İnsancıl Dergisi’nin yeni sayısı çıktı!

Yayın tarihi: 15 Eylül 2019 Pazar 10:47 am - Güncelleme: 15 Eylül 2019 Pazar 10:47 am

İnsancıl Aylık Kültür Sanat Dergisi (350.) Eylül 2019 Sayısı çıktı.

İnsancıl Eylül 2019 Sayısından;

Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi
28 Temmuz Pazar

Bizde aydınlanma hareketine bakalım. Bizde Aydınlanmayı Mustafa Kemal
başlatıyor.

a) Yazında

b) Hukukta
büyük bir devrimi gerçekleştiriyor. Ama bu devrimin, bu Aydınlanmanın sınıfı
yok.

Mustafa Kemal öldükte Aydınlanma hareketi duruyor. Ama hukukta… yazıda
eskiye dönemiyor. Aydınlanmaya karşı olanlar bu iki devrime dokunamıyorlar.

Mustafa Kemal’in yazı devrimi, cinayet diye suçlanıyor.

Betül Çotuksöken – Felsefenin Gör Dediği: Felsefe Tarihi:

Antropontolojik Okuma 39
Bir filozofun düşünceleri arasında yolculuğa çıkmak, onun dışdünya-
düşünme-dil arasındaki ilişkileri kurmada oluşturduğu, benimsediği duruşunu
anlamaya çalışmak demektir. Dinçer Yurttaş – Sarıhumma (Şiir)

Mustafa Özmen – Sanatta Star Sistemi Üzerine Bir Deneme

Bu yazının şöyle bir yanı da var. Söz ettiğimiz dergi çıkarmanın edebiyata
etkisini de görmüş olacağız. Kitap tanıtımının eleştiri sayıldığı, sanıldığı bir
dönemde geriye dönüşlerde yarar var. Bizim geriye dönüşümüzde amaç bir
yanıyla geleceğe sıçramadır.

Berrin Taş – Hep Yolda

31 Temmuz 2019
Karakter şairler böyledir. Yalnız kendi gücüne güvenir onlar. İnsanların yarı yolda bıraktığını yaşam deneyleri onlara öğretmiştir. Bu durumda düşler
dünyasından geleceğe uzanan yolculuğu sürdürmek kaçınılmaz olacaktır. Edith Södergran düşle gerçeğin çatıştığı yerde yazdı şiirlerini. Yaşadığı günün gerçekliği onun şiirlerinde başka bir dünya arayışıyla dışlaşıyor. Edith Södergran insansız dünyanın yaşanılır bir yer olmadığının ayırdındaydı. Şiirlerinde dışlaşan estetik, yeni bir yaşam arayışı bu beklentiyi dışa vurur.

Edith Södergran şiirleriyle günümüzü de dile getiriyor.
Edith Södergran, kız kardeşimdir benim.

Cengiz Gündoğdu – Türk Romanlarında Devrimlerin Önünü Kesen

Tipikler (4)

Bununla kalmıyor Tezel. Bir yaşam biçimi savunuyor… bir şeyler umarak…
tartışarak yaşamayacaksın Tezel’e göre. Şöyle yaşayacaksın. “İçkini içersin,
hiçliğe bakarsın, kendi hiçliğini görürsün, hiçbir şeye hiçbir biçimde canın
sıkmaz olur.”

Adalet Ağaoğlu’nun insan görüşü, gerçekçi değil. Öznel idealist bir görüşle
roman yazıyor. Karakterleri öznel görüşüne uygun evirip çeviriyor… istediği
biçime getiriyor.

Temel Demirer – Ustanın Kadim Dostu, Yadigârı Balaban

68’li yıllarda düzenlediği bir sergi faşistler tarafından basılıp kimi tabloları
yırtılan İbrahim Balaban’ın Nazım Hikmet ile tanışma hikâyesi de şöyledir:
Nazım Hikmet Bursa Mapushanesine gelir…

Nursen Ural – Köln’de İnsancıl Atölyesi

Bazen insanın tutunacak dalı, boylanacak umudunun kalmadığı anları vardır.
Eğer şiir elimden tutmasaydı;

Handan Tan – Hastane (Öykü)

Hastanenin bahçesinde, kırık da olsa birkaç tahta sıra vardı kenarda, oturmak
için. Oturmuyordu adam. Beton dökülmüş bahçenin, güneşten kavrulan ortalık
yerinde dikiliyordu.