İsmail Saymaz: Koronavirüsten kaçarken, ceberrut devlet virüsüne tutulmayalım

Yayın tarihi: 21 Kasım 2020 Cumartesi 2:32 pm - Güncelleme: 21 Kasım 2020 Cumartesi 2:32 pm

Sözcü yazarı ve gazeteci İsmail Saymaz, Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Günay Köyü’nde yaşanan bir olaya atıfta bulunarak, “Alınan önlemler ceberrut devlet yaklaşımına yönelmemeli; şehirde polis, köyde jandarma eziyetine yol açmamalı” ifadesini kullandı.

İsmail Saymaz, Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Günay Köyü’nde yaşanan bir olaya atıfta bulunarak, “Hiçbir kamu görevlisi, insan sağlığı için uygulanan önlemleri 21. yüzyılda ceberrut devlet için davetiye sanmasın, yasaları askıya almak için bahane saymasın. İnsan için sağlık neyse, devlet için hukuk odur. Koronavirüsten kaçarken…Ceberrut devlet virüsüne tutulmayalım” düşüncesini dile getirdi.

Saymaz, görüşünü şu olayla savundu:

“D.K. ve eşi İ.K. her Karadeniz köyündeki gibi, bir bahçeyle çevrili evlerinin önünden saat 12.35’te bir jandarma devriyesinin geçtiğini gördü. K. Ailesi’ne göre Jandarma Çavuş E.Ş., yolun kenarında uyuklayan ‘Tuna’ adlı köpeklerine tükürdü. İ.K., pencereye çıkarak, jandarmaları uyardı.

Çavuş E.Ş. ve M.K. araçtan inip dışarıya çağırdığı İ.K.’den kimlik göstermesini istedi. Çift bu emre itiraz edince jandarmalar silah doğrulttu.

Gerginlik güçlükle yatıştırıldı.

Birkaç gün sonra K. Ailesi’ne iki ceza tutanağı ulaştı.

İlkin, kimlik göstermedikleri gerekçesiyle çifte 187’şer TL para cezası kesildi.

İ.K.’ye sosyal mesafeyi ihlal ettiği iddiasıyla 3180 TL daha ceza verildi.

Çifte göre tutanak baştan sona kurmacaydı.

‘TÜKÜRMEDİK, SEVGİ GÖSTERDİK”

Jandarma tutanağına göre Çavuş E.Ş “sokakta başıboş ve tasmasız şekilde bulunan iki köpeğe sevgi gösterisinde” bulunmuştu. Bu sırada cama çıkan İ.K., “Neden köpeğe tükürüyorsunuz!” diye tepki gösterdi. Jandarmalar “Hayvanlara tükürmedik. Aksine hayvan sevgimiz nedeniyle ilgi gösteriyoruz. Siz yanlış görmüşsünüz” dedi.

Tutanaktan:

“İ.K. aynı cümleleri tekrar ederek, aramızda mesafenin uzak olması sebebiyle kapının önüne geldi. Eşi D.K. de yanındaydı. D.K., eşinin haklılığını kanıtlamaya çalışır nitelikte ‘Köpeklere tüküremezsiniz’ şeklinde sürekli bağırarak, konuşmamızı engellemeye çalıştı. Karşılık vermediğimizi görerek, kahkahalar atıp tahrik etmeye çalıştı. Kendilerinin şu anda alaycı cümleler kurarak konuşmalarının yanlış olduğunu, köpeklere tükürdüğümüzü söyleyerek iftirada bulunduklarını, kimlik kontrolü yapacağımızı bildirdim.”

Jandarmalar savcıyı aradı. Tutanağa göre savcı ile görüştükleri sırada D.K., jandarmalara “Senin yaşın kaç? Sen kimsin ki işlem yapacaksın. Sen karakolunu topla gel. Belanı mı arıyorsun’” diye tehdit etti.

İ.K. ise “Artistler!” diye bağırdı.

BAŞINI CAMDAN İÇERİYE SOKMAK SURETİYLE…

Tutanakta şöyle yazıyor:

“Eşi D.K. ile birbirlerine bakarak, yüksek sesle kahkaha atmaya başladılar!”

Jandarma asıl bombayı sona saklamıştı.

İ.K.’ye verilen sosyal mesafeyi ihlal cezasının gerekçesi şu şekilde:

“Biz olay yerinden ayrılırken, İ.K., ikaz etmeme rağmen sosyal mesafeyi ihlal ederek, kullanmakta olduğum aracın şoför camına, başını içeriye girdirecek seviyede maskesiz yaklaşarak, yine kahkaha ve alaycı şekilde ‘Sizinle mahkemede hesaplaşacağız, biz de gerekeni yapacağız’ şeklinde cümle sarf etti.”

MUHTARIN İMZASI SAHTE

D.K., gerçek dışı tutanak hazırlanarak, ceza verildiği gerekçesiyle mahkemeye itiraz etti. Dilekçede, muhtarın imzasının taklit edildiğini savundu.

Ancak Maçka Kaymakamlığı, 24 Ağustos 2020’de jandarmalar hakkında soruşturma izni vermedi. Kararda, jandarmaların kimlik sormasının bir mağduriyete yol açmayacağı, aksine kamu yararı içerdiği ifade edildi. Maske nedeniyle verilen para cezasına ilişkin “Bireylerin sağlığını korumaya yönelik olduğu, kamu görevinin gereği olduğu ve keyiflikten söz edilemeyeceği” ileri sürüldü.

D.K. karara itiraz edeceğini ifade ediyor.

Şöyle diyor, D.K:

“Hukuk yolu ile hak aramanın mümkün olmadığını fark ettim.Ülkemizin bu duruma gelmesi beni ve birçok Türk vatandaşını oldukça üzüyor. Sahte evrak oluşturduğu muhtarın ifadesi ve delillerle ortaya konmuşken, hakkında soruşturma izni verilmeyen kolluğun neden korunduğunu, mevcut konjektür düşünüldüğünde anlıyorum ama hukuksuzluğa göz yummak istemiyorum.”