Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan dev dilekçe: Bu bir kadının yaşam mücadelesidir…

Yayın tarihi: 1 Nisan 2021 Perşembe 1:38 pm - Güncelleme: 1 Nisan 2021 Perşembe 1:39 pm

Zincirlikuyu Esentepe Mahallesi’nde bulunan bir duvara dev bir dilekçe örneği ilanı veren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, “Bu dev ‘şikayet dilekçesi’ bir kadının yaşam mücadelesidir” dedi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzaladığı kararname ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasına yönelik tepkiler devam ederken Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan yeni bir hamle geldi. Zincirlikuyu metrobüs durağından görünen bir duvara dev bir dilekçe örneği ilanı veren platform, “Bu dev ‘şikayet dilekçesi’ bir kadının yaşam mücadelesidir” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin önemini göstermek istediklerini belirten platform, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Arzu Aygün 9, Ayşe Tuba Arslan 23, Nahide Opuz 36, Sevtap Şahin tam 60 kez resmi makamlara başvurmuş, koruma talep etmiş ya da şikayetçi olmuşlardı. Şikayetleri görmezden gelindi ve şikayetçi oldukları erkekler tarafından öldürüldüler. Bu şikayetlerin, dilekçelerin tek bir tanesi bile dikkate alınsaydı, İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı bugün yüzlerce kadın hayatta olabilirdi.”

“BİR KADININ YAŞAM MÜCADELESİ…”

“Kadınların eşit ve özgür yaşaması için İstanbul Sözleşmesi şarttır” açıklamanın tam metni ise şöyle:

“Bugün herkesin gördüğü dev şikayet dilekçesi bir kadının ‘Ölmek İstemiyorum’ diyerek verdiği yaşam mücadelesidir. Bu sadece tek bir örnek. Ama bu dilekçenin sahibi kadın gibi her gün onlarca, binlerce kadın bu dilekçeleri veriyor. Hayatta kalabilmek, şiddetten uzak yaşamak için karakollarda, adliyelerde mücadele ediyor.

Şikayet dilekçeleri dikkate alınmadığında kadınlar defalarca sistematik şiddete maruz kalıyor. Bu nedenle de bu devasa dilekçe örneğini herkesin görmesini istedik. İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için ne kadar hayati olduğunu bir kez daha göstermek istedik.

Arzu Aygün 9, Ayşe Tuba Arslan 23, Nahide Opuz 36, Sevtap Şahin tam 60 kez resmi makamlara başvurmuş, koruma talep etmiş ya da şikayetçi olmuşlardı. Şikayetleri görmezden gelindi ve şikayetçi oldukları erkekler tarafından öldürüldüler. Bu şikayetlerin, dilekçelerin tek bir tanesi bile dikkate alınsaydı, İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı bugün yüzlerce kadın hayatta olabilirdi.

Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Resmi Gazete’de yayımlanarak kadınlar için eşit ve özgür bir yaşam anlamına gelen İstanbul Sözleşmesi’nden imza geri çekildi. Sonra da kadın hakları kağıt parçalarıyla değil, vicdanla korunur diyerek açıklama yaptılar. Kadınların ihtiyacı bu kağıt parçalarının dikkate alınmasıdır. Kadınların defalarca kez şikayet dilekçesi vermek zorunda kalmaması için İstanbul Sözleşmesi şarttır. Biz eşitlik için, eşitliği sağlayan yasaların uygulanması için mücadele ediyoruz.

Kadınlar için yaşam hakkımız başta olmak üzere, eşit ve özgür yaşamamızın garantisi olan yasalar, sözleşmelerdir. Her bir maddesi öldürülen onlarca, binlerce kadının ardından yazıldı. Kadınların verdikleri mücadeleyle var oldu. Şimdi mücadelemizle de o kararı geri çektirecek, sözleşmeyi de uygulatacağız.”