İslamcı uygarlık hipotezinin çöküşü!

Yayın tarihi: 30 Ocak 2022 Pazar 10:18 am - Güncelleme: 30 Ocak 2022 Pazar 10:18 am

Türkiye’nin fiilen bir genel seçim düzlemine girdiği, toplumsal ve siyasal güçler yelpazesinde yer alan bütün akım, örgüt ve çevrelerin bu duruma göre konumlanmaya çalıştığı bir tarihsel kavşakta bulunuyoruz. Bu tarihsel dönemeçte, ülke siyasetinde bir dönemin kapanacağını net bir şekilde ifade edebiliriz.

Ancak, bu kapanışın yönü ve kapsamı henüz belli değildir. Bunu belirleyecek olan şey; aydınlanmacı, modenleşmeci, laik, demokratik, halkçı, cumhuriyetçi ve sol hareketler ile İslamcı, gerici, muhafazakâr, faşizan ve sağ güçler arasındaki mücadele belirleyecektir.

Sona eren cumhuriyetçi bir modernleşme ve aydınlanma dönemi de olabilir, bu modele itiraz ederek iktidara gelen siyasal İslamcı Erdoğan-AKP iktidarının temsil ettiği İslamcı-faşizan uygarlık proje denemesinin bir daha ihya edilemeyecek şekilde çöktüğüne da tanıklık edebiliriz. Elbette hep vurguladığım gibi, cumhuriyetin başlangıç ilkeleriyle İslam’ın şeriatı arasında bir ortalama alınmasıyla sonuçlanabilecek hibrit bir rejim, bir restorasyon denemesiyle de karşı karşıya kalabiliriz. Önümüzdeki en güçlü olasılık da bu restorasyoncu yoldur.

Bu konuyu BirGün gazetesindeki “Türkiye’nin Üç Yolu” başlıklı yazımda (24 Ekim 2021) ve onu takip eden “Restorasyon, Şili Deneyimi ve Türkiye” gibi kimi diğer makalelerimde (26 Aralık 2021) işlediğim için, bu yazıda üzerinden ayrıntılı şekilde durmayacağım. Ancak, Erdoğan-AKP iktidarının inadını, devam etme ısrarını ve ele geçirdikleri devleti bırakmama kararlılığının nedenlerine ve bu tutumun ideolojik-siyasal arka planına bakmak lazım. O nedenle bu yazıda, İslamcı hareketin 21. yüzyıla uyum sağlamak ve tarihsel iddialarını günümüze taşıyarak “âleme nizam vermek” için geliştirmeye çalıştığı, yeni uygarlık projesinin neden ve nasıl iflas ettiğini anlatmaya çalışacağım.

Yazının devamını okumak için tıklayın…