Haber

İmamoğlu: Bir ilçenin iradesini devralmak bunlar için malını mülkünü almak gibi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in evine baskın yapılmasıyla ilgili, "Sırf algı yaratmak için sabahın 6'sında evine baskın yaparak bir insanı gözaltına almanın nedir ahlakı? Yani bir ilçenin iradesini onlardan devralmak bunlar için sanki malını mülkünü almak gibi." dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Bursa ziyareti kapsamında Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileriyle buluştu. Hem İBB Başkanı hem Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olarak orada bulunduğunu belirten İmamoğlu, "Şehirlerin mevcut durumlarını dertlerini isteklerini anlayabilmek için her ziyaretimizi verimlilik esası içinde sağlıklı bir programa dönüştürmeye gayret ediyoruz" dedi.

İmamoğlu, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in evine baskın yapılmasıyla ilgili, "Sırf algı yaratmak için sabahın 6'sında evine baskın yaparak bir insanı gözaltına almanın nedir ahlakı? Gerekçesi nedir? Bunu kim izah edebilir? Yani bir ilçenin iradesini onlardan devralmak bunlar için sanki malını mülkünü almak gibi." ifadelerini kullandı.

İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

Huzurumuzu açıkçası bugünlerde kaçırdılar, kaçırmaya devam ediyorlar. Her gün bir başka krizle bu memleketi meşgul etmekten. Gerçekten bunun içinde krizin en ana noktası adalet krizi eşitlik krizi özgürlük krizi, saygıyı ortadan kaldıran krizler. Tabi bu anlamda bize görev düşüyor. Huzuru tesis etme görevi bize düşüyor. Eğer bunu tesis edersek her şeyi halledebiliriz ben böyle düşünüyorum. Türkiye'de hiçbir şey olmaz. 

Ben bölerek değil de birleştirerek icraat yapmak, refah yapmak gayretinde bir kardeşinizim. Memleketimizin birleşmeye inanılmaz derecede ihtiyacı var.  Dün hep birlikte Cumhuriyet Bayramı'nı kutladık. Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle minnetle anıyorum. İyi ki böyle bir liderimiz var , Türkiye'nin büyük bir şansı. 'Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi ve herkesin güvencesi' anlayışının bize emanet olduğunu unutmamalıyız.

Cumhuriyet sevdalıları isek, demokrasi sevdalıları isek sorumluluğumuz her zamankinden çok daha yukarıda. Siyasi anlayışımız itibariyle kurucu partinin bir üyesi olmak da bize bir ayrıcalık değil sorumluluk yüklemekte. Ben bu duyguyla karşınızdayım. 

'BİR İLÇENİN İRADESİNİ DEVRALMAK BUNLAR İÇİN MALINI MÜLKÜNÜ ALMAK GİBİ'

Ciddi bir çöküş içerisinde olduğumuz bir gerçek. Genel bir çürüme halidir bu ve bile isteye ısrar edilen yanlış politikaların yarattığı yoksulluk ve ciddi bir hukuksuzluk ile karşı karşıyayız. Bugün sabah 6'da anlamışız bir biçimde bakınız, İstanbul'un ve Türkiye'nin en büyük nüfusa sahip ilçesinin belediye başkanına, evinde uyuyan belediye başkanına, varsayalım bir dosyası var bir tebliğ yaparsınız davet edersiniz gelir değil mi? Sırf algı yaratmak için sabahın 6'sında evine baskın yaparak bir insanı gözaltına almanın nedir ahlakı? Gerekçesi nedir? Bunu kim izah edebilir? Yani bir ilçenin iradesini onlardan devralmak bunlar için sanki malını mülkünü almak gibi. Aynı şeyi İstanbul'da yaptılar. '13 bin oyla seçim alabileceğini mi zannediyorsun?' dediler. Yahu bir oyla bile alınır mı alınır demokrasi böyle bir şey. Beğenmedi 806 bin oldu, beğenmedi 1 milyon 100 bin oldu. 

Biz bu hukuksuzluklarla karşı karşıyayız ama yargının ve özellikle kurumların görevlerini yerine getirmesini şart olduğunu buradan hatırlatıyoruz. Bu tahribata ve usulsüzlüklerin, denetimsizliklerin önünü açan her ne varsa bunun acil önlenmesi şart. 

'GENCECİK ÖĞRETMENLER ATAMA SÜRECİNE İNANMIYORLAR'

Bugün başkanlarımızla birlikte yürürken 15-20 tane öğretmen, gencecik kadın öğretmenler, gencecik evlatlar ağlayarak bu ülkenin atama yapılması gereken öğretmenlerle ilgili sürecine inanmıyorlar. Bu ne kadar acı bir şey biliyor musunuz? Bir vatandaşın devletinin kurumu inanması öyle acı bir durum ki. Çok büyük bir travma. Onun için bundan kurtulmamız lazım. Bu çeteleşmenin önlenmesi şart.

'KUVVETLER AYRILIĞI MESELESİ HARAP EDİLDİ'

Kuvvet ayrılığı meselesi çok önemli, harap edildi. Büyük bir rejim var sorunu ülkemizin. Hukukun üstünlüğü ifade ettiğim gibi ortadan kalktı. Liyakat ilkesi az önce öğretmenleri anlattığım gibi tamamen terk edildi. Hemen her kurumda bu anlamda sorunlar yaşıyoruz. Eğer ekonomimiz yapboz tahtasına dönmesiydi, eğer demokrasiden uzaklaşmasaydık eğer Avrupa'ya sırtımızı dönmeseydik enflasyon altında ezilenleri konuşacağımız yerde bugün farklı bir güveni, zenginliği ülkemizde kesinlikle konuşuyor olabilirdik. Hak ettiğimiz bir refahı yaşıyor olabilirdik. 

Devlet bir partinin ya da bir siyasetçinin aklına teslim edilemez. Edilirse böyle olur. Bu kadar net." 

'100 YILDA NE KADAR BAŞARI EKSİKLİĞİMİZİN OLDUĞUNUN GÖSTERGESİ'

İmamoğlu konuşmanın ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Bir katılımcının sorusu üzerine kadına şiddet konusuna da değinen İmamoğlu, "Çok hassas konular. Bu konulara tek başına bir oturum yapmak tartışmak zorundayız. Bu mesele çok önemli bir mesele. Kadın haklarıyla ilgili cumhuriyete dair sözlerimin içerisinde bir cümle kullandım. Yani bir önder bu kadar erken vakitte bir ülkeye seçme seçilme hakkından tutun da bir çok hususta kadının toplum içindeki yeri hususunda atılan bu büyük adımların var olmasına rağmen bugün bunları hala konuşuyor olmak geçtiğimiz 100 yılda Atatürk'ten sonra ne kadar başarı eksikliğimizin olduğunun da bir göstergesi." dedi. İmamoğlu, kadınlara yapılan şiddetin karşısındayız Kadının eğitimi toplumdaki yeri çok önemli bunu yasalarla güçlendirmek lazım bizim iktidarımız da kadına şiddet konusunda çok büyük adımlar atılacak diye vurguladı.