İmamoğlu: Seçmen siyaseti normalleşmeye zorlamıştır

Yayın tarihi: 8 Mayıs 2024 Çarşamba 3:18 pm - Güncelleme: 8 Mayıs 2024 Çarşamba 3:18 pm

Marmara Belediyeler Birliği (MBB) seçimi öncesi konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Seçmen siyaseti normalleştirmeye siyaseti kutuplaştırma değil bir araya gelme unsuru olarak sistemi olarak tanımlamayı hepimize göstermiştir. Net olarak hissettirmiştir ve hatta zorlamıştır” dedi.

Marmara Belediyeler Birliği Meclisi, 2024-2029 dönemi için başkanlık seçimini yaptı. MBB’nin yeni başkanı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey oldu.

İstanbul Beyoğlu’nda bir otelde düzenlenen MBB Meclis toplantısında, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı ve 2019-2024 Dönemi MBB Başkanı Tahir Büyükakın birer konuşma yaptı.

İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

-Belediyeler vatandaşların devletle kurduğu ilişkinin başlangıç noktasıdır. Kamu hizmetlerine ve kamusal haklara erişimin en etkili yoludur. Seçmen iradesinin demokratik yollarla kamu idaresine doğrudan yansıdığı yerler belediyelerdir. Dolayısıyla bir toplumda demokrasinin standardının ve kalitesinin en önemli göstergesi de yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimlerde nabız varsa demokrasi canlıdır. Bu nedenle vatandaşın her şeyden önce milletine ve devletin adaletine duyduğu güvenin en temel taşlarından biri olan belediyelerin iyi yönetilmesi gerçekten çok ama çok önemlidir. Bu kapsamda her birimiz ne kadar asil bir ve önemli bir sorumluluğa sahip olduğunuzun da altını çizmek gerekir. Toplumların demokrasi, kültürü ve tecrübesi geliştikçe belediye sayılarının arttığını, yetki alanlarının genişlediğini, finansal kaynaklarının çeşitlendiğini görüyoruz.  Buna karşın bir ülkenin demokrasi kalitesi düştükçe demokrasisi zayıfladıkça belediye sayıları azalıyor. Yetki alanları daralıyor. Finansal olarak merkezi yönetime bağımlılığı artıyor.

“MARMARA BÖLGESİ’NDE YER ALAN BELEDİYELER OLARAK ÇOK BÜYÜK SORUNLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

-Türkiye Belediyeler Birliği ve Bölge Belediyeler birlikleri yanında özellikle Sağlıklı Kentler Birliği, Boğaz Belediyeler Birliği, Tarihi Kentler Belediyeler Birliği gibi tematik birlikler belediyelerin ortak çalışmalarında bir arada olması, dayanışması, bu iş için önemli bir zemin olacaktır. Açık söyleyeyim, tam da bu noktada az önce bahsettiğim tüm prensipler ve gelişmeler doğrultusunda bu birliklerin önemi ve misyonu ortadadır. Tabii bu böyle bir misyonun hakkını verebilmek adına da belediyelerin hep birlikte siyasi parti ayrımı yapmaksızın siyasi baskılardan uzak, vatandaşın iyiliğinden başka muradı olmayan bir anlayış ile yönetilmesi şarttır. Marmara Bölgesi az önce de ifade ettiğim gibi Türkiye için çok önemlidir. Türkiye’nin batıdan doğuya açılan kapısıdır. Bölgede özellikle yaşam kalitesinde yaşanan gelişmeyi, doğuya doğru kaydırma, aktarma yeteneği bulunmaktadır. Bu yetenek Marmara Bölgesi’ni Türkiye’nin gelişimi açısından da oldukça önemli bir noktaya koymaktadır. Ancak ne yazık ki Marmara Bölgesi’nde yer alan belediyeler olarak bizler de çok büyük sorunlarla karşı karşıyayız.

Bunların başında bence artık hepimiz net bir tarif yapmakta olduğumuz ve beka sorunu diye tariflediğimiz deprem ve diğer doğal afetlere karşı dayanıklılık konusu gelmekte olduğunu hepimiz biliyoruz. Deprem ve doğal afetlerle mücadele bir milli güvenlik ve beka sorunudur. Özellikle İstanbul ve yakın çevresi için.  Bu meseleyi partiler üstü siyaset üstü bir sürece taşıyarak ayrımlar yapmadan bu anlayışla yönetmek hepimiz için elzemdir. Marmara Bölgesi’nde yaşayan halkın güvenliği için kentsel dayanıklılığın arttırılması, deprem risklerinin yönetimi ve afet riskinin azaltılması açısından uzun vadeli, sürdürülebilir çözümlerinin geliştirilmesi hepimizin tüm kamu yöneticilerinin boynunun borcu olduğunu hep birlikte bilmek zorundayız. Bu konuda Marmara Belediyeler Birliği kolaylaştırıcı ve destekleyici bir rol üstlenmeli ve doğal afet ve depremlere yönelik yapılan farklı eylem planlarındaki çelişkileri çok üst seviyede yapıcı bir anlayış ile ortaya çok güçlü önerileri geliştirmelidir.

KANAL İSTANBUL VURGUSU

-Ülkenin ulaşım ve lojistik ağlarının kümelendiği Marmara Bölgemizde hem kentsel, hem de bölgesel ulaşım sorunlarının çözülmesi kentsel ulaşım kalitesinin arttırılması anlamında da çok önemli işlerimizin olduğu nettir. Bunun yanında ulaşım altyapısını güçlendirilmesi, olası büyük deprem anında dayanıklığımızı arttıracaktır ve bu konu bu yönüyle Marmara Belediyeler Birliği çok önemli konularının birisidir. Burada çok öncü gündem birliği ve yaklaşım birliği ve aynı zamanda ortak akıl masal masalarının en üst seviyede kurulmasının şart olduğunu düşünüyorum. Umuyor ve diliyorum ki bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu büyük risk ve tehditlerin katılımcı süreçlerle gerçekleştirilen çok boyutlu değerlendirmelerin ve vatandaşlarımızın güçlü itirazlarının bir sonucu olarak meselesinin bilimsel ve teknik bir biçimde ele alınmasının şart olduğu Kanal İstanbul sürecinin de Marmara Belediyeler Birliği’nce bütün teknik ve altyapıyla ele alınarak sonucunun kamuoyu ile bağımsız ve özgün bir biçimde, tarafsız bir biçimde paylaşılması da önemli bir konudur.

“YENİ BİR SİYASİ DÖNEMİN İÇİNDE OLDUĞUMUZU HER BİRİMİZİN BİLMESİ ŞARTTIR”

-Tüm bu önemli sorunlar ve bunun gibi başka anlamlı konuları da bilimsel akılla, konuların uzmanlarıyla, uluslar ve uluslararası ulusal ve uluslararası katılımcı süreçlerle inceleyerek ele almakta hep birlikte temel prensiplerimiz olmalı. Bunun için tüm belediyelerin birlikler aracılığıyla verimli çalışma ve yaratıcı çözümler geliştirme konusunda teşvik etmeliyiz. Birbirimizi güçlendirmeliyiz. Daha yan yana olmalı, daha çok birlikte düşünmeliyiz. Bu nedenle Marmara Belediyeler Birliği’nin ana rollerinden birisinin Marmara Bölgesi’ne ilişkin sorunların çözümü için farkındalık yaratmak olduğunu düşünüyor ve bunu en üst seviyede destekliyorum. Bu farkındalığı güçlendirebilecek yeni bir siyasi dönemin de içinde olduğumuzu her birimizin bilmesi şarttır. Bu dönemin bence iki temel özelliği vardır. Birincisi özellikle seçmenler son seçimlerde merkezi ve yerel yönetimler arasında yeni bir denge oluşturmuştur. Bu dengenin vatandaşın hayrına bir iş birliğine dönüşmesini yürekten umuyorum ve diliyorum. İkincisi aynı zamanda seçmen siyaseti normalleştirmeye siyaseti kutuplaştırma değil bir araya gelme unsuru olarak sistemi olarak tanımlamayı hepimize göstermiştir. Net olarak hissettirmiştir ve hatta zorlamıştır. Bu konuda samimiyetin iş birliği alanlarının genişletilmesinin bize çok büyük fırsatlar sunacağını biliyor ve inanıyorum.

Tabii vatandaşlarımızın da bu sürede bizi sınayacağını, bizi takip edeceğini düşünüyorum. Bu konuda özellikle siyasal  iklimin yarattığı olumlu hava Marmara Belediyeler Birliği’nin yeni döneminde temel dayanaklardan birisi olmak zorunda. Birliğimizin ve karar mekanizmalarımızın özellikle hem kaynak dağıtımında adaletle yönetilen yapılar olması hem de iş birliği masalarının en güçlü şekilde kurulması da değerlidir. Böyle yaparsak ülkemizin bölgesel bazda yaşadığı eşitsizliklerin çözümüne de yoğun katkı sunacaktır. Ülkemizde var olan bütün iyi gelişmelerin, yakın coğrafyayı ve ülkeyi de çok pozitif etkilediğini hepimiz biliyoruz. Sözlerimi sonlandırmadan önce ifade etmek isterim ki 2019 sonrasında hep beraber süreci yönetirken zor koşullara rağmen pandemi, çevre, müsilaj gibi bütün krizlere rağmen belediyeler mazeret değil, çözüm ve maharet üretme yeri olduğunu hep beraber yaşadık. O bakımdan Marmara Bölgesi Belediyeleri olarak inşallah Türkiye’nin lokomotifi olacak güçlü bir çalışma sürecini hep beraber yaratır ve ortaya koyarız. Bundan da ülkemizin en üst seviyede faydalanmasını diliyorum. Tekrar geçmişten bugüne görev alan bütün başkanlarımızı minnetle anıyorum. Tahir Bey’e başarılı görev döneminden dolayı teşekkür ediyorum.

Erol Evgin İmamoğlu ziyaret etti

Kaynak: TELE1