Haber

Kadınların protestoları sonrası Bangladeş'te tecavüze idam cezası geliyor

Bangladeş hükümeti, ülkede art arda yaşanan tecavüz olaylarının ardından başlayan büyük çaplı protestolar sonrası bu suça idam cezası getiriyor.

Bangladeş Adalet Bakanı Enisül Hak, BBC'ye yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdül Hamid'in, Salı gününden itibaren geçerli olmak üzere tecavüz suçlarına müebbet hapis yerine idam cezası getiren bir kararname yayımlayacağını söyledi. BBC Türkçe'nin haberine göre, Başkent Dakka ve diğer kentlerdeki protesto dalgası, geçen hafta sosyal medyada bir toplu tecavüz videosunun yayımlanmasından sonra başladı.

'PARAYI ALAMAYINCA TOPLU TECAVÜZ VİDEOSUNU YAYIMLADILAR'

2 Eylül'de güneydeki Noahali kentinde tecavüze uğrayan kadının ifadesine göre, saldırganlar kendisinden para istedi. Kadın bunu kabul etmeyince saldırganlar görüntüleri yayımladı. Ülkede infial yaratan görüntülerin yayınlanmasından sonra sekiz kişi gözaltına alındı. Bangladeş'in tarihinde cinsel şiddete karşı ilk kez bu kadar büyük çaplı ve uzun süreli protesto eylemlerinin düzenlendiği belirtiliyor.

'HÜKÜM GİYME ORANI YÜZDE 1'İN ALTINDA'

Kadınların öncülüğündeki protestolarda "Tecavüzcüleri Asın", "Tecavüzcülere Merhamet Göstermeyin" sloganları atıldı. 170 milyon nüfuslu Bangladeş'te geçen yıl 5 bin 500 tecavüz rapor edildi. Fakat Tekbir Hüda adlı bir hukukçu, Al Jazeera'ya tecavüz suçlarından hüküm giyme oranının yüzde 1'in altında olduğunu söyledi. Birleşmiş Milletler'in 2013'te yayımladığı bir rapora göre kırsal kesimde tecavüz suçu işlediğini itiraf edenlerin yüzde 88'i, kentlerde bu işlediğini kabul edenlerin ise yüzde 95'i hiçbir ceza almadı. Dakka Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden Prof. Sadeka Halim, mağdurların damgalandığını, saldırganlar tarafından tehdit edildiğini ve birçok zanlının siyasetçiler tarafından korunduğunu söyledi. Al Jazeera'ya göre insan hakları kuruluşları, etkisiz yargılama süreçleri ve mağdurlara yönelik önyargı nedeniyle tecavüz ve diğer cinsel saldırı suçlarının çoklukla cezasız kaldığını ve "saldırganın değil, mağdurun suçlandığını" söylüyor.