İmamoğlu’ndan Erdoğan’a açık çağrı: Konuşmaya hazırım

Yayın tarihi: 4 Nisan 2024 Perşembe 10:44 am - Güncelleme: 4 Nisan 2024 Perşembe 12:05 pm

Haber: Ceren Ural

Saraçhane’de konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bu seçim Türkiye siyasi tarihinin en önemli kırılmalarından birisidir. Ve artık geriye dönüş olmaz. Demokrasi bir kere uyandı mı, özgürlük bir kere hayat buldu mu ondan kimse kaçamaz” dedi.

İstanbul’u AKP’nin adayı Murat Kurum’a 1 milyon bin 104 fark atarak kazanan Ekrem İmamoğlu Saraçhane’deki mazbata töreninde konuştu.

İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

-Bu seçim Türkiye siyasi tarihinin en önemli kırılmalarından birisidir. Ve artık geriye dönüş olmaz. Demokrasi bir ker uyandı mı, özgürlük bir kere hayat buldu mu ondan kimse kaçamaz. Geri dönüş çabaları nafile çabalar olur. Hatırlayın 31 Mart 2019 gecesi AA’nın veri akışını kesmesiyle başlayan süreçte ne yazık ki bir anlayışla mücadelemiz vardı. O anlayış makamları ya da bir seçim bölgesini, İstanbul’u kendi mülkü gibi gören bir anlayış Tabi bu anlayışın neler yaptığını birlikte gördük.

“23 HAZİRAN 2019’DA DEMOKRASİ DERSİ ALDILAR AMA DERS ÇIKARAMADILAR”

Millet iradesini hiçe sayan o anlayış 23 Haziran 2019’da aslında esaslı bir demokrasi dersi aldı. Ama maalesef buradan yeterince ders çıkartmadı. 2019’da başlayan o süreç bugüne kadar farklı boyutlarıyla birlikte aralıksız bir şekilde devam etti. 5 yıl boyunca bizleri engellemek, başarısız kılmak için ellerinden geleni yaptılar. Dönem dönem fazlasıyla gerçek dışı suçlamalar ve iftiralarla bizi halkın gözünde küçük düşürmeye çalıştılar. Siyasi maksatlı mesnetsiz davalarla her gün ayrı bir teftiş ve soruşturmayla bizi yıldırmaya uğraştılar. Tabi 5 yıl boyunca onlar bizimle uğraşırken biz ise gerçek hayata, milletin bize yüklediği sorumluluğa yani İstanbul’un sorunlarıyla mücadele ettik.

Pazar günü yapılan seçimde yalnızca bizim 5 yıllık performansımız oylanmadı. Aynı zamanda hukuk ve demokrasi dışı yöntemlerle siyaseti dizayn etmeye çalışan, kendini milletin üzerinde gören anlayışın meşruiyeti de oylandı. Oylamanın sonucu ortadadır. Milletin iradesini beğenmeyip kendi isteklerini dayatanların halkın seçilmiş temsilcilerini yok sayıp engellemeye çalışanların, devletin, hukukun, yargının ve demokrasinin ayarlarıyla oynayanların milletin vicdanında yeri olmadığını milletimizin asil tavrı sandıkta tescil etmiştir.

“BU SEÇİM KANAL İSTANBUL İÇİN HAYATİ BİR REFERANDUMDU”

İstanbullular iktidarın bu şehrin iradesine yönelik politika ve uygulamalarını kesin olarak mahkum etmiştir. Bu seçim aynı zamanda Kanal İstanbul için hayati bir referandumdu. Halkımız toplu bir şekilde İstanbul diye haykırdı. Beton kanal projesini tarihin tozlu raflarında hayata geçmeyen bir ibret projesi olarak kalmasını milletimizle birlikte sağlayacağız.

-Bir cumhurbaşkanı, 17 bakan ve müesses medyanın yüzde 95’i ve her türlü devlet imkanıyla hatta bizlerin vergisiyle yaşamını sürdüren kamuya ait kamu kuruluşlarıyla kampanya yürüten, seçimi kazanmak için her yolu mübah gören, para dağıtmak, seçmen kaydırmak gibi birçok anlamsız siyaset anlayışı bu seçimle millet nezdinde geri dönülmez bir biçimde mahkum olmuştur. Kendisini desteklemeyen siyasi partileri ve siyasetçileri rakip değil de sanki düşmanmış gibi gören ve göstermek isteyen o anlayış açıkça mağlup olmuştur. Milletimiz derin vicdanını ve ferasetini göstermiştir. Halkın yaşamakta olmuş olduğu ekonomik zorlukları önemsemeyen, bu zorluklarla başa çıkması için vatandaşa verilen sosyal desteklerle kendi çıkarları adına alay eden o kibirli anlayış mahkum olmuştur.

Metro ve diğer büyük yatırımlarımızın hayata geçmesi için gereken imzayı atmaktan kaçınan, sahip olduğu yetkiyi halkın zararına sonuna kadar istismar eden o yönetim anlayışı mahkum olmuştur. 31 Mart’ta İstanbullular bu şehirde ve bu ülkede hukuk, demokrasi ve sosyal adalet istediklerini açıkça ve haykırarak ortaya koymuştur. Bence bu yönüyle tarihe geçecektir.

“YSK VAN’DA GÖREVİNİ YAPTI”

-Milletimizin sandıkta ortaya koyduğu sağduyunun hükümet için de yol gösterici olmasını ve artık vatandaşla inatlaşmaktan kesinlikle vazgeçmelerini diliyorum. Fakat hemen seçim sonrasında yaşanan bir kısım olaylar maalesef bu durumu zayıflatıyor. Hukuk dışı uygulamalarla milletin iradesini yok sayma gayretlerine tanık oluyoruz. Bu bizi derinden üzüyor. Siyasi maksatlı yargı kararlarıyla demokrasiye darbe vurulmak istendiğini görüyoruz. Bu bizi derinden üzüyor. Asla unutulmamalıdır ki; milli iradenin üstünlüğü Cumhuriyetimizin üzerinde yükseldiği temel değerlerden asla vazgeçmeyeceğimiz prensiplerden biridir. Seçim gecesi söylenenlerin tersine Van’da gereksiz bir gerilim hak gasbı çabalarına girildiğini üzülerek gördük. Ne mutlu ki YSK görevini yaptı. Teşekkür ederiz. Hukuk ve demokrasi dışı gidişata son vererek yanlıştan dönülmesini sağlamıştır.

Ancak ülkenin pek çok seçim çevresinde olduğu gibi İstanbul’da da benzeri arayışlar devam ediyor. Dün bir yandan mazbata veriliyor, diğer yandan bir kısım çifte standart uygulamalarının yenileri sergileniyor. Bunların gözümüzden kaçtığını ya da bunları görmeyeceğimizi kimse düşünmesin. Aldığımız mazbatanın diğer hukuksuz uygulamaları gölgeleyeceğini kimse düşünmesin. Bizim mazbatamızın daha önünde duran şey milletimizin her bireyine uygulanan hukuka dair, adil olmaya dair süreçlerdir. Her birisini tek tek takip ettiğimi ve bu hususta gerek adalet için, hukuk için, eşitlik için gereken her tepkiyi göstereceğimi herkes buradan bilsin ve duysun.

Kumpaslarla milletin iradesini gasp etme gayretleri ortaya konuyor ve devam ediyor. İstanbul’da kazandığımız Gaziosmanpaşa ve Beykoz’da oyların tekrar sayılması ve bu konuda bence usulsüzce ve yapılan alınan kararlar bence asla amacını uygun olmayacak şekilde yürütülürken bizim ucu ucuna kaybettiğimiz Fatih’te, Arnavutköy’de yeniden sayım taleplerimizin hiç umursamadan hızla reddedilmesini İstanbul halkının iradesini gasp etme girişimi olarak değerlendireceğimizden kimse kuşku duymasın. Çifte standarttan vazgeçilmelidir.

TUZLA BELEDİYE BAŞKANI SEÇİMDEN SONRA İHALE YAPMIŞ!

-Tuzla’da Eren Ali Bingöl’e mazbatasını niçin vermiyorsunuz? Derdiniz ne? Zamana mı ihtiyacınız var? Yüzde 11 farkla kazanmış adayımız mazbatayı ne zaman alacak belli değil. Amacınız ne? Öğreniyoruz ki, Tuzla Belediye Başkanı’nın görevi bitmişken, seçimden sonra hem de 2 Nisan günü hemen 62 milyon liralık ihale yapıp birilerine veriyor. Çok ayıp. Böyle bir kamu ahlakı olamaz. Hangi yetkiyle yapıyorsun? İBB müfettişlerini görevini devralır almaz hemen görevlendirdim. İhaleyi veren de alan da rahat olmasın. Birebir, ucu ucuna takip edeceğimi buradan söyleyeyim.

Bu belediye başkanının yapmaya çalıştığı başka işler de var. Çok acayip şeyler deniyor panikle. Ben tabi yıllar önce kişiliğini analiz etmiştim ama  kimseyi inandıramadım. Bilgiler geliyor bu sabık başkanla iş tutanlar varsa bu sürecin uzaması onalara da zarar verecek. Ben Tuzla yapısı içerisinde bulunan devletimizin memurlarına, orada görev yapan, alın teri döken namuslu insanlara sesleniyorum; ama Tuzla Belediyesi, ama bir başka belediye ya da başka kurum. Bu devletin kurumlarında çalışan her devlet memuru bizim başımızın tacıdır. Yeter ki görevini ahlaklı ve namuslu yapsın, başka hiçbir kriterimiz yoktur.

Keza Beykoz ve Gaziosmanpaşa’da tüm sandıkları yeniden saydırma konusundaki telaşınız ne? Süreci uzattıkça uzatıyorsunuz, bunu yapmayın. Haksızlık yapıyorsunuz ama haksızlığı ötesinde başka kötülüklere fırsat veriyorsunuz. Bu sadece sanıkların tekrar saydırılması meselesi değil, bunun bedeli daha ağır yerlere gidiyor. Gözümün nuru gibi Beykoz’daki, Gaziosmanpaşa’daki seçim sonucuna, her zaman en önde adaleti tutan saygıdeğer parti yöneticilerimle, milletvekillerimizle, genel başkan yardımcılarımızla birlikte takip edeceğimizden kimse şüphe duymasın.

Şunu ifade edeyim; yaptığınız adaletsizlikler işine yaramıyor. Bu tür politikalar nedeniyle sadece ve sadece siz ve partiniz güç kaybetmiyor, aynı zamanda ülkeye ve millete zarar veriyorsunuz. İçi boş gerekçelerle neler yaptınız? Ben, yöneticilerim burada, yaptığım toplantıların kayıtları var. Aylar öncesinden, acil olması halinde bile izin alınması kaydıyla eleman alımını durduran bir belediye başkanıyım. Bu bir siyasi çıkar meselesi olarak kullanmadık. Her yönetici arkadaşım burada.

“BANA AÇTIĞINIZ DAVALAR İŞE YARADI MI?”

-İçi boş gerekçelerle bana açtığınız davalar işe yaradı mı? İş yapmamızı engellemek için her gün icat ettiğiniz o bahaneler sizi veya partinizi büyüttü mü? Büyütmedi, vazgeçin. Size bir faydası yok. Zamnı geri sayamazsınız. Ülke meselelerine eğilin artık. Enflasyonla, yoksullukla mücadele edin. Emeklilere ve onların dertlerine eğilin. Hukukun üstünlüğüne dönün. Buradan tüm kurumları kayıtsız şartsız milli iradeye saygılı, demokrasiye ve hukuka bağlı olmaya davet ediyorum.

-Bu şehrin bütün sorunlarıyla ilgili 5 yılda bizden önceki 25 yıla bedel işler yaptık, daha fazlasını yapacağız. Belki 2019’da kazandığımızda bizim ‘geçici ve tesadüfen’ bu makama geldiğimizi düşünenler olmuştur. Ama 31 Mart 2024 akşamı tüm dünya gördü ki bizim anlayışımız kalıcıdır, kalıcı olmaya devam edecek.

-31 Mart seçimlerinde İstanbul ve Türkiye çapındaki başarımıza rağmen şunu söylememiz lazım; Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Ekonomik kriz, kontrol edilemeyen enflasyon, yaygın ve derin yoksulluk kendini her geçen gün daha fazla hissettiriyor. Hükümet 2023 mayıs seçimleri öncesi ne yazık ki ülkenin kaynaklarını seçimi kazanmak için harcamaktan geri durmadı. Bunun sayesinde seçimi az bir farkla kazandılar ama ülkemize büyük bir kötülük yaptılar. 2023 seçimlerine giderken vahşi seçim ekonomisi Türkiye’nin belki yıllarını çaldı. Pazar günü ise yurttaşlarımız artık ‘bu sorumsuzluğa son verin’ dedi. Bu çöküşün sorumlusu olanlar onun çözüm adresi olması konusunda da tabii ki ne kadar çaba gösterirler onu zamanla göreceğiz. Bu anlamda İstanbul ve Türkiye’de özellikle CHP’yi birinci parti hale getirerek bize yerel iktidarı teslim etti, omzumuza da çok büyük bir sorumluluk teslim etti.

HÜKÜMETE ÇAĞRI

Önümüzdeki 5 yıl boyunca ülkemizin yüzde 70’ine yakının CHP’li belediyeler tarafından yönetileceği bilinciyle, Türkiye ekonomisinin yüzde 85’inin bizim şehrilerimizde var olduğu bilinciyle bugün Türkiye’de gerçekten önemli bir sorumluluğun üzerimizde olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Bu anlamda bizim iktidarımız yerelden ulusala doğru giderken hep beraber çok güçlü ve doğru işleri yapmak zorundayız. Bu anlamda biz İstanbul olarak bu işin lokomotifi olmak zorunda olduğumuzu, örnek uygulamaları yapmak zorunda olduğumuzu da biliyoruz. Bu anlamda mutluyum çünkü, ekonomiden demokrasiye, altyapıdan çevreye kadar geleceğimizi iyileştirecek dönüşü olmayan bir yolun da içerisine girmiş olduk. Geçen beş yılda ne yaptıysak aslında bütün engellemelere rağmen, bir yandan pandemiyle bir yandan hükümeti yol açtığı krizlerle uğraşarak, birçok engellemelere hatta siyasi yasak davalarıyla uğraşarak yaptık. Bunların her birisi bize yoğun tecrübeler kattı bizi güçlendirdi. Daha güçlüyüz.

Buradan hükümete, yerel ve ulusal görevler konusunda iş bölümü, vatandaşımızı ilgilendiren tüm meselelerde iş birliği, dürüst ve adil rekabet öneriyorum. Birlikte çalışalım. Artık merkezi hükümetin engellemelerini ne ben ne halkımız kabul edemeyiz. İstanbul halkı bence sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan önünde bekleyen dosyaları imzalamasını ve belediyenin önündeki engellemelerin aşılmasını bekliyor.

Buradan sayın cumhurbaşkanına açık çağrıda bulunuyorum; projesini tamamladığımız, bütçesini bulduğumuz, ihaleye çıkmak üzere uzun zamandır sizden imza beklediğimiz Sefaköy-Beylikdüzü-TÜYAP raylı sistem hattına, metrobüs alımı talebimize, Kömürcüoda Akıt Yakma ve Enerji Üretim Tesisine bir an önce onay verin. Bu size puan kazandırır, puan kaybettirmez. Keza Hazine ve Maliye Bakanlığımızdan Ümraniye-Ataşehir-Göztepe, Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli, Kaynarca-Pendik-Tuzla ve 34 tramvay aracıyla ilgili onaylarımızı, yine metro aracı alım oynalarımızı vakit kaybetmeden vermesini bekliyoruz. Bu da size puan kazandırır. Onay verin ki projeleri hızla ihale edelim ya da hızla yapılan projelere takviye gelsin. Milletimize hizmet edecek firmaların kasasına para girecek. Ülkemize dışarıdan çok uzun vadeli kaynaklar gelecek. Bunlar yapınca 16 milyonun hizmetine sunacağımız işler oluyor.

Çok işimiz var lütfen artık bizi yavaşlatmaya çalışmayın. Görüyorsunuz yaramıyor, biz yavaşlamıyoruz daha fazla hızlanıyoruz ters tepiyor. Biz bu engellemeleri görünce hizmet için daha da hırslanıyoruz. Anladık bazen sadece seçimleri düşünüyorsunuz ama ben söyleyeyim biraz da kendinizi düşünün. Bu milletin gözünden daha fazla düşmek istemiyorsanız bizimle iş birliği yapın. O imzaları atın biz de işimize gücümüze bakalım.

Ben buradan açık ve net söylüyorum buradan da açık ilan ediyorum; ne zaman diler ve arzu ederseniz İstanbul’un geleceğini sayın cumhurbaşkanımız, sayın Recep Tayyip Erdoğan sizinle konuşmaya hazır bir Ekrem İmamoğlu var onu da ileteyim buradan. Sonra diyorlar ki randevu istedin mi istemedin mi. İstiyorum, tekrar istiyorum, yineliyorum bakalım ne olacak. Sandalye kırık olmasın yeter.

 

Mazbatasını alan İmamoğlu’ndan ‘Tuzla’ çıkışı: Verin arkadaşıma mazbatasını

Kaynak: TELE1