İstanbul’un havasını en çok ne kirletiyor?

Yayın tarihi: 19 Kasım 2021 Cuma 2:04 pm - Güncelleme: 19 Kasım 2021 Cuma 2:04 pm

Prof. Dr. Selahattin İncecik, pandemi sonrasında da maske takılması gerektiğini vurgulayarak İstanbul’un havasını en çok neyin kirlettiğini açıkladı.

İstanbul’un havası son 21 yıldan itibaren günden güne kirlenmeye devam ediyor. Uzmanlar ise hava kirliliğinde rol oynayan en önemli faktörün hava kirliliği olduğunu söylüyor. Uluslararası Hava Kirliliğini Önleme ve Çevre Koruma Birliği Başkanı Prof. Dr. Selahattin İncecik, pandemi bittikten sonra da hava kirliliğinden korunmak için maske takılması gerektiğine işaret ederek, “Özellikle otobüs duraklarında maskesiz oturmayın” dedi. İncecik, dizel araç yoğunluğu, raylı sistemlerin yetersizliği ve doğalgaz harici yakıt kullanımı gibi unsurların da hava kirliliğini artırdığını belirtti.

“DİZEL ARAÇLARIN AZALTILMASI GEREKİYOR”

İstanbul’daki araçların yaklaşık yüzde 40’ının dizel olduğunu ve bu rakamın Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 24 olduğunu belirten İncecik, “Avrupa Birliği içinde yer alan bazı ülkeler büyük şehir merkezlerine en yüksek oranda partikül kirliliği yayan dizel motorlu araçların girmesini yasaklamaya başladı. Çünkü dizel araçların partikül kirliliği üzerinde etkisi fazla. Dizel araç kullanımının İstanbul’da da azaltılması gerekiyor” dedi.

İstanbul’da hava kirliliğinin 1990’dan önce çok net bir şekilde anlaşılabildiğini ve konutlarda doğalgaz kullanımının artmasıyla şehrin kükürt kirliliğinden arındığını söyledi.

Ancak son zamanlarda kömür kullanımının artmasıyla bu durumun hava hava kalitesinin bozulmasında ek bir faktör olacağını ifade eden İncecik, özellikle şehirlerde asla doğal gaz dışında bir yakıtın kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

“SİS VE YÜKSEK BASINÇ HAVA KALİTESİNİ BOZUYOR”

Hava kirliliğinin günden güne farklılıklar gösterebildiğini ifade eden İncecik, meteorolojik şartların hava kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu anlattı.

İncecik, yüksek basınçlı ve sisli günlerin hava kalitesini önemli ölçüde bozduğunu aktararak, “Sisli ve yüksek basınçlı günlerde rüzgar şiddetleri en düşük değerlerde kalıyor. Yani esmeyen bir rüzgar ve çöken bir hava, kirliliğin bizim soluduğumuz ortamda yer almasını, birikmesine neden oluyor. O yüzden böyle günlerde daha dikkatli olmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

“PANDEMİ BİTİNCE DE MASKE TAKILMALI”

Pandemi bittikten sonra da hava kirliliğinden korunmak için maske takılması gerektiğini belirten İncecik, “Özellikle otobüs duraklarında maskesiz oturmayın. Çünkü otobüs egzozlarından yayılan bütün emisyonları orada soluyoruz. Bu durumda kirli havayı akciğerlerimize kadar alıyoruz” dedi.

Hava kirliliğinin farklı zamanlarda artabildiğini söyleyen İncecik, şöyle devam etti:

“Örneğin bunların başında da ozon geliyor. Bu ozon, yer seviyesinde zararlı, toksik ozon. Bu da yaz aylarında meydana geliyor. Motorlu araçlardan yayılan trafik emisyonlarının etkisiyle güneş radyasyonu altında ozonun oluşumuna neden oluyorlar. Bu ozon değerlerinin yükselmesi özellikle yaşlı insanların, bebeklerin sağlığına olumsuz etkide bulunuyor. Bu günlerde vatandaşlar uyarılmalı, o saatlerde dışarıda bulunulmamalı.”

“RAYLI SİSTEMLER ARTIRILMALI”

Elektrikli araçlara kademeli geçişin hızlandırılması gerektiğini anlatan İncecik, İstanbul’da şu anda 220 kilometre civarında bir raylı sistem olduğunu ancak bu uzunluğun yeterli olmadığını vurguladı.

İncecik, “Bu rakam kendi boyutuna benzer şehirlerle kıyaslandığında havanın kalitesi için İstanbul’da raylı sistemin 800 kilometreye çıkarılması lazım. İBB ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yeni metro inşaatları sürdürüyor, iyi bir durum ancak yeterli değil.” dedi.

“TOPLU TAŞIMA KULLANIN”

Selahattin İncecik 2030’dan itibaren İstanbul’un daha temiz bir şehir haline gelebilmesi için vatandaşların araç kullanmaktan kaçınıp toplu taşıma, metro, deniz yolu ve bisiklet gibi alternatiflere yönelmeleri gerektiğini belirtti.

İncecik, hava kirliliğiyle ilgili eğitimlere anaokulundan başlanarak ilk ve ortaokullarla liselerde eğitimlerin artırılması gerektiğini ifade ederek “Hava kirliliğini bir bilinç meselesi, bir kültür meselesi haline getirmemiz lazım. O zaman her şey daha rahat çözülür” diye konuştu.

HER YIL 7 MİLYON KİŞİ ERKEN ÖLÜMLE KARŞI KARŞIYA

Uluslararası Hava Kirliliğini Önleme ve Çevre Koruma Birliği Başkanı Prof. Dr. Selahattin İncecik, Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi 26. Taraflar Konferansı’ndan (COP26) bir ay önce Dünya Sağlık Örgütü’nün hava kalitesiyle ilgili limit değerlerini revize ettiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Avrupa Birliği ülkeleri ve diğer ülkelerin hava kalite standartlarını yeni kılavuz değerlerine göre revize etmeleri bekleniyor. COP26 artık onaylandı. 2030 yılından itibaren kademeli olarak dünyanın pek çok ülkesinde dizel ve benzinli araçların satılması yasaklanıyor. Bu durum dünyanın hava kalitesini düzelterek iklim üzerindeki etkiyi de azaltmak suretiyle önemli bir katkı da yapacak. Dünya Sağlık Örgütü, hava kirliliği nedeniyle dünyada her yıl 7 milyon insanın erken ölümle karşıya kaldığını belirtiyor.”

Pandeminin hava kirliliğine olan etkisi açıklandı