Önder Lafçı’nın katlettiği Hilal Sultan Kırgöz’ün annesi Zeynep Kırgöz, defalarca kez karakola gidip şikayetçi olduklarını ancak önlem alınmadığını söyledi.

Manisa’da 3 ay önce kendisini kaçırmaya çalışan direksiyon eğitmeni 43 yaşındaki Önder Lafçı tarafından vurulan ve 48 gün sonra yaşamını yitiren 21 yaşındaki Hilal Sultan Kırgöz’ün annesi Zeynep Kırgöz’ün gözyaşları dinmiyor. BirGün'den Sibel Bahçetepe'nin haberine göre, katilin kızını bir çok kez tehdit ettiğini, şikayetçi olduklarını ancak hiçbir önlem alınmadığını belirten Kırgöz “Kızım göz göre göre katledildi. Aylarca korkuyla yaşadı, en çok da kardeşine bir şey yapılmasından korktu. Katilin en ağır cezayı almasını istiyorum” dedi. https://tele1.com.tr/silahli-saldirida-felc-kalan-21-yasindaki-hilal-sultan-kirgoz-hayatini-kaybetti-724008/ Kentteki bir sürücü kursunda eğitmenlik yapan Lafçı, 6 Eylül günü öğle saatlerinde, daha önce direksiyon kursu verdiği Hilal Sultan Kırgöz'ün evinin önüne gelerek genç kızı kaçırmak istedi. Araca bindirmeye çalıştığı Kırgöz direndi. Çıkan arbededen faydalanarak kaçmaya çalışan Kırgöz, Lafçı tarafından sırtından vuruldu. 48 gün yoğun bakımda kalan Kırgöz, daha sonra vücudundaki kurşunun çıkarılması için ameliyata alındı. Ameliyatın ardından yeniden fenalaşan Kırgöz, yaşamını yitirdi.

UZAKLAŞTIRMA KARARI

BirGün’e konuşan anne Zeynep Kırgöz, tutuklu Lafçı'nın en ağır cezayı almasını istedi. Katilin, direksiyon eğitimi verdiği sırada kızını takıntı haline getirdiğini ve aylarca bu durumun sürdüğünü belirterek "Kızımla defalarca kez karakola gidip şikayetçi olduk. Bize dediler ki ‘gerekeni yapacağız, siz bir şey yapmayın, tehdit amaçlı telefon açmayın, suçlu olursunuz.’ Ama bize gelen tehdit mesajlarıyla gittiğimiz halde hiçbir şey yapılmadı” dedi. Karakola gittiklerinde bu kişinin başka bir olaydan yaralama dosyasının olduğunu öğrendiklerini anlatan anne Kırgöz "Madem bu şahsın daha önceden yaralama ile ilgili dosyası vardı niye bizim tehdit amaçlı mesajları gösterdiğimiz halde neden hiçbir şey yapılmadı?” diye sordu. Zanlı hakkında uzaklaştırma kararı verildiğini de anlatan anne “Uzaklaştırma sadece kağıt üzerinde olan bir şey. Bu şahıs evimin önünde arabanın içinde duruyor, defalarca kez bu uzaklaştırma kararlarını ihlal ediyor. Peki soruyorum, neden sadece iki üç günlük hapis cezalarıyla bu geçiştirdildi? 7-8 ay biz bu kişi ile uğraştık” diye konuştu. Anne Kırgöz, katil zanlısının “Polise gitmeyin, benim ağabeyim polis” dediğini iddia ederek, “Kızımı hep takip ediyordu. Bir gün yine takip ederken kızım Kades uygulamasına basıyor, polis geliyor. O olaydan sonra 3 günlük hapis cezası veriliyor, hepsi bu... Daha önce defalarca kez uzaklaştırma kararlarını ihlal ettiği halde hiçbir şekilde ceza almadı" diye konuştu.

ELİMİ TUTARAK YATIYORDU

Anne Kırgöz, şöyle devam etti: "Katilin kızımın yaşında kızı, oğlumun yaşında oğlu varmış üstelik. Olay günü polislere ‘bu kızın başına bugün bir şey gelecek’ diye ihbar gelmiş. Polisler Hilal’i aramış, ‘iyi misin?’ diye. Kızım da çarşıdaymış. İşlerini bitirmiş ve beni aradı. ‘Anne kahvaltı hazırlar mısın, ben geliyorum’ dedi. Sonra oğlum kursuna gitmek için evden çıktı ve üç dakika sonra 'Anne çok kötü bir şey oldu, ablamı vurmuşlar' diye geri geldi. O gün kızımı arabaya zorla bindirmek istemiş, topuklarını yere vura vura ayakkabısının topukları göçmüştü kızımın... Kızım vurulunca 'anne ben iyiyim kardeşim iyi mi?' diye sormuştu. Polisler çok geç gelmiş. Oradaki herkes bunu biliyor. Ölmesini mi beklemişler kızımın... Biliyor musunuz benim kızım ateşini bu süreçte hiçbir zaman ölçtürmedi. Ateş ölçeri kafasına dayadığımızda avazı çıktığı kadar bağırıyordu. ‘Anne çok korkuyorum yapma’ diyordu. Onu silah zannederek bağırıyordu. Elimi tutarak uyuyordu, 'çok korkuyorum' diyordu. O kadar şikayet ettik hiçbir adım atılmadı.”

SAYISIZ TEHDİT

Ailenin avukatı Yalçın Arcak ise şunları söyledi: “Sultan ile ölmeden önce görüşmüştük. Psikolojik olarak kendini iyi hissettiğinde kadınlara güçlü bir mesaj iletecekti. ‘Yalnız değilsiniz, güçlü durmalıyız’ demek istiyordu. Ama olmadı. O kadar çok şikayetçi olmuştu ki hiçbir şey yapılmamıştı. Türkiye’deki kanunlar gerçekten dünya standartlarında kanunlardır. Birçok kanunumuzda çok ileri seviyedeyiz ama uygulama konusunda maalesef kötüyüz. En ağır cezayı almasını bekliyoruz."
Muhabir: Oğuzhan Poyrazoğlu