Gazetemiz yazarı Hüsnü Mahalli, TELE1'de yayımlanan Bilge Yurtdagülen'in sunduğu "Gerçek Haber Gerçek Ekonomi" programında hem iç hem dış politikaya dair önemli değerlendirmeler yaptı. Mahalli, Türkiye'nin gündeminde yer alan kritik meseleleri, özellikle kayyum tartışmaları ve Orta Doğu'daki gelişmeler bağlamında ele aldı.
"KAYYUM TARTIŞMALARI ORTAK VİZYON MU?"
Programda ilk olarak Ahmet Türk ve kayyım uygulamaları masaya yatırıldı. Mahalli, "Ahmet Türk madem bu kadar değerli bir şahsiyet, neden üç kez kayyum atanıyor?" sorusunu yöneltti. Bu durumu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "ortak vizyon" söylemleriyle ilişkilendirerek, çelişkili bir tabloya dikkat çekti. Mahalli, "Eğer Ahmet Türk 'ortak vizyon'da bir görev için düşünülüyorsa, o zaman neden belediye başkanlığından alınıyor?" diyerek kamuoyunda oluşan soru işaretlerini hatırlattı.
Bu kapsamda, kayyum politikalarının aslında AKP-MHP ittifakının bir stratejisi olduğunu belirtti. Bu stratejinin temelinde, DEM Parti gibi siyasi aktörleri kontrol altına alma ve Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını garanti altına alacak düzenlemelerin bulunduğunu öne sürdü. Mahalli, "Bu süreç, DEM'e gözdağı verilerek ve kayyımlarla baskı artırılarak yürütülüyor. Ancak DEM'in bu durumu nereye kadar kabul edeceği belirsiz" dedi.
"İÇ POLİTİKA, DIŞ POLİTİKA İÇİN ARAÇ OLARAK KULLANILIYOR"
Mahalli, AKP hükümetinin attığı adımları değerlendirirken, iç politikanın aslında dış politikadaki hedeflere hizmet ettiğini söyledi. "Erdoğan ve Ankara, Trump öncesi ve sonrasına hazırlanıyor. Bu hazırlık, özellikle ABD'nin PKK, PYD ve YPG'ye verdiği destek çerçevesinde şekilleniyor" ifadelerini kullandı. Mahalli, Erdoğan'ın dış politikada güçlü bir duruş sergilemek için şimdiden nabız yokladığını belirtti.
Trump döneminde ABD yönetiminde görev alan birçok yetkilinin PKK, PYD ve YPG yanlısı olduğunu hatırlatan Mahalli, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Fırat'ın doğusuna yönelik planlamalarına karşı gardını alıyor. Bu yüzden Bahçeli'nin açıklamaları ve kayyum tartışmaları, aslında dış politikaya yönelik bir hazırlığın parçası" dedi.
ORTA DOĞU'DA BÜYÜYEN TEHLİKE
Mahalli, Orta Doğu'daki gelişmelere dair çarpıcı tespitlerde bulundu. Türkiye medyasının bölgede yaşananları görmezden geldiğini ifade ederek, "Son iki gündür Halep çevresinde kıyamet kopuyor. Radikal İslamcı terör örgütleri Halep, Hama ve İdlib'e yoğun saldırılar düzenliyor. Ancak Türk medyasında bu gelişmelerle ilgili tek bir haber bile yer almadı" dedi.
Mahalli, bu saldırıların zamanlamasına dikkat çekerek, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun "Esad, sıra sana gelecek" açıklamasını hatırlattı. Netanyahu'nun bu açıklamasının ardından radikal grupların saldırıya geçtiğini belirtti. Mahalli, "Bu saldırılar, Suriye'yi daha fazla istikrarsızlaştırmayı amaçlıyor. Aynı zamanda ABD'nin PYD ve YPG ile paralel bir plan yürüttüğünü gösteriyor" dedi.
Mahalli, Suriye üzerindeki baskının farklı cephelerden geldiğini ifade ederek, "Bir yandan radikal İslamcı gruplar saldırıyor, bir yandan PYD-YPG üzerinden Fırat'ın doğusunda bir ayaklanma planlanıyor. Öte yandan İsrail de Suriye'yi hedef alarak bu süreci destekliyor. Amaç, Esad yönetimini köşeye sıkıştırmak ve Suriye'yi tamamen çökertmek" diye konuştu.
"MUHALEFET GÜNDEMİN PEŞİNDEN KOŞUYOR"
Türkiye'deki muhalefetin durumuna da değinen Mahalli, "Muhalefet, Erdoğan'ın yarattığı gündemin peşinden koşuyor. Oysa bölgede çok tehlikeli gelişmeler yaşanıyor. Muhalefetin bu gelişmelerin farkında bile olmaması endişe verici" dedi. İç politikadaki tartışmaların, dış politikadaki kritik gelişmeleri gölgelediğini belirten Mahalli, "Bahçeli'nin sözleri ve tartışmalar, dış politikada planlanan adımları maskelemek için kullanılıyor" ifadelerini kullandı.
"BÖLGEDE KRİTİK BİR DÖNEME GİRİLİYOR"
Mahalli, Orta Doğu'daki gelişmelerin Türkiye için ciddi riskler barındırdığını vurguladı. "Lübnan'da sağlanan ateşkesten saatler sonra radikal grupların Suriye'ye saldırması tesadüf değil. Bu gelişmeler, bölgedeki gerilimin daha da tırmanacağını gösteriyor" dedi. Türkiye'nin bu süreçte iç politikadaki tartışmalardan sıyrılarak, dış politikada güçlü adımlar atması gerektiğini söyledi.