Haber

İmamoğlu 'su' sorununa dikkat çekip DSİ'ye tepki gösterdi: En büyük sıkıntımız Melen Barajı

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, günlük su tüketimi ve Anadolu yakasından Avrupa yakasına su aktarımı konusunda tarihi rekorlar kırılan bir dönemden geçildiğini belirtti. DSİ'nin sorumluluğundaki Melen Barajı'nın bitirilmemesine de tepki gösteren İmamoğlu, "Ne yazık ki artık cevap dahi alamıyoruz" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ'nin kentte yürüttüğü en büyük içme suyu projesi olan Kağıthane -Bahçelievler-Sefaköy İçme Suyu Tüneli’nde incelemelerde bulundu.

İmamoğlu “İSKİ, yatırım yapan bir kurum, sadece suyu dağıtan ya da dağıttığı suyun atık suyunu rehabilite edip, arıtıp, doğaya bırakan bir kurum değil. Şu iş bile, 10 milyar lirayı aşan bir yatırım ve inşallah önümüzdeki sene bitireceğiz. İSKİ, tarife konusunda koşullarını planlarken, İstanbul'un ihtiyaçları karşılığındaki yatırımları da yapabilecek bir tarifeyi organize etmek zorunda. Fatura konusunda şu anda birtakım polemiklere mevzu edilen süreçte, İSKİ'nin ne kadar hayati bir sorumluluğu yerine getirdiğinin unutulduğu bir dönemdeyiz. Ama vatandaşlarımıza biz bunu anlatıyoruz” dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ Kağıthane-Bahçelievler-Sefaköy İçme Suyu Tüneli’nde incelemelerde bulunup, yerin 50 metre altındaki şaft alanında çelik boru kaynağını gerçekleştirdi. Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen ve Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’nin eşlik ettiği İmamoğlu, kaynak işleminin öncesinde, Eyüpsultan Karadolap Mahallesi’ndeki şantiye alanında, İSKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa tarafından projeyle ilgili bilgilendirildi.

DR. BAŞA: TÜNELİN YÜZDE 97’SİNİ BİTİRDİK

Söz konusu projenin, İSKİ olarak İstanbul'da yürüttükleri en büyük içme suyu projesi olduğunun altını çizen Dr. Başa, özetle şu bilgileri paylaştı: "Projenin son durumu hakkında, bugün yine önemli bir merhale katediyoruz. Buna şahitlik etmek üzere toplandık. Malumunuz, özellikle Melen'den gelen suyu, biz, Cumhuriyet Arıtma Tesisi'ne getiriyoruz. Cumhuriyet Arıtma Tesisi’nde arıtılmış suyumuzu da biz, İSKİ'nin bahçesinde olan Kağıthane İçme Suyu Arıtma Tesislerimize getiriyoruz. Oradan da bu su, Avrupa Yakası'nın iç ve batı kesimlerine dağılıyor. Burası, Kağıthane'ye Melen'den gelen suyu daha fazla Avrupa yakasının içine göndermek üzere bir tünel projemiz, Avrupa Bölgesi İçme Suyu Tünel inşaatı başlatıldı. Bizden önce başlatıldı ama önemli ölçüde bizim zamanımızda hızlanmış bir proje. Kağıthane'den Sefaköy'e kadar, 20 bin 630 metrelik bir tünelden bahsediyorum. Bu tünelin beton çapı, 4000 milimetre. Yani 4 metrelik bir devasa bir tünel. Şu ana kadar, bu tünelin yüzde 97’sini bitirdik. Burada 357 metre civarında bir tünel inşaatımız kaldı. Zor kısmını aşmış olduk.”

“YERİN 50 METRE ALTINDA KAYNAK YAPTI”

İmamoğlu, Özmen ve Bahçetepe, Dr. Başa’nın bilgilendirme konuşmasının ardından, yerin 50 metre altındaki şaft alanına indi. Gerekli tüm iş güvenliği önlemlerini alarak çelik boruda kaynatma işlemini gerçekleştiren İmamoğlu, projeyle ilgili değerlendirmelerini de tünel içerisinde gerçekleştirdi. “İstanbul'umuzun içme suyu yolculuğu, gerçekten meşakkatli bir yolculuk” diyen İmamoğlu, “Ne yazık ki İstanbul, yüzyıllar boyu içme suyu yolculuğunu yaşamış bir şehir. Tarihin derinliklerinde daha küçücük bir şehir iken dahi, 100-150 kilometrelerden su taşınan bir başkent olmuş. Bugün geldiğimiz noktada da bu su yolculuğu devam ediyor. Bugün, neredeyse 250 kilometre mesafeden, Melen'den buraya akıtılan su, pompalanan su, İstanbul için çok hayati. Hep diyoruz; İstanbul çok iyi planlanmalı ve nüfus yükü, buradaki insanların yaşam koşullarının kalitesi olgunlaşırken, su gibi çok önemli rezervleri mutlaka iyi hesaplanması ve planlanması şart” dedi.

“GEÇEN YIL AVRUPA YAKASINDAKİ REZERVLERİMİZ İNANILMAZ KURAK GEÇTİ”

"Melen'den başlayan bu su yolculuğunun bir başka özelliği var” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

Malumunuz; İstanbul'un büyük bir kısmı, Avrupa yakasında yaşıyor ve neredeyse 3’te 2 su tüketimi de bu tarafta. Böylesi yoğun bir su tüketiminin olduğu bölgenin, tabii Anadolu yakasında yoğunlaşan hem su rezervleri olarak yoğunlaşan hem Melen'in katkısıyla gelen ilave su kapasitesinin Anadolu yakasından Avrupa yakasına aktarılmasıyla ilgili süreçler, İstanbul'umuzun tarihi boyunca hep bir yatırım alanı olmuş. Hatta yakın zamanda, bir kısım kullanılmayan, Boğaz altından geçiş hatlarını da toparlayarak ve ihya ederek, kullanıma açtık. Çünkü gerçekten tarihi rekorlar kırılan bir dönemin içerisindeyiz hem günlük su tüketimi hem de Anadolu yakasından Avrupa yakasına su aktarımı hususunda. Bu kapsamda, özellikle geçen yıl mesela Avrupa yakasındaki rezervlerimiz, inanılmaz kurak geçti ama Anadolu yakasında da tam tersi bir durum vardı. Ve bu geçişler, bizim kesintisiz su ihtiyacını karşılama konusunda da Avrupa yakasında bu tür yatırımlarımızın karşılığını bulduk. Ki şimdi özellikle suyun Melen'den buraya basılmasıyla ilgili süreçte, 700 bin metreküplük bir ek kapasiteyi devreye aldık.

“EN BÜYÜK SIKINTIMIZ MELEN BARAJI”

Tabii günün sonunda, Melen’de sıkıntımız, rezervin de olmaması. Yani orada suyu rezerve edemiyoruz, biriktiremiyoruz. Gelen anlık yağışlarla biriken suyu pompalayabiliyoruz. Bunun da sebebi, ne yazık ki artık cevap dahi alamadığımız ve süreç dahi planlamada zorlandığımız, Devlet Su İşleri tarafından yapılması gereken Melen Barajı meselesi. Bu hem bizim oradaki suyu rezerv etmemiz, depolamamızla birlikte, aynı zamanda enerji tasarrufunu da sağlayacak. Çünkü o baraj, aynı zamanda enerji üretecek. Tabii bu bizim talihsizliğimiz. Umarım bir an önce hem bakanlık hem Devlet Su İşleri sağlıklı bir süreç tarifler. Bir an önce ne zaman bitirileceği ve 1 milyar metre küpe yakın suyun rezerv edileceği, biriktirileceği baraj, ne zaman İstanbulluların yaşamında yer bulur? Bu, açıkçası bizim hayati meselemiz olan su meselemiz açısından, çok önemli bir konu.

“FATURA KONUSU GEÇTİĞİMİZ DÖNEM ÇOK SUİSTİMAL EDİLDİ”

Tünele gelirsek. 20 kilometreyi biraz aşan bir mesafede, yerin altında. 4 metre beton çapı var. Beton içi çelik çapı 3 metre. Çok iyi bir teknoloji burada hesap edilmiş ve kullanılmış. Projeyi başlangıcında devir almıştık. Fakat ne yazık ki İSKİ, yatırım yapan bir kurum. Sadece suyu dağıtan ya da dağıttığı suyun atık suyunu rehabilite edip, arıtıp, doğaya bırakan bir kurum değil. Şu iş bile, 10 milyar lirayı aşan bir yatırım ve inşallah önümüzdeki sene bitireceğiz. 4-4,5 senede, kendi öz kaynaklarıyla da bitirecek İSKİ. O bakımdan İSKİ, tarife konusunda koşullarını planlarken, İstanbul'un ihtiyaçları karşılığındaki yatırımları da yapabilecek bir tarifeyi organize etmek zorunda. Bu, iki kere iki, dört. Ama bu konu, geçtiğimiz dönem çok suistimal edildi. Ve neredeyse fatura konusunda şu anda birtakım polemiklere mevzu edilen süreçte, İSKİ'nin ne kadar hayati bir sorumluluğu yerine getirdiğinin unutulduğu bir dönemdeyiz. Ama vatandaşlarımıza biz bunu anlatıyoruz. Ve diyoruz ki; su, gerçekten çok zor bir mesele. İnsanlarımızın kesintisiz, bu suyu evlerinde görmesi şart, çağdaş ve yaşam kalitesinin en üst seviyede olması için bu kadim şehir İstanbul'da.

“BU YAPILARIN VARLIĞI, DEPREM AÇISINDAN DA ÇOK BÜYÜK NİMET”

Yüklenicimiz yerli. Çeliği üreten firma yerli. Buradaki teknolojiyi planlayan mühendisler, bizim insanımız. Dolayısıyla hem İSKİ'nin kadim deneyimleri hem yüklenici firmamız, üretici firmalar, prekastından çeliğine, az önce benim yaptığım kaynağın elektrotundan birçok hususa kadar, iş birliği içerisinde, kaliteli bir iş ortaya eee çıkıyor. Bu da bizi mutlu ediyor. Emeği geçen bütün yöneticilerimize, İSKİ’ye, Genel Müdürümüzden emekçisine, yüklenici firmamıza, bütün çalışma arkadaşlarına yürekten teşekkür ediyorum. Umut ederiz; bittiği tarihte de çok güzel bir açılışı yaparız. Allah utandırmasın, diyelim. Allah tamamına erdirsin. İnşallah kesintisiz suyu olan İstanbul'umuzu, kötü şehirleşmeden uzak, şehir kalitesiyle, şehirleşme kalitesiyle. Bir de bu yapıların varlığı, deprem açısından da çok büyük bir nimet. Yani bir deprem anında dahi, kesintisiz suyun, nitelikli ve güçlü bir biçimde, statik olarak iy hesaplanmış bir biçimde insanlarımıza erişimini de sağlıyor. Tüm bu yönleriyle, çok özel bir projede bulunmaktan, yerin tam 50 metre altında şu anda bulunmaktan mutluyum. İstanbullularımıza hayırlı uğurlu olsun.”