41 emekçinin yaşamını yitirdiği Bartın maden faciasında bilirkişi heyeti ön inceleme raporunu savcılığa gönderdi. Heyet, grizu patlamasını kömür tozu patlamasına eşlik ettiğini belirterek ihmalleri sıraladı.
Bartın'ın Amasra ilçesinde 14 Ekim'de Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) bağlı maden ocağında patlama meydana geldi. Faciada 41 madenci hayatını kaybederken 11 kişi de yaralandı. Madenci yakınlarının 'ihmal' iddialarının savcılık soruşturma başlattı. Gözaltına alınan 24 TKK çalışanından 3'ü tutuklandı.
ÖN İNCELEME RAPORU SAVCILIKTA! İHMALLER TEK TEK SIRALANDI
Maden, jeoloji, jeofizik, elektrik ve makine mühendisleriyle iş güvenliği uzmanından oluşan 7 kişilik bilirkişi heyetinin hazırladığı 28 sayfalık ön inceleme raporu, Amasra Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Raporda, yapılan ihmaller ve facianın nedenleri tek tek anlatıldı.
Faciaya ilişkin, olarak raporda "İş kazası, -320 Kalın Damar Tavan Yolu'ndaki patlatma çalışması kaynaklı olarak meydana gelmiş, grizu ve kömür tozu patlamasını içeren bir patlamadır " ifadesi kullanıldı.
"METAN GAZI YÜKSELMESİNE RAĞMEN ÖNLEM ALINMADI. YETERSİZ VE ETKİSİZ HAVALANDIRMA"
Raporda "Havalandırma" başlığı altında şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"TTK'ye bağlı ATİM'de (Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi) maden havalandırmasının iyileştirilmesine dair hayata geçmeyen yatırım ve iyileştirme projeleri, kazanın meydana gelmesinde önemli rol oynamıştır. Yetersiz ve etkisiz havalandırma sistemi olayın meydana gelmesindeki en temel unsurdur. Ocak içinde yeterli miktarda ve hızda hava dolaşımı sağlanamamış, bu nedenle yanıcı, patlayıcı gazları ve tozları insanların çalıştığı ve bulundukları yerlerde seyreltme ve hızla ortamdan uzaklaştırma görevi yerine getirilememiştir. Merkezi gaz izleme sisteminden alınan veriler incelendiğinde metan seviyelerinin müteakip defalar uzun süre boyunca yüzde 1,50 ve yüzde 2'nin üstünde kaldığı, neredeyse rutin olarak yüzde 1,50'yi, düzenli olarak da yüzde 2'yi aştığı için potansiyel patlayıcı metan seviyeleri oluşmuştur. Teknik olarak metan gazının alt patlama limiti olan yüzde 5'i geçtiği durumlar da yaşanmıştır ancak tertip defterler incelendiğinde ikaz ve alarm seviyelerinde maden ocağının kısmen dahi olsa boşaltılması yönünde bir önlem alındığı ve üretim miktarlarında bir azalma olduğu görülmemiştir. Havalandırma sistemi yeterli ve etkili olsaydı olayın
meydana gelmesi önlenirdi."
"Metan Drenajı" başlığında da "TTK'ye bağlı ocaklarda metan drenajı uygulaması yapılmamaktadır. Bu durum yaşanan kazanın, yetersiz ve etkisiz havalandırma ile birlikte temel nedenlerinden biridir. Metan drenajı uygulaması hayata geçirilmiş olsaydı meydana gelen kaza olayı önlenebilirdi." ifadelerine yer verildi.
"GRİZU PATLAMASI KÖMÜR PATLAMASINA EŞLİK ETMESİ KAZANIN ETKİSİNİ BÜYÜTTÜ"
Rapordaki "Kömür Tozu Mücadelesi" başlığında ise "-320 Kalın Damar galerisinde meydana gelen grizu patlamasının kömür tozu patlaması ile ocağa yayılması, yaşanan kazanın boyutlarının ve etki mesafesinin artmasına sebebiyet vermiştir. İşletmede kömür tozu ile mücadele konusunda hazırlanan yönergenin bulunmuş olması, işletme yetkililerinin de riskin farkındalığına işaret etmektedir ancak grizu patlamasının kömür tozu patlamasına eşlik etmiş olması, yapılan tozla mücadele çalışmasının yetersiz olduğunu göstermektedir. Tozla mücadele etkin yapılsaydı meydana gelen kazanın etkisi daha az olabilirdi." değerlendirmesi yapıldı.
"DENETLEME MEKANİZMASI ETKLİNLİĞİ SAĞLAYAMADI"
Raporda "denetleme mekanizmasının gereken etkinliği sağlayamadığının net görüldüğü, bunun da kazanın meydana gelmesinde etkisi olduğu" kaydedildi.
Raporun "Denetleme" başlığında şu ifadelere yer verildi:
"Yeraltı taş kömürü madenciliği 'çok tehlikeli işler' sınıfında olduğu için gerek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü Ruhsat Denetleme Dairesi Başkanlığı tarafından gerekse de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından ruttalep, öneri ya da yaptırım uygulanmamıştır. Denetleme mekanizmasının gereken etkinliği sağlayamadığı görülmekte olup, kazanın meydana gelmesinde etkisi vardır."
"TEKNİK PERSONEL SAYISI EKSİKTİ"
Raporda "Teknik Personel Sayısındaki Eksiklik" başlığı altında "Yeraltının zor şartları ve kompleks jeolojik yapısından dolayı, maden ocağında etkin bir denetlemenin sağlanması çok önemlidir. İşletmede P2 vardiyası (08.00-16.00) dışındaki vardiyalarda bulunan mühendisler genelde vardiya mühendisleridir. Müessesedeki toplam vardiya mühendisi sayısı 4'tür. Kazanın meydana geldiği P2'de görevli tek vardiya mühendisi R.O'dur. Kendisi, yer üstündeki rutin işlerini tamamlayıp, saat 17.50'de yer altına girip, üretim yerine giderken -300 kotunda kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. İşletmede, yer altındaki farklı kartiye (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) ve birimlerde yapılan tüm teknik işleri tek bir vardiya mühendisi ile denetlemenin ve yönetmenin yetersiz kalacağı aşikardır. Bu kusur, kazanın meydana gelmesinde etkendir." değerlendirmesinde bulunuldu.
"OKSİJEN MASKELERİ İÇİN GEREKLİ TATBİKAT VERİLMEDİ"
Raporun "İş Güvenliği Eğitimleri ve Acil Durumlara Yönelik Tatbikatlar" başlığında ise şunlar kaydedildi:
"Yeraltı maden işletmesinde olası bir acil durumda yeraltı çalışanlarının yer yüzüne ulaşabilmesinin en önemli destekçisi, Oksijenli Ferdi Kurtarıcı (OFK) maskeleridir. ATİM'de (Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi) meydana gelen olayda, yer altı maden işçilerinin OFK maskelerini kullanmakta yetersiz olduklarını belirttikleri görülmüştür. Gerek kazadan kurtulan işçi B.S'nin anlattıklarında gerekse de diğer işçi tanık ifadelerinde acil durum tatbikatlarında yetersizlikler olduğu beyan edilmektedir (19.10.2022 tarihli savcılık ifadesi). İş güvenliği eğitimleri ve tatbikatlar konusunda görülen eksiklikler, kaza sırası ve sonrasında meydana gelen hataların kaynağını oluşturmaktadır."
Öte yandan, bilirkişi ön raporunda kusur atfedilen sorumlu kişilerle ilgili değerlendirme ve tespitler de yer aldı.
https://tele1.com.tr/bartin-maden-faciasinda-muessese-mudur-yardimcisi-ve-iki-muhendise-tutuklama-728159/