İşte Erdoğan’a sunulan ‘İstanbul Sözleşmesi’ raporu

Yayın tarihi: 24 Temmuz 2020 Cuma 8:35 am - Güncelleme: 24 Temmuz 2020 Cuma 8:35 am

Gazeteci Murat Yetkin, Türkiye Düşünce Platformu tarafından hazırlanıp Mayıs 2020’Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulan ve İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini isteyen raporu yazdı.

Gazeteci Murat Yetkin, onursal başkanlığını Hayrettin Karaca’nın yaptığı Türkiye Düşünce Platformu’nun İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili hazırladığı raporun içeriğini değerlendirdi. YetkinReport’taki ‘İşte Erdoğan’dan fesih isteyen İstanbul Sözleşmesi raporu‘ başlıklı yazısında Murat Yetkin, “Raporun imzacıları, Erdoğan’ı kendisinin imzaya açmış olduğu kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesini tutarsız iddialarla kınayıp fesih etmesini istiyorlar” dedi.

Yazıdan bir bölüm şöyle:

“Kafayı cinsiyete takmışlar. Toplam on üç sayfa olan ama kapak, imzalar ve kendilerini tanıtım sayfalarını çıkarınca seyrek yazılmış on sayfadan oluşan raporu okuduğumda zihnimde beliren cümle bu oldu: kafayı cinsiyete takmışlar. Bu kısa raporda toplam 38 kere “cinsiyet” kelimesi geçiyor, en çok kullanılan kelime. Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin fesih edilmesini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan talep eden rapordan söz ediyorum. Türkiye Düşünce Platformu tarafından hazırlanıp Mayıs 2020’de sunulmuş. Başlığı: İstanbul Sözleşmesine Yönelik Hukuki ve Psikososyal Değerlendirme raporu.

Raporu kimlerin hazırladığına ve içeriğine geleceğim ama önce şunu söylemek gerekiyor. Erdoğan’dan İstanbul Sözleşmesinin feshini isteyen rapor aslında Cumhurbaşkanına hakaret anlamına geliyor. Çünkü “Bunları nasıl zamanında göremedin de imzaladın, bir de Avrupa ülkelerine imzalattın?” anlamına geliyor. Malum, tam adı “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan raporu ilk imzalayan hükümet, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti hükümeti.

Gelelim raporda yazılanlara

İnternet sitelerinde kendilerini “Ümmetin buluşma noktası” sloganıyla tanıtan Türkiye Düşünce Platformunun Erdoğan’a kendi imzaladığı sözleşmeyi fesih etmesini “yerinde olacağını” söyleyen” raporu özetliyorum.
– İstanbul Sözleşmesi toplumsal cinsiyet eşitliği kavramıyla “kadın ve erkek ilişkilerinde sonu cinsiyetsizliğe varan bir ideolojiyi” imzalayan ülkelere dayatıyormuş.
– Raporun yazarları, “kadınların daha maskülen, erkeklerin ise daha feminen bir davranış şekline kaydığını” zaten gözlemliyormuş. Sözleşme toplumu “cinsiyetsizleştirmeyi” amaçlıyor, cinsiyet algısı tamamen silinmek isteniyormuş. (Gerçekten kafayı fena takmışlar, ciddi söylüyorum.)
– Sözleşmenin, “kadın-erkek eşitliğini sağlamaktan ziyade toplumun din, sosyal ve kültürel kodlarıyla oynamayı hedeflediğine inanılmaktaymış”. (Başka kimlerin inandığı yazılmamış.)
– Toplumsal cinsiyet kavramıyla aile kurumunun zayıflatılması amaçlanıyormuş. Çünkü mesela aile içi şiddet vakalarında “dağılacak aileyi huzura kavuşturacak” uzlaştırma imkânları reddediliyormuş. Toplumun din, kültür, örf, töre, namus, edep kavramlarının değersizleştirilmesi amaçlanıyormuş.
Bundan sonra şiddet kavramına giriyoruz ki, işler iyice çığırından çıkıyor.

YAZININ TAMAMI