Engin AÇAR / TELE1 Muhabiri

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Rize’de başlayıp, Trabzon’da son bulan gezisi büyük ilgiyle takip edildi. Karadeniz gezisinde vatandaşların yoğun katılım gösterdiği mitinglerde, İmamoğlu AKP’nin bir tür “tapulu arazisi” gibi gördüğü bölgede hem önemli bir güç olduğunu gösterdi hem muhafazakar-islamcı bloku çözdü hem de cumhurbaşkanlığı seçiminde ben de varım mesajı verdi. Fakat başarılı Karadeniz gezisi, FETÖ kumpaslarında da rol alan, yandaş gazeteci Nagehan Alçı’nın gölgesinde kaldı. Fethullahçı Çetenin kumpas davalarını siyasal ve dijital sahtekarlığa dayalı gerekçelerle savunan ve Gezi direnişini lekeleme amaçlı Kabataş yalanını sürdüren Nagehan Alçı gibi, CHP tabanında ve cumhuriyetçi kesimlerde büyük tepki çeken bir gazetecinin İmamoğlu’nun gezi otobüsünde yer alması büyük tepki çekti. Nagehan Alçı’nın otobüste çekilen fotoğraf karesine yönelik tepkilere İBB Sözcüsü Murat Ongun’dan açıklama geldi. Ongun, Karadeniz gezisinde Nagehan Alçı’nın sevildiğini, bu nedenle davet edildiğini söyledi. Davet gerekçesi bu olabilir, ama bizim gördüğümüz tablo tam tersiydi. Yani yanlış tespite dayalı bir davet söz konusuydu. Gezide bizim kalabalık içinde gördüğümüz tablo her üç kişiden en az ikisinin Alçı’ya tepki gösterdiği şeklindeydi. Gezinin organizasyonunda da bazı sorunlar vardı. Yeni İstanbul Hava Limanı’ndan sabah 07:15 uçağı ile TELE1 ekibi olarak Trabzon’a doğru yola çıktık. Yolculuk başlar başlamaz içinde bulunduğumuz ekipte ben ve bazı basın mensubu arkadaşlarımız inceden bir ayrımcılık seziyorduk.

RAHATSIZ EDİCİ AYRIMCILIK

Bu düşünce bende Ertuğrul Özkök’ün “Business Class” diye bilinen, özel ve daha konforlu bölümünde yolculuk yaptığını gördüğümde başladı. Kendi parasıyla mı o bölümden almıştı bileti bilmiyoruz, sormanın da ayıp olacağını düşünerek üzerine gitmedik, ama tablo hoş değildi. Nagehan Alçı ve Akif Beki başka bir uçakla geldikleri için onların hangi sınıftan uçtuklarını göremedim. Ancak indiğimizde gördüğüm tablo, “ayrımcılığın” tesadüf olmadığını düşündürüyordu. Bekleyen üç basın aracı vardı. İkisi yarım otobüs şeklinde bizim içinde bulunduğumuz araçtı. Diğeri ise lüks marka ve konforlu bir VIP minibüstü. VIP lüks minibüs Ertuğrul Özkök, Nagehan Alçı, Akif Beki, Özlem Gürses gibi belirli gazetecilere ayrılmıştı. Onlar bu araçla programı takip etti. Can sıkıcı bir durumdu. Yapılan bu ayrım, geziyi takip eden diğer gazetecilerin tepkisine de neden oldu. Özellikle bizim canımız çok sıkıldı. Çünkü, geziyi adım adım izleyen ve canlı yayınlayan Tele1’di. VIP araçta bulunanların temsil ettikleri kurumların hiçbiri canlı yayın yapmadı.

RİZE’DE GÖRKEMLİ KARŞILAMA

Karadeniz gezisinin ilk durağı Rize oldu. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın memleketinde İmamoğlu’na görkemli bir karşılama yapıldı. Hakkında tutuklanacağı ya da görevden alınacağı şeklinde söylentiler yayılan İmamoğlu, Rize’den adeta, “buradayım, sizin kaleniz sandığınız yerdeyim ve bakın millet bana sahip çıkıyor, amaçlarınızı öyle kolay kolay gerçekleştiremeyeceksiniz” diye meydan okuyordu. Başlangıçta Erdoğan’ın memleketinde buluşmaya katılımın düşük geçeceğini düşünüyordum. Fakat alana geldiğimizde yanıldığımızı anladım. Tam anlamıyla bir izdiham yaşanıyordu. Büyük bir kalabalık vardı. Basının en zorlandığı yer Rize meydanı oldu. Mitinge dönüşen buluşmayı insanlar pencerelerinden ve balkonlarından da takip etti. Rize’nin bütün ilçelerinde aynı coşku ve heyecan vardı. Gezinin ilk durağı iyi başlamıştı. Meral Akşener’e daha önce yapılan türden protesto demeleri ve provokasyon girişimleri de vatandaşlar tarafından bastırılmış, geçit verilmemişti. Çünkü, gezi bu yöndeki duyumlarla başlamış, İmamoğlu’nu engelleme girişimleri olacağı söylenmişti. Bizler de bu nedenle her durakta geziyi, kalabalığı dikkatle izliyorduk. Provokasyonların önlendiğini, açılmak istenen pankartların Rizeliler tarafından bizzat engellendiğini gördük. Ardından gidilen Rize’nin İyidere, Pazar, Çayeli, Ardeşen ve Fındıklı’da da aynı şekilde on binlerce kişi İmamoğlu’nu karşıladı.

AYRIMCILIK SÜRÜYOR

Çayeli’ne doğru ilerlerken yol kenarında bir lokantada yemek yenilmek için konvoy durdu. Bizler içeri girmeden tüm masalar dolmuştu. Net bir sesle teker teker lüks araçla geziyi takip eden gazeteciler içeriye çağrıldı. O gazeteciler İmamoğlu ve protokolün olduğu masaya oturtuldu. Ben ve kameraman arkadaşım Umutcan Yitük gibi arkadaşlarımız ise ise oturacak yer bulamadık. Kendi başımızın çaresine baktık, ama söylediğimiz yemek gelmeden konvoy harekete geçtiği için bize ayrılan arkadaki araca döndük. Özetle aç kaldık. Lokantada yapılan ayrım da gazetecilerin tepkisini çekti. Aracımıza geçtiğimizde yaşadığımız sorunu İBB’den bir yetkiliye aktardım. Gezide ayrım yapıldığını ve bu şekilde devam edilecekse ayrılacağımızı, İstanbul’a döneceğimizi söyledim. Artık canlı yayını da o gazeteciler yapar dedim. Biz bu çıkışı yaptıktan sonra akşam saatlerinde bütün gazetecilere Ekrem ve Dilek İmamoğlu’nun da olduğu bir alanda masa ayrıldı. Fakat burada da lüks araçla geziyi takip eden gazeteciler ayrı bir protokole tabi tutuluyordu.

FINDIKLI’DA CHE SÜRPRİZİ

Rize’nin tek CHP’li belediyesi olma özelliğini taşıyan Fındıklı’ya İmamoğlu’nun aracından önce gelmiştik… Teknik cihazlarımızı şarj edip canlı yayına devam etmemiz gerekiyordu… Sağ olsunlar bizi ayrı bir araçla Fındıklı’ya gönderdiler. Araçta Özlem Gürses, Nagehan Alçı ve Akif Beki ile kameraman arkadaşım ve BirGün gazetesinden İsmail Arı ve Emre Yıldırım vardı… Bizlere yol gösteren Rizeli bir de kadın partili bulunuyordu araçta… Fındıklı’nın önemi vardı. Çünkü, Nagehan Alçı’nın ilk tartışma yarattığı görüntü burada kaydedildi. Nagehan Alçı Fındıklılı bir esnafın tepkisini, geziden sonra yazdığı köşe yazısında “kumpas” diye nitelendirdi. Alçı yazısında görüntüyü haberleştiren kişiyi, yani beni “ali cengiz oyunu” yapmakla suçlamış. Başından sonuna kadar o videoda görüntüsü olan, yani çekim yapmadığı görüntüyle sabit biri olarak konuyu anlatacağım.

DONDURMACIDA NELER YAŞANDI?

Fındıklı meydanına geçmeden önce sahilde bir kafeye oturup kahve içip cihazlarımı şarj etmek istedik… Nagehan Alçı, Özlem Gürses ve Akif Beki de vardı… Bir süre kaldıktan sonra Nagehan Alçı, ben, kameraman arkadaşım, BirGün’den İsmail Arı, Emre Yıldırım ve daha önce sözünü ettiğim Rizeli hanımefendi ile araca geçip meydana gitmeye karar verdik. Rizeli mihmandarımız, Nagehan Alçı’nın dondurmacı videosunda yanında bulunan kişidir. İşte o hanımefendi önerdi dondurmacıya gitmeyi. Yani şu ünlü Che Guevera fotoğrafının asılı olduğu, Alçı’nın protesto edildiği ve fotoğraf çekmesine izin verilmeyen dondurmacı.. Meydana geldiğimizde herkes teker teker indi araçtan. En son ben, Nagehan Alçı ve kameraman arkadaşım kaldık. Ben ve Umutcan gelmek istemediğimizi belirttik. Tam o sırada araçtan inen Nagehan Alçı bizzat bana dönüp “çok güzelmiş bence gelmelisiniz” dedi. Bunun üzerine “peki o zaman gelip tadalım” dedim. Bu andan itibaren Alçı’nın açıklamaları ile karşılaştırmalı anlatacağım… 1. Alçı “danışıklı bir kumpas” olduğunu ileri sürdü. Yalan! Nagehan hanım bizim çok öncesinden o dondurmacıya gidileceğini bildiğimizi ve kendisine tuzak kurduğumuzu ima, hatta iddia ediyor. Tam bir saçmalık. Biz araçtan inmek istemediğimiz halde bizi davet eden kendisi. Söz konusu esnafı da hayatımızda ilk kez gördük. Ancak, belli ki, yurtseverlere kumpas kurulmasında rol alan Alçı, her şeye aynı gözlükten bakmaya alışmış olmalı.. 2. Alçı’ya göre yüzüne gülüp, gizli çekim yaparak “Ali Cengiz Oyunu” çevirmişiz. Eee.. bize bravo! Bizim ne güçlerimiz varmış da haberimiz yokmuş. Yani diyor ki o dondurmacıya gideceğini ve fotoğraf çekmek isteyeceğini önceden tahmin edip, esnaf yurttaşımızın protesto etmesini tezgahlamışız. Dahası bir başka vatandaşın da bu olayı çekmesini sağlamışız, iyi mi! Bu komik iddia komplo teorisi bile değil. 3. Yaptığımız haber, “lüzumsuz” muş! Bizler haber değeri olduğuna inandığımız bir konuyu haber yaptık. İzleyicilerimizin de çok ilgi gösterdiğine bakılırsa, “kumpaslar kraliçesi” bir yandaş gazetecinin Rize’de protesto edilmesinin haber değeri hayli büyük görünüyor. Alçı’ya her yerde tepki vardı ve gözle görülür şekilde büyük ve yaygındı. Hem de Alçı’nın daha önce “yamyam” dediği, oysa iktidarı kenara itip kendisini dünyanın bütün mazlum halklarına adamış, hiçbir çıkar gözetmeden onlar için savaşmış ve yaşamını feda etmiş küresel bir devrimcinin, Che’nin o ünlü fotoğrafı önünde protesto edilmişti. İşte Nagehan Alçı ile o dondurmacı dükkanın da yaşananlar bunlar. Trabzon, Rize ve Artvin’de durduğumuz birçok yerde vatandaşlar tarafından Nagehan Alçı’ya gösterilen tepkileri bizzat gözlemledik.

FINDIKLI DA AYAKTAYDI

Sıra Fındıklı mitinginde. İmamoğlu’nun geleceğini duyan binlerce kişi, erkenden alanı doldurdu. Fındıklı başta olmak üzere Trabzon, Rize ve Artvin’de TELE1 mikrofonunu gören vatandaşların bizlerle iletişimi ve yaklaşımı çok yoğun ve çok güzeldi… Fındıklı’da da öyle oldu… Erkenden orada bulunma fırsatını değerlendirip yerel halkla sohbet ettik, zaten TELE1 mikrofonunu gören etrafımıza toplanıyordu. Uzun süren bekleyiş vatandaşı yıldırmadı kalabalık daha da çoğaldı… Ve Ekrem İmamoğlu’nun otobüsü göründüğünde kalabalık coştu. Vatandaşlar otobüsten inen İmamoğlu’nun etrafını sardı, yürümek hareket etmek imkansızdı.. İmamoğlu zar zor belediye binasına girdi. Bir süre sonra ise meydana geldiğinde kalabalığın coşkusu inanılmazdı. Vatandaşın yüzünde heyecan, umut ve mutluluk okunuyordu.

SOYLU’NUN YUHALANDIĞI ALANDA İMAMOĞLU GÖRKEMİ

Gezinin ikinci gününde Trabzon meydanı için hazırlanıyordu İmamoğlu… TELE1 ekibi olarak meydana erken geçtik, atmosfer hakkında bilgi toplamak istedik… Trabzonspor’un 38 yıl sonra 7. şampiyonluğunu kutladığı o meşhur meydana erken olmasına rağmen Trabzonlular akın ediyordu… Ben de merak ediyordum nasıl bir kalabalık olacak diye… Dakikalar geçtikçe kalabalık beni şaşırtıyordu… İmamoğlu meydana geldiğinde adım atacak yer kalmamıştı… Meşaleler ve sloganlar eşliğinde giriş yapıldı meydana… Bu meydanın farklı bir anlamı da vardı. Birkaç gün öncesinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun şampiyonluk kutlamasında konuşma yaparken yuhalandığı meydandı orası.. Şimdi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, aynı meydanda büyük bir coşku ile karşılanıyordu. Yaklaşık 1 saat süren programın ardından yine aynı coşkuyla uğurlandı İmamoğlu… Sıradaki durak Akçaabat… Ekrem İmamoğlu kendi köyünde büyükleri ile bayramlaşacaktı… Özellikle basının bulunmasını istemedi, bizler de bu vesileyle dinlendik. Akçaabat sonrası ise İYİ Partili Belediye Başkanının olduğu, Yomra’ya geçildi. Park açılışı için yine yoğun bir kalabalık karşıladı İmamoğlu’nu. Sağanak yağmur olmasına rağmen ne kalabalık ne de coşku azalıyordu. Açılışın ardından Manga Grubu’nun konseri ile İmamoğlu’nun fırtına gibi geçen 2 günlük Karadeniz gezisi sona erdi.
Muhabir: Fırat Yeşilçınar