İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Ekrem İmamoğlu, Bayrampaşa Belediyesi’nin düzenlediği, kreş ve sosyal tesisleri hizmete alan toplu açılış töreninde konuştu.
İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:
“Meselenin özü ne biliyor musunuz? İnsanlarımızın ihtiyaçlarını tespit etmek ve insanlarımızın ihtiyaçlarına hizmet üretmek. Yani vatandaşlarımıza ait olan kaynağı, yine vatandaşlarımızın ihtiyacı için harcamak. Çok kısa bir özet; milletin parasını millete harcamak, milletin parasını millete vermek. Özellikle bu dönem, her insanımızın daha çok dayanışmaya ihtiyaç duyduğu bu zaman diliminde, ekonomik krizin insanları ne yazık ki çok ciddi sıkıntılarla baş başa koyduğu bu dönemde, sosyal belediyecilik, dayanışmacı belediyecilik çok önemli bir noktada. Bu yönüyle ben iddia ediyorum ve inanıyorum ki, bu dönem ilçe belediyelerimiz sosyal belediyeciliğin, demokrat belediyeciliğin ve özellikle dayanışmacı belediyeciliğin en iyi örneklerini verecekler. Bu yönüyle, özellikle hangi partiden olduğuna bakmaksızın, hangi partiye oy verdiğine bakmaksızın, insanımıza ihtiyaçları doğrultusunda hizmet eden anlayışı ortaya koyduğu için, Hasan Başkanımıza da ayrıca teşekkür ediyorum”
"PARTİZANLIK BELASI"
Çocukların güzel işlerle, iyi insan olmanın yolculuğunda bilimle, teknikle, beceriyle ve özellikle hoşgörüyle, empatiyle, birbirini seven bir toplum olma yönünde bugünden yetişmeleriyle ilgili açılan eğitim adımlarının her birisi, dünyanın en önemli yatırımı gibidir. O mini minnacık çocuklarımıza verdiğimiz emeğin karşılığı, yıllar sonra 1’e 10, 1’e 20 bu ülkeye, bu memlekete, hatta dünyaya fayda olarak geri dönecek. O bakımdan biz, parti purti işine bakmayız hizmette. Bakmayacağız. Vatandaşımızdır esas olan, bizim insanımızdır. Allah aşkına, o kreşe gelen çocuğun annesi, babası hangi partidenmiş diye sorulur mu? Sorulmaz. Hep ne söyledik? Bu memleketin başında büyük bir partizanlık belası var. O partizanlık belasını, İstanbul'un üzerinden böyle silip attık, söküp attık. Şimdi bütün Türkiye'de söküp atacağız. Bu şehirde ve bu ülkede yaşayan herkes, bizim için birdir, eşittir, özgürdür. Aynı derecede hissedarız. Şu memleketin her karış toprağına, hepimiz canımızı feda ederiz. Şu memleketin bir milimetrekare toprağına her birimiz, bu toprakların tamamına eşit hissedarız. Şurada bulunan hiçbir hemşehrimden benim bir milim fazlalığım yok. Hepimiz eşitiz. Onun için eşit paylaşacağız bu memleketin nimetlerini. Seksen altı milyon eşit paylaşacak. 16 milyon eşit paylaşacak. Bunun başka bir yolu, yolculuğu yok.
"BENİM ŞEHRİMİN ÇOCUKLARI BENİM GÖZÜMDE EŞİT OLACAK"
Bu memlekette verdiğimiz mücadelenin tek sebebi, bu memleketteki eşitsizliği ortadan kaldırmak. Çocuklarımızı kaliteli eğitim alabilsin, herkes yeterli ve sağlıklı beslenebilsin, herkes iş bulabilsin, emeğiyle rahatça yaşayabilsin, herkes hayatını gönlünce, doya doya mutlu yaşasın. Bizim derdimiz de mücadelemiz de bu. Bu yoldan vazgeçmeyeceğiz. Günü kurtarmayacağız. Sorunları temelinden çözeceğiz. Milletin gözünü boyamayacağız. Eğitim, bir memleketin geleceğine dair oluşturacağı en önemli temeldir. Bizden önce İstanbul'da, Büyükşehir Belediyesi çatısı altında kreş sayısı sıfırdı. Şu an 104 kreşimiz var. 10 binin üzerinde öğrencimiz var. İddia ediyorum ki, İstanbul'un en konforlu, en özel, hani ücretli, en pahalı hizmet veren kreşlerinden dahi daha kaliteli kreş yapıyoruz. Niye biliyor musunuz? Benim şehrimin çocukları, benim gözümde eşit olacak. Her birisi olacak.
İşte bu bakış açısıyla yurt açıyoruz. Bir çocuğumuzu bile yatıracak yurdumuz yoktu. Şimdi 6 bin öğrencimiz var. Yenisi Şişli'nin tam merkezinde geliyor. Hem de adına, Ata’mızın annesi Zübeyde Hanım'ın ismini vereceğiz. Yenisi Kadıköy'de geliyor. Kadıköy’ün göbeğinde. İstanbul'da yurt açmaya devam ediyoruz. Burslar veriyoruz. 100 bin gencimize üniversite bursu veriyoruz. Ne kadardı? Sıfır. Ya da birkaç imtiyazlı tanıdığa, eşe, dosta iki, üç imtiyazlı eşe dosta hem de 50 bin, 100 bin dolar bursun dışında, burs yoktu. Biz, milletin evlatlarına burs vermekten onur duyuyoruz. Onun için, İstanbul genelinde daha önce 20 olan kütüphane sayısını, 52 tane daha açarak, 72 yaptık. Her biri bir derslik gibi. Onun için İstanbul'da ders atölyeleri açtık, daha kaliteli bir eğitim hazırlığı yapabilsinler diye.
"TOPLUMUN YÜZDE 80'İ EĞİTİMDEN ŞİKAYETÇİ"
Ortak akla, bilimsel zemine dayanan güçlü bir eğitim sistemine ihtiyacı vardır ülkemizin. Topluma soruyoruz, en çok şikayetçi oldukları şey, eğitim sistemi. Yüzde 80’e yakın toplum şikayetçi. Bu alana belediyeler olarak da dokunarak, aslında çözüm bulmanın ilk adımlarını atmış oluyoruz. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamazsan, o memlekette başka bir eşitlikten zaten bahsedemezsin. Eşitliğin başladığı yer, eğitimdeki fırsat eşitliğidir. Beni bugün dünyanın en güzel kentine Belediye Başkanı yapan, işte beni ta ilkokuldan itibaren fırsat eşitliğine kavuşturan, Atatürk cumhuriyetinin eğitim düzeni. Bu bakımdan, işte bütün bu fırsat eşitliğinin bugün hangi noktada hangi eksiği varsa, oraya koştuk; koşmaya devam edeceğiz. Okullarımıza destek oluyoruz. İlkokul öğrencilerimize, ‘Sen Oku Diye’ projemizle 300 bin çocuğumuza ödenek dağıtıyoruz. Aynı zamanda kırtasiye dağıtıyoruz. Anneler, çocuklarını kreşe götürebilsin, okul öncesi eğitimlerinde daha etkin olabilsin, çocuklarını kreşe teslim edebilip işe girebilsin, hayatlarını kolaylaştıralım diye, 0-4 yaş arası çocuklarımızın annelerine Anne Kart dağıttık. Biliyorsunuz değil mi? 700 bine yakın annenin annenin cebinde Anne Kart var.
Bunu, şunun için yapıyoruz: Bir şehirde anneler huzurluysa, çocuklar iyi yetişir. Biz, geleceğimiz için, o güzel annelerin evlatlarına iyi davranmaları, onlara daha güzel hizmetler verebilmeleri için hayatlarını kolaylaştırıyoruz. İşte tam da bu bakış açısıyla, kreşlerimizden başlayan eğitim hamlelerimizin bütün alanlara yaygınlaşması ve çocuklarımızın eğitimi kadar, annelerin istihdama katılması, hayatının kolaylaşması konusunda güçlü adımlar attık, atmaya devam ediyoruz. İşte o anlamda ben de bugün Bayrampaşa Belediye Başkanımızın bütün açılışlarını önemsiyorum ve alkışlıyorum. Belediye başkanlarımıza şunu söylüyorum: Belediye başkanımız çok çalışacak. Belediye başkanımızın işi gücü, vatandaşımıza hizmet olacak. Belediye başkanımız sokakta, caddede, pazarda olacak. Belediye başkanı makamında az duracak, sokakta çok gezecek. Parklarda gezecek. İnsan ayırt etmeyecek. Belediye başkanı eğer işini iyi yaparsa, Yaradan'ın huzurunda ifade edeyim ki, eminim ki, en değerli ibadet gibi bir ibadettir. Çünkü insana hizmet, Hakk'a hizmettir.”