İsrail, esir takası anlaşmasıyla Suriye’ye Covid-19 aşısı gönderecek

Yayın tarihi: 21 Şubat 2021 Pazar 5:37 pm - Güncelleme: 21 Şubat 2021 Pazar 5:37 pm

İsrail ve Suriye arasında yaşanan esir takasının, İsrail’in Suriye’ye koronavirüs aşısı sağlaması sayesinde gerçekleştiği iddia edildi.

Şam yönetimi ile yapılan esir takası anlaşmasında “gizli bir madde” olduğu bildirildi.

Açıklama, Tel Aviv’de konuya yakın kaynaklar tarafından yapıldı. Verilen bilgilere göre İsrail, Rusya’nın arabuluculuğunda iki ülke arasında imzalanan anlaşma doğrultusunda iade edilen Yahudi vatandaşın serbest bırakılması karşılığında Suriye’ye “ek bir bedel” teklif etti. Söz konusu madde İsrail medyasında ve siyasi çevrelerde fırtına etkisi yarattı. Medyaya karartma ve sıkı askeri sansür getirilse de kaynaklar söz konusu maddeyi Kovid-19 aşıları ile ilişkilendirdi. Suriye’nin aşıya ihtiyacı olduğunu ve İsrail’in aşı fazlası bulunduğunu belirten kaynaklar daha fazla ayrıntı vermediler.

İsrail ordusunun ayrıntılarının yayınlanmasını engellemek için getirdiği engel nedeniyle medya konuyla ilgili imalarda bulunmakla yetindi. İsrail resmi televizyon kanalı Kan harbinde şu ifadelere yer verdi:

“İsrail hükümeti geçen çarşamba akşamı Suriyelilere ek bedel ödenmesini oybirliğiyle onayladı. Diğer Suriyeli tutukluların serbest bırakılması söz konusu değil. Yayının yasaklanmasının nedeni, gelecekteki anlaşmalarıda şartların artırılmasını önlemektir.”

İsrail’in Kanal 13 televizyonu da üst düzey bir İsrailli yetkilinin şu açıklamalarını aktardı:

“Suriye’ye ödenen ek bedel İsrail vatandaşlarının pahasına değildir ve İsrail çıkarlarını da etkilemiyor. Önemli konularda Rusya ve Suriye karşısında gelecekteki İsrail çıkarlarıyla birlikte sembolik ve insani bir amaç taşıyor.”

Haaretz gazetesi ise bu maddenin alışılmadık bir durum olduğunu, açıklanmasının İsrail halkı arasında tartışmalara neden olabileceğini belirtti.

İsrail Parlamentosu’ndan (Knesset) Arap Milletvekili Ahmed et-Tıybi tarafından yapılan açıklamalara özellikle dikkat çekildi. İsrail medyası, Tıybi’nin açıklamalarını esir takası anlaşmasında Suriye’ye ödenen ek bedel hakkındaki maddeyle ilgili “en güçlü ipucu” olarak değerlendirdi. Milletvekili Tıybi, Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı:

“Hükümetin İsrail’in sahip olduğu geniş aşı rezervlerinden Gazze Şeridi’ne ve Batı Şeria’ya transferi onaylamasını talep ediyorum. İşgalci bir güç olarak büyük bir sorumluluğu var. Bir Yahudinin aşı olmak için Gazze sınırını geçmesini mi beklemeliyiz?”

Anlaşma, ailesine karşı çıkarak dinini ve evini terk ederek bağımsız bir hayatı seçen, dindar ve katı bir aileden gelen 23 yaşındaki Yahudi İsrailli bir genç kıza dayanıyor. İsrail ordusuna katılarak hizmetini tamamlayan genç kız iyi derecede Arapça biliyor. Hakkındaki araştırmalara göre Gazze, Ürdün ve Suriye’den Filistinliler de dahil olmak üzere Arap coğrafyasındaki birçok gençle sosyal medya aracılığıyla iletişim kurulduğu açıkça anlaşılıyor. Genç kızın geçen yıl Gazze Şeridi’ne üç kez sızmaya çalıştığı biliniyor. İlk girişiminde denizden, iki kez de karadan geçmeye çalışsa da İsrailli yetkililer onu tutukladılar. Ancak kafasının karıştığını ve psikolojik olarak iyi olmadığını iddia ederek serbest bıraktılar. Ardından Ürdün’e kaçmaya çalışan genç kız engellendi ve tutuklanmasının ardından uyarıldı. Genç kız 2 Şubat’ta ise Suriye sınırını geçmeyi başardı.

İsrail ordusunun Kuzey Bölge Komutanlığı tarafından yürütülen bir ön soruşturmaya göre genç kız, işgal altındaki Golan Tepeleri’nin eteklerindeki Mecdel Şems köyüne geçti ve akşam saatlerinde Cebel Şeyh’e (Hermon Dağı) doğru yürüdü. Kalıcı sınır çitinin olmadığı bölgedeki bir boşluktan yararlandı ve sınırı doğudan geçerek doğu Golan’a doğru ilerledi. Bölgeyi iyi tanıdığı anlaşılan genç kız ordu hizmeti sırasında edindiği bilgilere ile askeri gözetleme kameralarından gizlenmiş bir yürüyüş yolunu seçti. Genç kadın, Suriye tarafındaki Hadar köyüne ulaştı ve Suriye istihbarat güçleri tarafından tutuklandı. Sorgulandıktan sonra casus olmadığına karar verildi. Bunun üzerine Suriye rejimi, İsrail ordusuyla kalıcı bir askeri koordinasyon komitesi oluşturan Rus kuvvetleri aracılığıyla İsrail’e gitti.

Rusya, genç kızın serbest bırakılmasını müzakere etti. İsrail’e konuyla yakından ilgilendi.

Tel Aviv, Arap kökenli İsraillilerin varlığıyla ilgilenmiyor. Özellikle bunlar arasında İsrail vatandaşları olan Hişam es-Seyyid ve İbrahim Mengistu yer alıyor. İki vatandaş Gazze Şeridi’ne sızınca karşılığında yüzlerce Filistinli mahkumun serbest bırakılmasını talep eden Hamas rejimi tarafından esir alındılar. Rusya’nın başlattığı görüşmeler geçtiğimiz günlerde takas anlaşmasıyla sonuçlandı. Buna göre İsrailli genç kız cuma günü serbest bırakıldı ve Suriye’ye neden sızdığıyla ilgili gerçek niyetinin soruşturulması için doğrudan istihbarat birimine gönderildi. Buna karşılık İsrail, iki Suriyeli çobanı serbest bıraktı ve Nihal el-Makt’a verilen 3 yıl hapis cezasını iptal etti. Böylece kısa süre önce “kamu hizmetine” dönüştürülen cezasından geri 6 ayı kaldı. Nihal el-Makt’ın, iki yıl önce bir anlaşmayla serbest bırakılan eski tutuklu Sıdkı el-Makt’ın kız kardeşi olduğu biliniyor.

Bir diğer esirin, İsrail’in bir kısmını kontrol ettiği Lübnan-Suriye sınırındaki Gacer köyünden Suriyeli Diyab Kahmuz’un da serbest bırakılması gerekiyordu. Ancak İsrail’e Hizbullah için bombalı saldırı planlamaktan 14 yıl hapis cezasına çarptırılan Kahmuz, Suriye’ye tahliye edilmeyi reddetti ve hapishanede kalmayı tercih ederek sadece Gajar’daki evine gitme şartıyla serbest bırakılmak istediğini bildirdi.

Kaynak: Independent Türkçe