Çağlar Ezikoğlu yazdı...

Türkiye’de internet medyası denilince önemli isimlerin başında gelir Hadi Özışık. AKP iktidarının desteğiyle kurup büyüttüğü internet siteleri vasıtasıyla Türk medyasına tutunmayı başaran Hadi Özışık, bir taraftan İnternet Medyası Derneği’nin Başkanlığını yapacak konuma gelirken, diğer taraftan da lise mezunu kardeşi Süleyman Özışık’ı da medyaya gazeteci olarak pazarlamayı vasıf edinmiştir kendisine. İnternet medyasının habis urları olarak nitelendirdiğim bu şahısları neden yazıya konu aldığımıza gelirsek; gazeteci olduğunu iddia eden lise mezunu Süleyman adlı şahıs, gün içerisinde CHP Genel Başkanı hakkında ağza alınmayacak hakaretler içeren bir yazı kaleme almış ve kendisinin de Genel Başkan gibi mizah yaptığını iddia ederek son dönemdeki karikatür tartışmalarına gönderme yapmış. Öncelikle bu platformda bilen bilir, CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturan kişiyi defaatle eleştirdiğimi. Lakin derler ya, hakkını arayana hakkını vereceksin diye. Salyalarını akıtarak sağa sola hakaret etmeyi amaç edinen Süleyman adlı şahıs ile onu piyasaya gazeteci olarak lanse eden abisi Hadi Bey’in de hakkını vermenin zamanı gelmiş de geçiyor bile. Öncelikle büyük abiden başlayalım. Dedik ya 2000’li yılların başları ile birlikte Hadi Bey internet medyasının yeni patronlarından birisi olma serüvenini başlatmış olacaktı. Peki o süreçte neler olmuş, bu aciz kulun en sevdiği işi yapalım yani şöyle bir arşivlere bakalım. İlk olarak FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in kendi internet sitesinde 2002 yılında yayımlanmış bir Hadi Özışık yazısı bakın ne diyor; Fethullah Gülen'in görüşlerine katılırsınız, katılmazsınız. Seversiniz, sevmezsiniz. O ayrı konu. Hayatında bir kez dahi görmediğim, elini sıkmadığım Fethullah Gülen'e yapılanları, geçmişte ayıpladım, bugün de ayıplıyorum. O, şimdi memleketinden uzakta... Sürgün hayatı yaşıyor... "Niye dönmüyor?" sorularına "hastayım" demesine karşın, kimseyi inandıramıyor. "Kaçıyor" dediler O'nun için. Fethullah Gülen'in kaçmadığı, hasta olduğu, hatta yatalak olduğu çıktı ortaya. Ülkesinden uzaklarda, yaptıklarıyla ayıplanan Fethullah Gülen'in ölümü bile, kafasını paslı çengele kaptıranları inandırmayacak. "Yalan" diyecekler! Çünkü, onlar herkesi kendileri gibi biliyor...” Sonrasında ise Hadi Bey, FETÖ’nün derinliklerine doğru ilerlemeye devam ediyor. 2005’de Güney Afrika’daki FETÖ gezisi ve FETÖ’nün Güney Afrika’daki yöneticilerinden Levent Şenol ile olan muhabbetini ise; ‘İşte Atatürk Düşmanları!’ manşeti ile Star gazetesinde kaleme alıyor; “Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın organize ettiği bu seyahatte, 4 gün boyunca gittiğimiz her yerde itibar gördük, ilgi gördük. Atatürkçülüğü tekeline alan zihniyetin, çamura yatmadan evvel, gelip bu okulları görmesini çok isterdim doğrusu… Levent Şenol, bugün bir işadamı. 400'e yakın işçisi var. Güney Afrika'dan evli... Çok da mutlu... Levent Şenol, terörden kaçmış, yurdundan uzakta işini kurmuş, şimdilerde eğitime destek olabilmek için Ufuk Eğitim Vakfi'nın (Horizon Educational Trust) kuruluşunda yer almış. Camii yaptırmak varmış niyetinde! Vazgeçmiş sonra, camii yerine okul yaptırmaya karar vermiş Güney Afrika'da. Peki, Güney Afrika'da okul yaptırmak niye?-Allah rızası için.” Devam edelim, sene 2007 maşallah Hadi Bey yerinde duramıyor; bu sever yine FETÖ ziyareti, yer ise Avustralya; “Yabancılar niçin Gülen'i baştacı ediyor? -Çünkü o kendini diyaloga adayan kişi. Bu sözleri ben değil, Avustralya Katolik Üniversitesi'nin tepe yöneticisi Bayan McMullen söylüyor. Gülen için, "O'nunla gurur duyabilirsiniz" diyor.-...? -Sayın Fethullah Gülen İslam Kürsüsü'ne ismini vermek istemedi. Bir yıl direndi. Zor ikna ettik; kendini diyaloga adamış bir kişinin ismini İslam Kürsüsü'nde görmek, bizi korkutmaz. Ve tören alanı... "Kamusal alan" yani...O anı anlatmak için kelimeler yeter mi?O anı anlatmak için kelimler yetmez.Yaşamak ve görmek gerek.Hoşgörü...Diyalog...En önemlisi özgürlük gördüm Avustralya'da...İç geçirdim..."Keşke" dedim...Ama boşuna... Çünkü benim ülkemde, yukarıda yazdıklarım yok.. Buna izin verilmiyor...” Biraz daha yakın zamanlara gelelim, Gezi Parkı protestolarının olduğu 2013 yazına; bakın Hadi Bey, FETÖ elebaşının eleştirilmesini nasıl yerden yere vuruyor; Fethullah Gülen'e hakaret haber midir?İnternethaber'de ve Gazeteciler.com'da "Fethullah Gülen'e ağır hakaret" başlığını görünce, haberi tıklama gereği duymadım. Zira, haberin içeriği belli, dangalağın biri her zamanki hezeyanlarını sıralamıştı!Peki, benim tıklamadığım bir haberi, daha doğrusu benim okuma ihtiyacı duymadığım bir haberi biz başkasına niye sunuyoruz? Niçin, küfürbazların küfürleriyle sitelerimizi kirletiyoruz?Bir klip yapmışlar!İğrenç ötesi...Ve bu iğrençlik, hem İnternethaber'e hem de Gazeteciler.com'a sıçramış! Niye? Sonrası ise malum AKP-FETÖ kavgası ve bir kısım kriptonun AKP tarafında gözükerek kendini kurtarması. Tabi seni unutmadık lise mezunu Süleyman! Şimdi gelelim sana. Lise mezunu ama işi çabuk kavramış, Hadi Bey yazıların hepsini sildirememiş ama Süleyman maşallah FETÖ elebaşını övdüğü bütün yazıları tek tek sildirmiş. Ama internet dünyası be Süleyman, sana da kalmaz! Gelelim meşhur sosyal medya mesajlarına ve yazılarına. Önce silmiş olduğu sosyal medya mesajlarında bir kuple şuraya bırakalım; Gazeteci olduğu iddia edilen lise mezunu Süleyman adlı şahıs FETÖ ve elebaşını korumak için pek bir heyecanlı görüldüğü üzere. Bir de efsane yazısı var, her taraftan sildirdiği fakat Google önbellek uygulaması sayesinde erişebildiğimiz bir yazı, ‘Sahi Ne Yaptı bu Fethullah Gülen Bize’ başlıklı Haziran 2012 tarihli o yazıdan bir buket gelsin o zaman1; Sahi ne yaptı bu Fethullah Gülen bize? Gelin bunu tartışalım. Bu adam 30 yıldır ülke gündeminden düşmüyor. Eğer ülkeyi bölmeye çalışan bir cemaatin lideri ise ve müritlerini birer terörist olarak yetiştiriyor ise.. Bu terör örgütü neden 30 yıldır kabuğundan çıkamıyor? 20 yaşında ele aldığı teröristleri 50 yaşını geçti ama hala tık yok! Neyi bekliyor? PKK gibi, El Kaide mensubu gibi, Hizbullah üyesi gibi, kendini canlı bomba halinde patlatan, birine saldıran, birini katleden bir tane Gülen Cemaati’ne mensup terörist var mı? Yok! 30 yıldır bu adamın devletin resmi kurumlarına adam soktuğunu söylüyoruz! İyi de eğer bir amaç uğruna bu kadrolaşma yapılıyorsa, oralara yerleştirdiği adamlar emekli oluyor? Amaç ne? Ne zaman harekete geçecek bu terör örgütü? 1980 sonrasına dönüp bir bakalım.. Turgut Özal, Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan.. Kimi sağcı, kimi solcu, kimi muhafazakar… Hepsi gerek hükümetleri gerekse muhalefet ettikleri dönemde bu adamın “ülke için güzel şeyler yaptığını” söyleyip durdu. Bu adamların tamamı ülkeye ihanet mi etti Gülen Cemaati’nin terörist eylemlerine göz yumarak? Hakkında açılan tüm davalardan beraat etmiş, yasal olarak hiç bir tahkikat yok hakkında.. Bu ülkenin mahkemelerinin, savcı ve hakimlerinin tamamı mı hain? Dünyada 175 ülkenin hükümetleri yaptıkları tüm araştırmalarda bir suç unsuru bulamadı, bir terörist eyleme rastlamadı.  Tüm zamanların en büyük hainine, bütün dünya neden seyirci kalıyor? Suçu ne bu adamın anlatın! Ben mizahı severim ama yapmayı pek beceremem ne yalan söyleyeyim Süleyman Efendi! Lakin bazılarının foyalarını çıkarmayı çok iyi bilirim. Yıllardır FETÖ’sünden PKK’sına terör örgütleri ile kapışırken ve o örgütleri besleyen iktidarı eleştirirken sen ve abin gibi kripto FETÖ’cüler o terör örgütü elebaşının malikanelerini gezip hikayeler anlatıp aldığınız paraları cebinize koyuyordunuz. O yüzden benden tavsiye, fazla mizah yapmayın, birileri geçmişiniz hatırlatır insan içine çıkacak yüzünüz olmaz!.. Not: Bu yazı 19 Temmuz 2018 tarihinde www.abcgazetesi.com sitesined yayımlanmıştır.
Muhabir: Alp Yanardağ