İYİ Partili Dervişoğlu: OHAL kanseri gibi her yere yayılır

Yayın tarihi: 9 Şubat 2023 Perşembe 4:28 pm - Güncelleme: 9 Şubat 2023 Perşembe 6:03 pm

İYİ Partili Dervişoğlu, AKP’nin 10 ilde OHAL öneresini reddedeceklerini belirterek, “OHAL sadece teknik ve insanî çalışmalar ile sınırlı kalmaz. Kanser gibi her yere yayılır özellikle iktidarda otoriterliğe hevesli siyasi aktörlerin bulunduğu ülkelerde  amacından sapmaya müsaittir” dedi.

TBMM’de AKP’nin afet bölgesindeki 10 için OHAL ilan etme kararı görüşüyor. Partisi adına söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, AKP’nin talebini reddedeceklerini açıkladı. Dervişoğlu, iktidarın OHAL ile afet yönetimi değil belediyelere kayyum atama ve otoriter bir baskı kurma girişiminde olduğunu söyledi. Dervişoğlu, şunları dile getirdi:

“Doğa olaylarının çok ötesinde devlet idaresindeki noksanlıkla alakalı olduğun farkındayız. İçinde bulunan hassasiyet gereği olarak, vatandaşın acil taleplerini konuşacağız ama elbette acıda ve kederde milletimiz sesi olmak baki kalacaktır.

“KAOS HALA DEVAM ETMEKTE”

TBMM fikirlerin tartıştığı bir yer olmalıdır. yaşadığımız deprem felaketi Cumhuriyet tarihinde yaşadığımız en büyük afetler arasındadır. En büyük felaketlerden birisi haline getiren deprem öncesi tedbirsizlerin yetersizliği ile deprem sonrası afet yönetiminin koordinasyonsuzluğudur.

Büyük bir insani yıkım yaşanmıştır. Deprem için yapılması gerekenler yapılmadığı ortaya çıktı. Bölgede 15 milyon insanımız 30 saatten fazla süre kendi kadarkine tek edilmiştir. Tam bir kaos yaşanmıştır. Hala devam etmektedir.

Afetin boyutlarını sonuçlarını bu denle vahim kılanlar arasında deprem öncesinde ki tedbirlerin ihmal edildiğini saymak istismar değildir, durum tespitidir.  Uzmanların, çalışmaları incelemeleri ve yıllardan beri dile getirdikleri ikazlar hiçbir şekilde dikkate alınmamıştır.

“DEPREM SONRASI YÖNETİM BECERİKSİZLİĞİ”

Biz bunu söylerken acı neticeyi tarif ediyoruz. Afetin bu denle vahim insanlık tarihine geçecek kılan bir diğer nedende üzülerek ifade ediyorum deprem sonrası afet yönetimindeki becerisizliktir.

Kamunun hakim olması gerek sistemler böyle çökmemeliydi.  Evet facia karşısında yek vücut halindeyiz ama gerçekleri de görmezden gelemeyiz. Karşımızda birlik içerisinde mücadele eden bu muazzam yıkım varken bazı tespitleri de yine beraberce yapabilmeliyiz Devlet yönetimindeki koordinasyonsuzluk deprem ile gün yüzüne çıkmıştır.

Değerli milletvekilleri, bugün TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı’na OHAL yetkisi verilme talebi ile toplandık.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin yargının bağımsızlığına halel getirmekteki tek hususu hızlı karar alma.  Anayasa yürütmeye tam yetki vermesine rağmen, iktidarın OHAL ne istediğini izah etmesi gerekir. Temel meselemiz TSK’nın bölgeye sevk ve görevlendirilmesi ise haliz hazırda yürütmede mevcuttur.

“OHAL OLAMDAN DA TSK YÖNLENDİRİLEBİLİR”

İktidar OHAL olmadan da TSK unsurlarını yönlendirebilir. Bu noktadan hareketle siyasi açıdan sorulması gereken haklı soruları yöneltiyoruz.  OHAL, Cumhurbaşkanı Hükümet sisteminin  yürütme erkine verdiği geniş yetkilerde hangi yetkiyi vermektedir? TSK unsurlarını kullanmak ise, OHAL’e ihtiyaç yoktur.

OHAL’de sadece afet bölgesinde hak ve özürlüklerini askıya almasına izin veren düzenlemedir buna ne  gerek var bir kez daha açıklamanız gerekmektir. Afetteki yetersizlik dile getirmeyi engellemekten başka ne iş yarayacaktır?

Afette kurtarma çalışmalar zaten TSK’nın asli görevleri arasındadır. Asıl konu ordu seferber etmek ise halihazırda seferber edilebilir .Ordunun seferber edilme için yasal düzenleme lazımsa gelin beraber çözelim. Cumhurbaşkanı Hükümet sistemine geçilirken söyledikleriniz de bir hatırlayınız. Partili cumhurbaşkanı sistemi ile “hantal bürokrasiyi kaldırıyoruz, kararların hızlı ve etkili alınmasını sağlıyoruz” demiştiniz. Madem bu sistem hızlı karar almak mekanizması sağlamıştır iktidar hangi yetkisi yok k iyeni yetki istiyor.

Afetlerin meydana gelmesi durumunda mülki amirler olağan üstü nitelikler yetkiler sağlamaktadır. Cumhurbaşkanı Hükümet sisteminin sağladığı hızlı karar alma mekanizmaları varken partili Cumhurbaşkanı’nın yürütmede geniş imtiyazları varken, halihazırda kanunların mülki amirlerin afetlerde yetkileri varken OHAL’in mantıklı bir yanı yoktur.

OHAL’de hangi yetki gerilecek? Anayasanın 104. maddesinin 17. fıkrasının 2. cümlesinde belirtilen Sınırlamalarına tabi olmaksızın Cumhurbaşkanı kararname çıkarabilme yetkisidir. Kararname ile kişi hak ve özgürlükleri sınırlama yetkisidir. OHAL ile mahalle idarelerine de düzenleme yetkisi vardır. OHAL ile belediyeler kaymakamlara ve valilere devri söz konusudur.

Bu gün bize lazım olan yeni kayyum modellerine seyirci kalmak değil, afet bölgesindeki canları kurtarmaktır. Bu gün milletini yanına görmektedir, karşısında değil

Daha fazla kurtarma, çadıra iş makinasına, ilaca ihtiyacımız var .Ancak kişi hakkı ve hürriyetin kısıtlamasın ihtiyacımı yoktur. Koordinasyonsuzluk, müdahale kabiliyetinki eksilikler nedeniyle kısa süre ile OHAL’e ihtiyaç varsa.

“1 AYLIK OHAL’E SICAK BAKIYORUZ”

1 aylık OHAL’e sıcak bakacağımızı iktidar partisine bildirdik. Reddedildi. Gelin bu önerimizi bir kere daha gözden geçirin. Türkiye’nin geleceğini bağlamayan günün anlam ve önemine bağlı adımı hep birlikte atalım. Kurumları işleyen ülkerlerde OHAL’e ihtiyaç olmadan kriz yönetilir.

“KANSER GİBİ HER YERE YAYILIR”

OHAL ve benzeri yöntemler sadece teknik ve insanı çalışmalar ile sınırlı kalmaz. Kanser gibi her yere yayılır özellikle iktidarda otoriterliğe hevesli ve meraklı siyasi aktörlerin bulunduğu ülkelerde OHAL yönetimi amacından sapmaya çok müsaittir”