"KÖTÜ BESLENME KOLON KANSERİNE YAKALANMA OLASILIĞINI ARTIRABİLİR"
NTV'den Öznur Doğan'ın haberine göre; kötü beslenmenin kolon kanserine yakalanma olasılığını artırabileceğini belirten onkoloji profesörü Justin Stebbing, günlük bir porsiyon yoğurtun hastalık riskini yüzde 20 oranında azaltabildiğini vurguladı.
DÜZENLİ YOĞURT TÜKETİMİNİN ÖNEMİ
Düzenli yoğurt tüketiminin bazı bağırsak kanseri türlerine karşı koruyucu etki gösterdiğini ifade eden Prof. Stebbing, bu faydaların tüm yoğurtlar için geçerli olmadığının altını çizdi.
PROTEİN BAKIMINDAN DAHA ZENGİN YOĞURTLAR HANGİLERİ?
Fermantasyon sürecinin faydalı bakteri üretimini etkilediğini söyleyen uzman isim; sade, şekersiz ve tam yağlı yoğurt çeşitlerinin protein bakımından daha zengin olduklarını açıkladı.
DİKKAT ÇEKEN ARAŞTIRMA
Geçtiğimiz haftalarda yayımlanan yakın tarihli bir araştırma da, onkoloji profesörünün açıklamalarını destekleyici sonuçlar ortaya koymuştu. Ses getiren çalışmada, özellikle bifidobakteri içeren yoğurtları tüketen kişilerde tümör gelişme olasılığının daha az olduğu keşfedildi. Bağırsakta bulunan bifidobakteriler, liflerin sindirilmesine ve enfeksiyonların önlenmesine de yardımcı olur.
TÜMÖR OLUŞUMUNU DURDURUYOR MU?
Uzmanlar, yoğurtta doğal olarak bulunan bifidobakteriyumun kanser karşıtı etki gösterdiğini ve tümör oluşumunu durdurduğunu tahmin ediyor.
GÜNLÜK SÜT TÜKETİMİNİN ÖNEMİ
Harvard Üniversitesi tarafından yapılan ve 130 binden fazla kişiyi kapsayan araştırma, süt ürünleri ve bağırsak kanseri arasındaki bağlantı adına önemli bulgular tespit etti. Günlük süt tüketiminin bağırsak kanserine yakalanma riskini önemli ölçüde azaltabileceğini açıklayan bilim insanları, bu durumun yüksek kalsiyum içeriğinden kaynaklanabileceğini belirtti.
BAĞIRSAK KANSERLERİNİN YÜZDE 54'Ü SAĞLIKLI YAŞAM TARZIYLA ÖNLENEBİLİR
Cancer Research UK verilerine göre, bağırsak kanserlerinin yüzde 54'ü, sağlıklı yaşam tarzıyla önlenebilir. İngiltere, bağırsak kanseri oranlarının her yıl ortalama yüzde 3,6 oranında arttığı ve küresel çapta en hızlı artışın görüldüğü ülkelerden biri olarak kayda geçti. Uzmanlar, bu artışın arkasında aşırı işlenmiş gıda tüketiminin ve hareketsiz yaşamın yer alabileceğini düşünüyor.
