Habertürk canlı yayınına katılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Depremin önemli bir ikaz olduğunu düşünüyorum. Bizim bu ikazı bir fırsata dönüştürme zorunluluğumuz var" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu canlı yayında İstanbul'daki 5.8 büyüklüğündeki depremle ilgili açıklamalar yaptı. İmamoğlu, çok tartışılan toplanma alanlarıyla ilgili, "1999 depreminden sonra çok konuşuldu deprem toplanma alanları. İlk olarak bir tespit yapılmış İstanbul'da. Örneğin 470 büyük alan tespit edilmiş. Ne yazık ki bu büyük toplanma alanlarının sadece 77'si kalmış. Diğerleri yapıya dönüşmüş. Başka fonksiyonlara dönüşmüş. Geçtiğimiz yollarda bu boşlukların neye döndüğünü hepimiz görebiliyoruz" dedi.

'TOPLANMA ALANLARI 20 YILDA 77'YE DÜŞTÜ'

"Depremi ne zaman yaşayacağımızı bilmiyoruz. İnsanlarımızın yapması gereken ‘ben sağlam bir binada mı oturuyorum’ olmalı" diyen İmamoğlu, toplanma alanlarına ilişkin, "Hepimiz İstanbul’da depremi yaşadık. Çok hızlı unuttuk. Hadi vatandaş unuttu kurumlar da unuttu. Belediyeler unuttu. İstanbul’un yapılaşması başka bir hale dönüştü. 1999 depreminden sonra çok konuşuldu deprem toplanma alanları. İlk olarak bir tespit yapılmış İstanbul’da. Örneğin 470 büyük alan tespit edilmiş. Ne yazık ki bu büyük toplanma alanlarının sadece 77’si kalmış. Diğerleri yapıya dönüşmüş. Başka fonksiyonlara dönüşmüş. Geçtiğimiz yollarda bu boşlukların neye döndüğünü hepimiz görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

'HABERİ ALINCA GERİ DÖNDÜM'

İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle: "Bizim önceliğimiz deprem olmalı. Deprem haberini alınca Ankara’ya gidiş için geri döndüm. Yolda şunu düşündüm bizim konuşacağımız konular bunlar. Televizyonların meşgul edilmesi gereken ve insanların aydınlanması gereken hususlarda kıymetli hocalarımızın İstanbul’un bilinçlendirmesi gerekiyor. Çoğu zaman günlerimizi başka konularla heba ediyoruz. Deprem denince hocalarımızın bize verdiği bilgiler çok değerli."

'DEPREM SİYASETTEN UZAK BİR MESELE'

"Belediye başkanıyım haberi alır almaz ilk yaptığım çocuklarımın okulunu aramak oldu. Hepimiz anneyiz, babayız.Depremin milli mesele olduğunu, şeffaf olmamız gerektiğini, tümüyle kendimizi unutup bu işi bilen insanlara kendimizi teslim etmek zorunda olduğumuzu söylüyorum. Siyasetten uzak bir mesele.Sorumluluk taşıyan, bu konunu siyasete alet olmayacağını bilen, bu ahlaka sahip belediye başkanı olma sorumluluğundayım. Yapı stoku açısından sorunlu olan hala aynı yerleri konuşuyoruz. Bir şey değişmedi. Tespit yaparsak sıkıntılıyız. Kentsel dönüşümle ilgili süreç sıkıntıyı çözmemiştir. Risk alarak, insanlarla ve şehrimizle yüzleşerek bunu yapmak zorundayız. Şeffaf bir şekilde bu işi bilen insanlarla çözeceğimizi düşünüyorum. Bu ülkenin hangi birimi hangi kurumu varsa hepimiz mesulüz. Bir arada konuşmak zorundayız." "Fuat Oktay çağırdı. Gittik konuştuk. Vali yardımcımızla paylaştım, hangi idarecimiz çağırırsa koşa koşa giderim.İstanbul'un sorunlarını şöyle tanımladık: Ulaşım, her gün sıkıntı çekiyoruz. Görünmeyen tehlike deprem. Ansızın geliyor. Hayatımızı alabora ediyor. Bilim insanlarının önünde sık sık tekrarlıyorum ama dua ediyorum mümkün olduğu kadar geç gelsin. Deprem siyasetten uzak bir mesele."

'ÇOK RİSKLİ BİNALAR VAR'

İmamoğlu, Fatih Altaylı'nın deprem söylentileri hakkındaki sorusuna ise şöyle yanıt verdi: "Bunu bilecek insanlar yanınızda. Bir haftaki önceki risk neyse şimdi de öyle. Yapıların sağlamlığı önemli. Birlikte çalışacağız. Bizim kıymetli hocalarımızın araştırmaları ve çalışmaları var. Yurt dışında çalışmalar var. Birleştireceğiz. Hocamız yanlış anlamasın. Para mı? Çözeriz, kolay. Camide minare yıkımı oldu. Bir kısım hasarlı binalar var. Değerlendirmeler sürüyor. Metruk binalar var. Çok riskli diye bilinen binalar bu depremde bu hale gelmedi. Çok riskli binalar var. Kartal'daki bina çökmesi, Sarıyer'de tespit ettiğimiz bina. Vatandaşlarımızın sorumluluğu var. Bizim de sorumluluğumuz var. İbadethanelerde bu işi eğitimi haline getirmeliyiz. Deprem uygulaması tatbikatını milletçe yapabilmeliyiz. AVM'de insanlar koşuyor. Minibüs şoförü, otobüs şoförü ne yapacağını bilmeli."
Muhabir: Alp Yanardağ