TELE1 Haber Merkezi
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde İstiklal Caddesi’nde düzenlenecek olan yürüyüş hakkında yasaklama kararı açıklayan Beyoğlu Kaymakamlığı kadınların kararlı tutumu üzerine geri adım attı. Görüşmelerinde ardından yasak kararı kaldırılırken, kadınlar 19.00’da Beyoğlu Tünel Meydanı’nda toplandı. Yürüyüşü tamamlayan kadınlara basın açıklaması esnasında polis plastik mermi ve biber gazı ile müdahalede bulundu.
“Erkek şiddeti, yoksulluk, kriz değil, yaşamak istiyoruz” diyerek sokağa çıkan kadınlar, Tünel Meydanı’nda bir araya geldi. 25 Kasım'da kadınların sokağa çıkmaktaki kararlılığı Kaymakamlığın yasağını geri çektirdi. Saat 19,00'dan itibaren taksimde toplanmaya başlayan kadınlar 'Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok!' pankartıyla yürüdüler. Uzun sürenin ardından Taksim'deki eylem yasağını kıran kadınlar yürüyüşlerini gerçekleştirirken, polislerin ise yoğun güvenlik önlemi aldığı görüldü.
Erkek şiddetine ve kadın cinayetlerine karşı sesini yükselten kadınlar, 'Kadınlar birlikte güçlü', 'Boşanmayı değil erkek şiddetini önle' sloganlarıyla yürüdü. Alanda katledilen kadınların isimleri okundu.
Kadına yönelik şiddete karşı bir araya gelen kadınlara basın açıklamasının ardından polis plastik mermi ve biber gazı ile müdahalede bulundu. Polisin sıktığı plastik mermiler haber takibi yapan gazetecilere de isabet etti.
Beyoğlu Kaymakamlığı’nın 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete karşı Uluslararası Mücadele Günü yürüyüşünün yasaklandığı şeklindeki açıklamasına, yürüyüşü düzenleyen Kadınlar Birlikte Güçlü’den şöyle yanıt gelmişti:
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününü’nü yasaklamak tüm kadınların her gün karşı karşıya kaldığı şiddeti görünmez kılmak demektir. Kadınların değil, erkek şiddetinin engellendiği bir dünya için 25 Kasım’a sahip çıkmaya Taksim sokaklarına çağırıyoruz; çağrımızı tekrarlıyoruz.
Beyoğlu Kaymakamlığı’nın kadınlar tarafından reddedilen, daha sonra da geri çekilen yasak kararı:
25.11.2019 günü saat 19:00’da idaremiz Tünel Meydanda “Kadına yönelik şiddete, cinayete, tacize, tecavüze, cinsel istismara karşı isyanımızı büyütüyoruz 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde buluşuyoruz” sloganı ile (Twitter) sosyal medya hesapları üzerinden çağrılar yapıldığı tespit edilmiştir.
Söz konusu toplantı ve gösteri yürüyüşü Beyoğlu Kaymakamlığının 24/11/2019 tarih ve 34255955.17381.2019/2804 sayılı kararı ile yasaklandığı kamuoyuna duyurulur.
Kadına yönelik şiddete karşı yürüyüşlerini tamamlayan kadınlar 25 Kasım Kadın Platformu adına ortak basın açıklamasını okudu.
Basın açıklamasını tam metni şöyle:
Güleda Cankel, şule Çet, Ecem Balcı, Nadira Kadirova, Emine Bulut, Emino Noyan, Müzeyyen Boylu, Kübra Aşkın, Ceren Damar, Didem Akay,
Sosyal medya etiketleri arasında bir kadının adını daha görmekten korkar olduk, Çünkü bu ya o kadının hayatta olmadığı ya da korkunç bir şiddete uğramagına rağmen adalet bulamadığı anlamına geliyor.
Artık yeter! 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadolo ve Dayanışma Günü'nde bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz YOK diyoruz!
Bu ülkede/memlekette her gün kadınlar öldürülüyor.
Kadınlar, her gün, boşanmak istedikleri için, "hayır” dedikleri için öldürülüyor,
Kadınlar, her gün, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 uygulanmadığı için öldürülüyor,
Kadınlar, her gün, "başka karakola git”, "bu şikâyetten bir şey çıkmaz, gen en iyisi vazgeç", "sığınakta yer yok” diyen kolluk kuvvetleri görevlerini yapmadıkları için, yeterli sığınak ve danışma merkezi açmaya da bütçe ayrılmadığı için şiddete mahkûm ediliyor ve öldürülüyor. Kadınlar, her gün, savcılar şiddet uygulayan erkekleri değil kadınların yaşam tarzlarını yargılamayı seçtiği için, mahkemeler erkekleri aklamanın sayısız yolunu bulduğu için öldürülüyor.
Kadınlar, her gün, 15 yaşından küçük çocukların evlendirilmesinde beis görmeyen bir zihniyet altında, cinsel şiddete uğruyor.
Kadınlar, her gün, cinsiyet kimliğine, cinsel ve romantik yönelimine duyulan nefretten, bedenlerinin ve aşklarının sığdırılmaya çalışıldığı kalıplardan, transfobi ve homofobinin türlü şekillerinden ötürü şiddete maruz bırakılıyor ve öldürülüyor.
Kadınlar, her gün, özellikle krizin getirdiği artan işsizlik ve güvencesizlikle, aile içindeki şiddetten uzaklaşacak geçim kaynağı ve gelecek güvencesi olmadığı için erkek şiddetine mahkûm ediliyor.
Kadınlar, her gün, savaşın ve sınırların gölgesinde, Türkçe konuşmadıkları için veya göçmen oldukları için, doğdukları yerden ötürü şiddete uğruyor; şiddete maruz bırakıldıklarında yasal haklarını arayamadıkları için öldürülüyor.
Gündelik erkek şiddeti ile devletin tüm mekanizmalarının kurduğu suç ittifakı tarafından kadınlar, her gün, işte böyle öldürülüyor!
Cinayete varmadan da bizler şiddet veya baskı altında, belirsizlik içinde, her açıdan
Sömürülerek, yarınımızın ne olacağını bilmeden nefes almak zorunda bırakılıyoruz. Ancak kadınlar sadece öldürüldüklerinde haber oluyor.
Ez ise kadınların isimlerinin ölümleriyle değil yaşamlarıyla, yaşadıkları şiddetle değil gerçekleştirdikleri hayalleriyle haber olduğu bir dünya için buradayız!
Ve umudumuz birbirimizde. Umudumuz birlikteliğimizden aldığımız güçte, kadın dayanışmasında. Umudumuz her gün şiddetten uzak bir hayat için her bir nefesimizle verdiğimiz ortak mücadelede.
Bundan daha ferah, daha özgür, daha eşit, kimsenin kimliğinden ötürü şiddete uğramayacağı bambaşka hayatlar hayal ederek el ele veriyoruz, Bunu biz yapmazsak kmse bızm çın yapmayacak, biliyoruz. Ve hep birlikte sesleniyoruz:
Bir kişi daha eksilmeyeceğiz.