İrlanda’daki erken genel seçimler ve adanın siyasi geleceği bıçak sırtında
İngiltere’nin Brexit süreciyle Avrupa Birliği’nden çıkması, Avrupa siyasetinin geleceğini şimdiden derinden etkilemiş gibi görünüyor. 12 Aralık 2019’da gerçekleştirilen İngiltere erken seçimlerinde Boris Johnson, açık bir zafer kazandı ve İngiltere’nin AB’den tamamen. İngiltere’nin bu kararından en çok İrlanda ve İskoçya etkilenmiş durumda. Avrupa ile güçlü bağları olan her iki ulusun da siyasi bir krizin eşiğinde olduğunu söyleyebiliriz.
İngiltere’deki erken seçim sonuçları, İrlanda’daki siyasi durumu çıkmaza sürükledi. Öyle ki Varadkar hükümetinin mayıs ayına dek iktidarda kalmasının imkânsız olduğu, 12 Aralık’tan itibaren medyada yoğun bir biçimde tartışılmaya başlanmıştı. İngiltere’nin AB’den çıkış sürecinde İrlanda’nın yeni bir hükümetle pazarlık masasına oturması gerekiyordu. Özellikle İrlanda’da yaşanan siyasi sıkışma, hükümetin seçimi daha da erkene almasına neden oldu. Taoiseach (Başbakan) Leo Varadkar, 14 Ocak’ta hızlı bir kararla hükümetini feshetti ve İrlanda’da 8 Şubat’ta erken genel seçimlerin yapılacağını duyurdu.
PARTİLER OY KAYBI YAŞADI
Şu anda İrlanda’da seçimlere dört gün kalmış duruma. FİKİRNEWS gazetesine aylar önce verdiğim röportajda, İrlanda’daki erken seçimde Sinn Fein’in birinci parti olabileceğini söylemiştim. Son yapılan kamuoyu yoklamalarında İrlanda’daki siyasi durum şu şekilde: Merkez siyasi partiler Fine Geal %20 (Oy kaybı bir önceki seçime göre %3) ve Fianna Fail %23 (Oy kaybı %2) her iki parti de birinci parti olabilmelerini engelleyen bir oy kaybı yaşamış gibi görünüyor.
YEŞİLLER PARTİSİ OY ORANINI KORUYOR
İrlanda’daki siyaseti domine eden bu iki siyasi partiye karşı İrlanda içinde güçlü bir muhalefet olmasına rağmen, iktidar olmayı zorladıklarını görüyoruz. Kamuoyu yoklamalarına göre, seçim sürecinde en büyük sıçramayı yapan parti Sinn Féin. Tarihi kökleriyle IRA geleneğine tutunan ve güçlü sol söylemlerle seçime giren Sinn Féin’in oy oranı %25 (Oylarını %4 oranında yükseltmiş). Sosyal yardımları arttıracağını ve evsizlik sorununa güçlü çözümler üreteceğini vadeden Sinn Féin’in siyasi söylemine kitleler inanmış gibi görünüyor. Labour Party (İşçi Partisi)’nin oy oranı %4; oy kaybı ise %1 olarak görünüyor. Green Party (Yeşiller Partisi)’nin oy oranı %8 ve bir önceki seçimdeki oy oranını koruyor.
Kamuoyu yoklamalarının 8 Şubat için bir sonuç öngörmeye çalıştığını söyleyebiliriz.
DÜĞÜM ÇÖZÜLECEK GİBİ GÖRÜNMÜYOR
Sinn Fein’in birinci parti çıkması şaşırtıcı bir sonuç olmayacak. Yine de bu tabloda kimin birinci parti olduğunun çok da bir önemi yok. Oylar neredeyse eşit bir biçimde dağılmış durumda. İrlanda’daki Gordion düğümü bu seçimlerde çözülmeyecek gibi görünüyor.
TEK SORUN İNGİLTERE VE BREXİT
Tam tersine bu sonuçların düğümü daha da karmaşık hale getirebileceğini düşünebiliriz. 8 Şubat’tan sonra İrlanda’da kurulacak olan koalisyon hükümetinin önünde çok büyük siyasi sorunlar duruyor olacak. Bu sorunlar sadece İngiltere, Brexit gibi dış politikayla ilgili sorunlar da değil. Evsizlik, alkol kullanımı ve emeklilik yaşının 67 gibi imkânsız görünen bir yaştan daha insani bir düzeye çekilmesi gibi güçlü iç siyasi sorunlarla da başa çıkmak zorunda. Tüm dünyada olduğu gibi İrlanda’da insanlar hükümetlerden, emeğiyle para kazananlar lehinde halkçı kararlar almasını bekliyor. Sinn Féin’nin inandırıcılığını devam ettirebilmesi seçimlerde vadettiği halkçı çözümleri uygulayabilmesine bağlı.
BAĞIMSIZLIK REFERANDUMU
Tüm bu siyasi tablonun David Harvey’in betimlemesiyle bizi bir Blade Runner (Bıçak Sırtı) durumuyla karşı karşıya bıraktığı tartışılmaz bir gerçek. Kuzey İrlanda’nın (Belfast) statüsünün belirsizliği ve oradaki siyasi atmosferin ağır ağır ısınması bu bıçak sırtı durumunun en keskin ucu gibi görünüyor. Öte taraftan İskoçya’nın yeniden bağımsızlık referandumu istemesi ve Boris Johnson’un buna izin vermeme yönündeki tavrı, adadaki siyasi kırılmayı giderek daha da derinleştirebilir. Her halükârda AB’nin kendi sınırlarının keskinleştiği bir dönemde İrlanda bir Hadrian Duvarı konumuna gelmiş durumda. AB açısından İngiltere ile tek karasal sınırın İrlanda olduğu düşünülürse, İrlanda’nın geleceğinin, AB’nin geleceğini belirleyeceğini düşünebiliriz. Zira Hadrian’nın duvarı aşıldığında, AB’nin bir birlik olarak ayakta kalabilmesi imkânsız. İrlanda’da kurulacak yeni hükümeti en iyi betimleyen durum bu yüzden ‘Blade Runner’ yani ‘Bıçak Sırtı’.