İnsancıl Dergisi’nin Ekim sayısı çıktı! ‘Türk Romanında Devrimi Engelleyen Tipikler adlı yazımı çok kişinin okumasını istiyorum’

Yayın tarihi: 8 Ekim 2019 Salı 5:17 pm - Güncelleme: 8 Ekim 2019 Salı 5:17 pm

İnsancıl Aylık Kültür Sanat Dergisi (351.) Ekim 2019 Sayısı çıktı.

Cengiz GündoğduYıldız Güncesi

4 Ağustos Pazar

Dün. Cumartesi günü güzel bir iş yaptım. Sorun şu. Türk Romanında Devrimi Engelleyen Tipikler adlı yazımı çok kişinin okumasını istiyorum.

Bunu nasıl yapabilirim diye düşündüm. Can sıkıntısıyla düşünürken Merdan Yanardağın ABC’si düştü usuma.

Sevim Kahraman Yanardağ’ı aradım. Yazılardan söz ettim. “Biliyorum” dedi… okuyormuş…

Bu yazıların ABC’de yayımlanmasını istiyorum” dedim.

İkiletmedi… “Tamam hocam” dedi.

İlk yazı pazartesi çıkıyor…

Türlü üzüntüler içinde… saygısızca kostak kostak yürüyenlere karşı bir sevinç yaratmıştım ABC ile…

Betül Çotuksöken – Felsefenin Gör Dediği: Felsefe Tarihi: Antropontolojik Okuma 40

Antropontolojinin temel kavramlarından olan “karşılaşma-karşılama-karşılaştırma” kavramları burada insan-felsefe ya da felsefe-insan karşılaşmasındaki insanca tutumu gözler önüne serer; insan-insan olmayan ilişkisine yönelik tüm değerlendirmeler insandan yola çıkılarak, insanın düşünmesinin ve dilinin eşliğinde mercek altına alınır. “Felsefenin çağrısı” aslında insanın insana, insan için, insandan, insanla çağrısıdır. Çünkü yapıtta düşünme-dil ilişkisi açıkça insan yaratısı olan kavramlar üzerinden kurulur; burada tüm bilme biçimlerinin ortak paydası, insanın varolan karşısındaki duruşunun temel yanı gözler önüne serilir.

Kerem Yılmaz – Sonsuzluk (Şiir)

İnsancıl’ın 30 Yılında 1. Maltepe Kitap Fuarı’ndayız – Nurşen Aydoğan

30. yılımızda da kitap fuarlarına katılarak, paneller düzenleyerek, okurlarımızla bir araya gelmeyi amaçladık.

Edebiyatın Eylül DurağıF. Nurten Ergen

Fuara, özellikle yakın bölgedeki okullardan öğretmenleriyle birlikte gelen çeşitli yaş gruplarından öğrencilerin ilgisi büyüktü. Çocuklar, heyecan ve coşkuyla standlar arasında koşuşturdular, kitaplara dokundular, afişleri incelediler. Birçoğunun rahat ve kendinden emin davranış ve konuşmalarıyla yönelttiği sorular, etkileyici ve umut vericiydi.

Biz Mevsimi”Hüray Kılıç

İnsancıl ekip çalışması yapmaya alışmıştı artık. Birlikte bir şey yapmanın tadına varmıştık. İnsancıl tarihinde ilk kez heyecanlı bir ekip çalışmasıyla 25. Yıl kitabımızı yaptık. Ardından Tüyap’ta 25. yılımız için bir panel düzenledik.

Kesişen YollarMürüvet Yılmaz

O sıra yan taraftaki yayın evinin standında duran genç için “bu da iyi okur” dedi. “Siz ne yapıyorsunuz hangi yayınevi, sahibi misiniz” diye sordum. “Yok, “editörüm… yazarım” dedi. Çocuk kitapları yazıyormuş. Benim de hayalim olduğu için merakla baktım. “İnsancıl mı?’’ dedi. “Evet” dedim. “Ben de İnsancıl’daydım” dedi.

Her şey Türkan Saylan’ın gözleri önündeydi…Gülay Yeşilipek

Maltepe Belediyesinin bu yıl ilk kez düzenlediği kitap fuarına katılmak hepimiz için heyecan verici oldu. Nurşen ve Zeynep arkadaşlarımızın Maltepe Belediyesini ziyaret ederek, kültür müdürüyle iyi bir iletişim kurmaları sonucunda gerçekleşti bu katılım.

Evimdeymiş Duygusuyla Fuardayım – Zeynep Alpaslan

Maltepe Belediyesinin Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezinde, bu yıl başlattığı 1. Kitap Fuarı’na İnsancıl dergisi olarak katıldık. 9-15 Eylül tarihleri arasındaki kitap Fuarına; yıllarca üzerinde durup çalışılmış, biriken emeğin ürünleriyle hocalarımız Berrin Taş, Cengiz Gündoğdu ile birlikte birçok şair yazar da katılıp okurlarına kitaplarını imzaladılar.

Bizim MahalleDilek Yılmaz

11 Eylül 2019 Çarşamba… İnsancıl’ dan fuar ilişkin ilk ileti geldiğinde imza gününe katılabileceğimi açıkçası hiç düşünmemiştim. Ama sıra bize de geldi. İyi ki de gelmiş. Çünkü bu imza günü birazda bizim mahallenin imza günüydü.

DayanışmaMustafa Özmen

İşin ucundan tutmak deyimi vardır. Ya da Anadolu topraklarının geleneği imece. Biz bunları unuttuk ya da unutturuldu. Şimdi bizim bunu anımsamamız gerekiyor. İnsanın toplumsal bir varlık olduğunu düşünürsek, işin ucundan tutmak bir toplumsal görevdir. Biz bu görevi yerine getirdik. İşte Maltepe Kitap Fuarı bana dayanışmayı anımsattı yeniden.

Ferhat Nitın – Saplantı Gemisi (Şiir)

Temel Demirer – Aşıktı, “Garip”ti, Halk Dervişiydi Neşet Ertaş

Bozlakları ile ünlüydü; Kırşehirli bir ozandı; bir ekoldü. “Evvelim sen oldun ahirim sensin,” diye haykırmıştı; ‘Zahide’siyle maruftu

Ali Eren Güzey – Meursault Kimdir: Sartre Ontolojisinin Gözünden Camus’nün Yabancı’sı İle Bir Yüzleşme

Sartre’a göre hiçlikten ibaret olan bilinç, kendisi-için-varlık iken, gerçeklik algısının temeli olan nesneler kendinde-varlıklardır. Bilinç yalnızca kendinde-varlıklara, bilinçten bağımsız var olan nesnelere, yönelim gücünden ibarettir ve bu nesnelere seçici yönelimindeki özgürlüğü sayesinde özneye özgü bir gerçek algısı yaratır. Yabancı okuru, romana bu tür bir özneye özgü algı ile romanın ilk sayfalarında tanışarak başlar.

Deniz Dağdelen Düzgün – Bir Lokmacık Şiir (Şiir)

Berrin Taş – Hep Yolda

17 Ağustos 2019

Müyesser Hanım İnsancıl’ın sadık okurlarından. Ağustos sayısı eline geçince bana ileti göndermişti. Ağustos sayısındaki şiirimin onu çok etkilediğini, daha sonra yazacağını söylüyordu. Müyesser Hanım ne söylüyor acaba diyerek merakla açtım iletisini. “Siz insanlığa yazılarınızla, şiirlerinizle soluk verecek katkılar sunan bir Savaşçı’sınız… Sonsuz teşekkürler.” diyordu.

Hayriye Erbaş – Geleceğe mektup (4) Yaşanır bir dünya düşü peşinde: Sanat, edebiyat ve bilim

Geleceğe mektup” adı ile beş yüzyıl sonraki insana bugünü anlatan bir dosyada yer alacak ve edebiyat, sanat ve toplum konularına değinilecek bir mektupta neler yazılabilir? Mesleğim ve benden istenen konu gereği, bu mektubun geçmişle ilişkilendirerek bugünü ve bugünde yaşananları anlatan ancak gelecekte de okuyucusu ile iletişim kurabilen bir içerikte olması gerektiği düşüncesindeyim.

Hasan Akarsu – “Ömrümün Önsözü”

Ozan İbrahim Kamberoğlu 1952 Bulgaristan-Eskicuma-Karaatlar köyü doğumlu olup “Ömrümün Öte Yakası’’ (2002) adlı şiir yapıtından 16 yıl sonra “Ömrümün Önsözü” (2018) ile okurlarına ulaşıyor. Kamberoğlu, bilmediğini bilen, hep öğrenecek şeyleri olan ve çok az yazan bir ozandır.

Ali Taş – Yaşar Kemal Çukurova Ödülü (3)

İlk öyküsü olan “Pis Hikâye” ile yöresel feodalizmin çarklarında ömrünü öğüten toprak emekçilerini bayraklaştırır yazar. Bu aslında Yaşar Kemal’in, kendisine Eski İstasyon’un önündeki sıtmalı ve yoksul insanları göstererek “Kimin için yazıyorsun?” sorusuna verdiği somut bir sanatsal yanıttır. Orhan Kemal’in bilincini kurduğu Yaşar Kemal Temir Ağa için yazmamıştır; işte o yoksul ve sıtmalı insanlar için yazmıştır.

Mürüvet Yılmaz – Badem Yiyen Kedi (Öykü)

Sarı’yı çağıran olmamıştı. Kimsecikler evde yaşasın diye arayıp, onu bulmamıştı. O, kendiliğinden gelmiş. Burayı, önündeki kuruyan ağaçların filizlenip yaşama tutunmaya çalıştığı bu evi seçmiş. Dış kapının eşiğinde beklemeye başlamıştı.