlış politikalardan dolayı. Şu anda bizim üzerinde duyduğumuz konu kaynak temini. O halde israfı, yolsuzluğu, rüşveti bütünüyle ortadan kaldıracağız. İsraf dediğimiz zaman da lükse harcanan paradır, bir üretime katkı sağlayamayacak yatırımlar, bize göre hepsi israftır.

Bütün bu hedefleri planlamak için parlamenter sistem çalışmasında olduğu gibi ayrı ayrı ortak komisyonlar mı kurulacak, nasıl bir yöntem izleyeceksiniz?

Şu anda böyle bir düşünce yok. Ancak bu dediğiniz detaylar iktidar olmadan ortaya koymak çok zordur. Ana hatları belirlenir, iktidar olduğunuz zaman bu politikaları, verilere bakarak tam olarak belirlersiniz. Biz şu anda her veriye sahip değiliz.

Aykut Erdoğdu, Karamollaoğlu’nun HDP fedakarlığını anlattı

“İTTİFAKIN ŞARTLARI OLUŞUYOR”

-Siz daha önce, “ittifakları seçim sürecine girildiğinde konuşuruz” demiştiniz ama şimdi görüyorum ki ittifak fikrine yakın duruyorsunuz. Artık bu işbirliği, 6’lı ittifaka gidiyor diyebilir miyiz?

Tabii, bunu şartlar oluşturuyor. Türkiye’nin şartları artık eskisi gibi değil. Bizim geçmişte ittifakı yaparken de bir numaralı hedefimiz bu yanlış sistemi değiştirmekti. Yani bu başkanlık sistemi hesap vermeyen, layüsel [hesap vermeyen] bir sistemi içimize sindirmemiz mümkün değildir. Bunu yapacak olan da şu anda maalesef, muhalefet kalıyor. Maalesef diyorum, yani iktidar partisi bu noktada bir adım atacak olsa, onunla da oturup konuşulabilir. Ama ben Sayın Cumhurbaşkanı ile konuştuğum zaman böyle bir noktada kesinlikle düşüncelerinin olmadığına şahit oldum.

Onun için de mecburen ittifakları bu dönemde de bir koalisyon gibi görmememize rağmen, son iki, üç ayda ekonominin içine girdiği çıkmazı da gördüğümüzde, “Bu iş sadece bu sistemi değiştirmekle çözülemez, o sistem değişirken atılacak ekonomik adımlarla ilgili de, dış politika ile ilgili de mutlaka birtakım prensiplerin belirlenmesine ihtiyaç var” kanaati noktasına geldik. Onun için de bu biraz daha ileriye evrildi. Yani sadece bu sistemi değiştirecek bir ittifak değil, o kısa dönemde (geçiş dönemi) hiç olmazsa bizim ekonomiyi mutlaka sürüklendiği çukurdan çıkarmamız icap eder.

“SEÇİLMESİNDE TEREDDÜT EDİLMEYECEK BİR ADAY OLMALI”

6 parti olarak ısrarla, “adaylık meselesi”nin görüşmediğinizi söylüyorsunuz. İsim olmasa da aday belirleme yöntemi hiç konuşulmadı mı? Ya da konuşulması gerekmiyor mu?

Konuşulmadı genelde. Ama cumhurbaşkanlığı adaylığı özellik arz eden bir konu, en önemli konu. Çünkü seçilecek cumhurbaşkanı parlamentoda çoğunluğu sağlamış olsanız bile tek başına çok geniş yetkilere sahip. O halde cumhurbaşkanı adayının seçilmesinde tereddüt olmayacak bir aday olması elzem. Bunun da kamuoyu yoklamaları ile belirlenmesi icap eder. Bu noktaya girilmedi. Her siyasi partinin genel başkanı da aday olabilir. Sayın Kılıçdaroğlu da olabilir. Ama bizim buradaki derdimiz, aramızdan birinin aday olmasından çok; biz bu seçimi kiminle şüphesiz alırız noktasında bir çalışmanın olmasında fayda olur.

Adaylık konusunda bizim çok titiz davranmamız gerekir. Elbette biz, kimsenin gönlünün kırılmasını arzu etmeyiz. Ancak böyle bir değerlendirmeye giderken, mutlaka seçimi alacak bir adayla hareket etmemiz icap eder kanaati ağır basıyor.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “5 partinin lideri desteklerse aday olurum” dedi. Sizce Kılıçdaroğlu, seçimi kazanacak aday mıdır, aday olursa destek verir misiniz?

Bu konuda şimdi bir yorum yapmak doğru olmaz benim yönümden. Yani Sayın Kılıçdaroğlu’nun böyle demesini de garipsemiyorum, doğru buluyorum. Aslında ana muhalefet partisi genel başkanı olarak böyle bir şeyi söylemesi, düşünmesi gayet makul. Ancak biraz önce de ifade ettiğim gibi, hakikaten tereddüt göstermeden bizim bu seçimi kazanacağımız bir adayı belirlememiz lazım. O aday Sayın Kılıçdaroğlu olursa o da olur. Ama iyi araştırılması, iyi etüt edilmesi gerekir.

Karamollaoğlu’ndan ’28 Şubat’ çıkışı: Had bildirmesini biliriz