İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı’nda bulunan TUSAŞ standını ziyaret etti. 

İmamoğlu burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Hain ve terör saldırısında, çok kıymetli evlatlarımızı kaybettiğimiz TUSAŞ saldırısından sonra, bugün, savunma sanayiyle ilgili önemli bir fuar olan İstanbul'daki bu fuarda, TUSAŞ standını ziyaret etmekteyim. Bu hain terör saldırısında kaybettiğimiz yurttaşlarımıza, o kıymetli evlatlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarının ve milletimizin, hepimizin başı sağ olsun. Ülke olarak, birlik ve beraberliğimizin korunması, hepimizin en büyük vatan borcudur. Bu anlamda hain terör saldırısının üstesinden gelme konusundaki en büyük gücümüz de o birlik ve beraberliğimizdir. Bu kapsamda bunu korumamız, büyütmemiz ve hep birlikte en yukarıya taşımamız belki de en büyük sorumluluğumuz. Bu dayanışma ve duygu ortaklığı, kesinlikle ve kesinlikle bu toprakların, devletimizin, Türk milletinin en büyük gücüdür. Bu gücü, her zaman muhafaza etmeliyiz.

“MİLLETÇE KENETLENEREK, TERÖRÜN AMACINA ULAŞMASINA ENGEL OLACAĞIZ”

Ulusal savunma sanayi denince; ülkemiz adına çok önemli bir fonksiyona sahip olduğunu elbette biliyoruz. Sonuçta ülkemizin güvenliğinin, bağımsızlığının teminatı olan bir sektörden bahsediyoruz. Açıkçası terörü lanetlemek, terörün üstesinden gelmek için birlikte mücadele etmek, terör odaklarını bu anlamda etkisiz hale getirme konusunda, savunma sanayinin üstün gayretlerini ve başarılarını da takdirle izliyoruz. Milletçe kenetlenerek, terörün bu amacına ulaşmasına kesinlikle ve kesinlikle engel olacağız ve birlikte, asla bu ülkenin hiçbir insanının terörle rahatsız edilmeyeceği bir süreci de insanlarımızla buluşturacağımızı yürekten inanıyorum.

ATATÜRK’ÜN SÖZÜNÜ HATIRLATTI

Tam da TUSAŞ'ın önündeyken, Atatürk, 100 yıl önce, ‘istikbal göklerdedir’ diyerek, aslında inanılmaz bir savunma sanayiyle ilgili Türkiye'nin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Türk milletinin önüne bir vizyon koymuştur. Bu kapsamda, tam da bu vizyonun yolculuğunda, Atatürk'ün bir sözünü hatırlatmak isterim. Nutuk'ta, ‘Tam bağımsızlık, bizim üzerimize aldığımız vazifenin temel ruhudur’ der. Tam bağımsız olabilmenin de elbet gerekleri vardır. Bu gerekleri noktasında, tam da önünde durduğumuz TUSAŞ gibi kurum ve kuruluşlarımızın gelişmesi ve bizim bağımsızlığımızın teminatı olma konusunda üstün gayretleriyle, büyük ve özellikli çalışmaları yapmasıdır. 

Bu çerçevede, TUSAŞ çalışanlarının, saldırıdan hemen sonra, çalışma arkadaşların kaybettikten hemen sonra dile getirdikleri, ‘Hainlere inat daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz’ ifadesi, her şeyin ötesinde durmaktadır. Tam da o milli birlik ve beraberlik ruhunun yansımasıdır. O evlatlarımızın o sesi, o yüreği, gerçekten beni, bütün insanlarımızı, bütün milletimizi duygulandırmaktadır ve aslında nasıl kenetlenmemiz gerektiğinin de net ifadesidir. Bu, kesinlikle milletimizin yüreğinden kopup gelen bir sestir. Ve o sesi ben, şu anda içimde hissediyorum. Eminim ki, bu milletin bütün evlatları bunu hissediyordur. Ancak tabii bu sesin hep birlikte hissedilmesi için de çaba göstermeliyiz. Kolay bir zaman diliminden geçmiyoruz. Müşterek bir mücadele ortamını sağlamak zorundayız. Birlikte düşünmek, birlikte konuşmak ve bu milli meseleler üzerinden yapılacak her türlü mücadeleyi birlikte vermek durumundayız. Asla bireysel tavırlar ya da bir siyasi malzeme gibi davranmamamız gereken bir dönemin içerisindeyiz. Tabii özellikle savunma sanayine yapılan bu saldırı, milletimize yapılmış bir saldırıdır. Onu da dile getirmek isterim.

“TUSAŞ GİBİ KURUM VE KURULAŞLARIN GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI ŞARTTIR”

Burada dile getirmem gereken bir başka konu da özellikle stratejik konuma sahip TUSAŞ ve bunun gibi kurum ve kuruluşların, çok daha titizlikle, çok daha dikkatle korunması, güvenliğinin sağlanması şarttır. Burada çalışan insanların, çok yakından tanıdıklarım, çok yakından bildiğim güzel ailelerin, güzel evlatlarının nasıl vatan sevgisiyle, millet sevgisiyle, hiçbir kişisel çıkarını önde tutmadan, menfaatin önünde tutmadan, bu mücadelenin bir parçasını olduğunu bildiğim insanlar, TUSAŞ ve bunun gibi kurum ve kuruluşlarımızda çalışmaktadır. Bu kapsamda, bu kurum ve kuruluşlarımızın daha özenle korunmasının, daha özenle ve daha dikkatli bir biçimde, steril hale getirilmiş alanlarda faaliyetlerini sürdürmelerinin sağlanması şarttır, diye düşünüyorum. Özellikle, millete ve ülkeye gösterdiği kadirşinaslıktan ötürü, çok yetenekli evlatlarımızın, özellikle gençlerin orada çalıştığını biliyorum. Onlara özel birtakım özel düzenlemelerin, özel koruma haklarının ve buna dönük çalışmaların yapılması da gerçekten milletimizin bekası ve ülkemizin geleceği açısından değerlidir.

Evet; ülke olarak zor bir coğrafyadayız. Jeopolitik olarak zor bir ortamdayız. Stratejik olarak ülkemizin önemi, her daim dünya açısından ve etrafımızda birçok coğrafi olarak komşuluk ettiğimiz ülkeler açısından önemli olmuştur. Ama biz, ülkemizin güzelliğinin farkındayız. Ve ülkemizin çok değerli bir toprağı, stratejik konumu olduğunun farkındayız. Bunun tek bir şartı var; çok çalışmak, çok daha ileri seviyede olmak. Ama eğitimde ama savunma sanayinde ama kültürde ama sanatta ama yaşamda daha güzel şehirlere sahip olmalıyız. Daha nitelikli, demokraside, barışta, huzurda, adalette, her konuda üstün seviyelere erişmek zorunda olan bir toplumuz. Yani bütün bunları bütüncül yapabildiğimiz takdirde, biz bu dünya güzeli toprakların, bu canım vatanın hakkını vermiş olabiliriz.

“CUMHURİYETİMİZİN ARTIK İKİNCİ YÜZYILINI KURTARMANIN VAKTİ GELDİĞİNİ BURADAN HERKESE SESLENİYORUM”

Ben, şahsen, önümüze bu şekilde bakmamız gerektiğini, bu motivasyonla iş birliği yapmamız gerektiğini, sıradan mevzularla, kötü kötü konularla ve gerçekten milletimize hiç yakışmayan birtakım yaşadığımız talihsiz olaylarla ülkemizin gündemini meşgul eden değil, terörden uzak, az önce bahsettiğim iyi bir devlet, iyi bir ülke, güçlü bir devlet ve milletimizin birlikte, her bireyinin kendisini çok değerli hissettiği bir vatan var etme konusunda da olağanüstü bir atılım dönemini, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ortaya koymak durumundayız. Cumhuriyet Bayramımıza iki gün kaldı. Tam da bu eksende, kendime başta olmak üzere, ülkenin bütün yöneticilerine sorumluluklarını hatırlatıyorum. Hep birlikte sorumluluklarımızı en üst seviyede düşünmemiz gerektiğini, günü kurtarmanın değil, Cumhuriyetimizin artık ikinci yüzyılını kurtarmanın vakti geldiğini, buradan herkese sesleniyorum. Ve mutlaka bunun gereğini yapmak gerektiğini de hatırlatıyorum. Tekrar milletimizin başı sağ olsun. Özellikle TUSAŞ çalışanlarına, hayatını kaybeden şehitlerimizin çalışma arkadaşlarına baş sağlığı diliyorum. Rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun.”

Kendilerini polis olarak tanıtan dolandırıcılar 6 milyonluk vurgu yaptı! 4 tutuklama Kendilerini polis olarak tanıtan dolandırıcılar 6 milyonluk vurgu yaptı! 4 tutuklama

Stantta sergilenen TUSAŞ üretimi T-625 Gökbey helikopterine binen İmamoğlu, yetkililerden, Türk ordusunun göz bebekleri İHA ve SİHA’ların üretim süreçleriyle ilgili bilgi aldı. İmamoğlu, fuarda bulunan diğer stantlara da katılımcıların yoğun ilgisi altında kısa ziyaretler gerçekleştirdi. 

Kaynak: HABER MERKEZİ