İşçinin aidat parasını tatilde yediler… 4 yılda 47 yurt dışı gezi

Yayın tarihi: 4 Ocak 2019 Cuma 1:18 pm - Güncelleme: 4 Ocak 2019 Cuma 1:45 pm

Sendika yöneticileri işçilerin parasına tatilde yediler. Türk-İş’e bağlı Tarım-İş Sendikası, son dört yılda 47 yurt dışı gezisi düzenledi. Bu gezilerin Tarım_İş sendikasına maliyeti 550 bin dolar oldu.

Tarım-İş sendikasının Başkanlar Kurulu toplantısının bile Ukrayna’nın başkenti Kiev’de gerçekleştirildiği iddia edildi.

Aydınlık’tan Yıldırım Koç’un haberine göre, bu gezilerin 16’sı KKTC’ye, 11’i Belçika’ya yapıldı.

Yurt dışına yapılan bu gezilerin Tarım-İş Sendikası’na toplam maliyeti yol (uçak) giderlerinden, sendikanın üstlendiği bazı harcamalardan ve ayrıca harcırahlardan oluştu. Uçak giderlerinin toplam miktarı bilinmiyor. Ancak harcırahların ve sendika tarafından üstlenilen giderlerin Tarım-İş’e toplam maliyeti yaklaşık 550 bin dolar oldu. Dolar kurunun 5 lira 49 kuruş olduğunu göz önüne alırsak maliyetin TL üzerinden karşılığının 3 milyon 19 bin 500 liraya denk gelmesi dikkat çekti.

YURT DIŞI HARCIRAHI 600 DOLAR

Tarım-İş yöneticilerinin 47 yurt dışı gezisinin 4’ü üç gün, 16’sı dört gün, 22’si beş gün, üçü altı gün ve ikisi de yedi gün sürdü. Bu gezilerin beşine 18 kişi, birine 19 kişi ve birine 15 kişi katıldı. Diğer gezilere katılanlar ise iki ile yedi arasında değişti.

Tarım-İş’te bir kişinin yurt dışı harcırahı 2015 yılında 694 dolar, 2016 yılında 710 dolar, 2017 yılında 725 dolar ve 2018 yılında 600 dolar idi. Yurtdışına gidenlere, eğer gittikleri ülkede otel ve yemek paraları ev sahibi ülke sendikası veya Tarım-İş tarafından karşılandığında, yarım harcırah ödendi.

SENDİKADAN AÇIKLAMA

Tarım-İş Sendikası Başkanı İlhami Polat, iddialara, sendikanın internet sayfasında yayımlanan bir açıklamayla cevap verdi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi::

Uluslararası üst kuruluşumuz olan EFFAT ve IUF’un zaman zaman yurt dışında düzenlediği toplantılarına ben veya genel yönetim kurulundan bir arkadaşımız iştirak etmektedir. Her yıl ortalama olarak 10, 15 uluslararası toplantı düzenlenmekte olup, bu toplantı davetlerinin bir çoğuna hiç iştirak etmemekteyiz. EFFAT ve IUF tarafından düzenlenen 4 toplantının, Belçika’da olanlarında tam harcırah kullandırıldı, geri kalan masrafları EFFAT ve IUF tarafından karşılandı.
Başkanlar kurulu konusunda; 2018 yılında 2 başkanlar kurulu, 2017 yılında 2 başkanlar kurulu, 2016 yılında 1 ve 2015 yılında 1 başkanlar kurulu düzenlendi. Bunların 5 tanesine bizzat ben katıldım. Söz konusu toplantıların 5 tanesi Kıbrıs’ta, bir tanesi de Ukrayna’da yapıldı. Kıbrıs’ta yapılan toplantıların bazılarına yurt dışından ve yurt içinden gelen bazı konuklar gönderilmiştir.

“Bu yazıyı yazan şahsın hanımı…”

Şunu da belirtmek isterim ki bu bilgiyi veren arkadaş, Türk Lirasını Dolar olarak yazmış anlaşılan. Ayrıca buyurun bakın eğer ben 47 sefer yurt dışına gitmişsem, seve seve ne isterlerse de yaparım.
Bu yazıları yazan kişilerin niyetlerini sorgulamak açısından şunu sorarsanız sevinirim:

Bu yazıyı yazan şahsın hanımı Canan Koç, Sendikamız personeli olarak çalışırken yurtdışı seyahatlerini koordine ediyordu. Her seyahatte bizzat kendisi bulunurken neden bunları dile getirmiyordu acaba? Ya da bugün sendika yönetimi olarak işten çıkartıldıkları zaman neden dile getirme ihtiyacı duyuyorlar? Diğer taraftan bugün bu bilgileri onlara verenler de daha sonra işten çıkartılan kişiler.
Şimdi siz şöyle diyebilirsiniz. Siz Sendikasınız, neden bu kişileri işten çıkardınız, hani işçi sendikasısınız ve işçiyi savunuyordunuz?
Öncelikle, işten çıkartılan bu personelin çoğu 2. defa emekliliği gelmiş kişilerdi. Yıldırım bey?in hanımı bizimle çalışırken bundan 6 yıl önce yüksek bir ücret alıyordu. İşten çıkarttığımız kişiler içerisinde emsallerine göre yüksek ücret alanlar da vardı.
Biz Sendika olarak bu kişileri işten çıkartırken, yeni istihdam imkanları da yarattık. Genç insanların önünü açtık. Ve bugün bu Sendikada genç, dinamik, ileriye bakan insanlar var.
Şunu da yazsalardı aslında kamuoyunu çok daha bilgilendirici olurdu:

Sendikanın mevcut yönetimi olarak biz göreve geldikten sonra bu kadar para harcansaydı hiçbir şey yapılamazdı. Biz sendika yönetimini devraldığımızda 1 genel merkezimiz 8 şube dairemiz vardı.
Bugün bu Sendikanın Ankara?da bir konuk evi var. İstanbul’da 24 odalı, toplantı salonları ve yemekhanesi olan bir konuk evi yeni bitti.
Bu arada 12 tane Şube Büromuz oldu. Mal varlığı Sendikaya ait olmak üzere.
Bu konuk evlerinde, engelli üyelerimizin veya hastası olan üyelerimizin hastane işlerini takip eden, otogardan ya da hava alanından alıp konuk evine götüren, hastanelere götürüp getiren, muayenelerini takip edip sonra evlerine uğurlayan görevlilerimiz var. Bu hizmetler için personelimizin kullandığı araçlarda Sendikamızın malıdır.
Bu bahsettiğim konular sadece Sendikanın hizmetlerinden artık sıradanlaşan ufak örneklerdir.
Şimdi şunu sormak lazım gelir, Sendikamızın yönetim görevini üstlendiğimiz bu dönemden itibaren Sendikamız tüzel kişiliğine kazandırılan tüm bu büyük kazanımlar ve faydalar hiç konuşulmazken, neden Sendika 20. Olağan Genel Kurulundan bir gün önce yıllardır yapılan seyahatlerin haber yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır?”