Haber

İmamoğlu "Beni en çok üzen konulardan biri" diye anlattı: İnsanlar aldatılıyor

Görev süresi boyunca TRT'de bir kez bile isminin geçmediğini söyleyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Beni belki de en çok üzen konulardan biri bu. Bir insan size belki bir an için nefretle bakıyor ama sizi tanımıyor ki. Yani ona servis edilen kadar biliyor" diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, dikkat çeken bir açıklamalarda bulundu. Sözcü'den İpek Özbey'e konuşan İmamoğlu, TRT'ye sitem etti. İmamoğlu, AKP'li seçmenin kendisine bakışını, "AK Parti’ye oy vermiş insanların bakışlarını duygusal olarak çok irdeliyorum. Hak etmediğim bakışlara maruz kaldığımı da görüyorum. Bugünün medyası ve iletişim kanallarının tümden iktidara bağımlı hale gelmesiyle inanılmaz bir önyargı oluştu. Düşünün ki İpek Hanım, beş yıldır dünyanın en önemli şehrinin belediye başkanının bizim vergilerimizle yayın hayatını yürüten TRT’de ismi geçirilmiyor" sözleriyle anlattı.

"İNSAN BİR AN İÇİN NEFRETLE BAKIYOR AMA SİZİ TANIMIYOR"

İsminin TRT'de hiç geçmediğini ifade eden İmamoğlu, "Diyelim bir spor programı var. Orada Ekrem İmamoğlu'nun ilişkisinin olduğu, atıyorum İstanbul Büyükşehir Belediyesi spor kulübünün ismi geçecek. Bunun nasıl geçeceğinin talimatının verildiğini görebiliyorsunuz. Bu ortamda insanların kötü etkilenmeleri kadar doğal bir şey yok. Beni belki de en çok üzen konulardan biri bu. Bir insan size belki bir an için nefretle bakıyor ama sizi tanımıyor ki. Yani ona servis edilen kadar biliyor. Talimatla aynı manşetleri basan ya da aynı haberleri slogan gibi veren gazete ya da televizyonlardan bahsediyorum. Onların da etkisiyle aldatılan insanlarımız var. Net söylüyorum, insanlar aldatılıyor" diye konuştu. İmamoğlu'na sorular sorular ve dikkat çeken yanıtlarından bazıları ise şöyle: -İstanbul'da ilçe adaylarına siz mi karar veriyorsunuz? Böyle bir şey mümkün mü? Bakınız ben ortak akıl, ortak masa çalışma kültürünü çok yoğun yaşayan ve yaşatan bir insanım.

'İMAMOĞLU'NA YAKINSA ADAY OLABİLİR DİYE BİR ŞEY YOK'

- ‘Ekrem İmamoğlu'na yakınsa aday olabilir’ diye bir şey yok, öyle mi? Yok tabii. 39 ilçenin 39'unda da hakkı, hukuku ve temsiliyeti, kabiliyeti, profil araştırmalarını yaptık ve insanlar neyi temsil etmeli, toplum neyi bekliyor, nasıl bir anlayışı bekliyor? Az önce hemşehrilikten bahsettik. Mesela hemşehrilik duygusu eskisi kadar yoğun değil artık. Şehirli olma bilinci İstanbul'da büyüyor. https://tele1.com.tr/imamoglundan-kisiklida-yerel-secim-mesaji-erdogan-da-mutlu-olacak-990654/

BEYAZ GÖMLEĞİN HİKAYESİ

- 2019’da seçmenin karşısına geçtiğinizde ceketinizi çıkardınız, beyaz gömleğin kollarını sıvadınız ve bu, alanda büyük bir coşkuyla karşılandı. Sonrasında ne zaman o ceketi çıkarıp, gömleğin kollarını sıvasanız bir mesaj olarak algılandı… İlk o güne gidelim. Tabii zor bir gündü. 6 Mayıs’ta seçimler iptal edildi. İnsan hatırlamak bile istemiyor. Haberi Sultanbeyli’de bir iftarda almıştım. Arabaya biner bilmez Sayın Genel Başkan'ı aramış ve mutlaka vatandaşımızla buluşmamız gerektiğini paylaşmıştım. Hızla Sultanbeyli’den hareket ettik, duyurumuzu yaptık. İnsanlarımızı Beylikdüzü'ne çağırdık ve meydana çıktık. Tabii meydan kalabalık, insanlar çok hararetli. Bir yandan öfke, bir yandan coşku. Sözlerimize başladık. Bir hazırlık, bir metin yok. Gönlümüzden geçeni dillendirdik, duygularımızla konuştuk. O sıcaklık, o coşku bir anda ceketimi, kravatımı çıkarmamı gerektirdi ve bir simgeye dönüştü. O hareketle halkın coşkusu arttı. Alkış, ıslık, belki de dünya siyasi tarihine geçen bir olay yaşadık. Ondan sonra kravatı çıkartmak ve kolları sıvamak refleksi gelişti. - İlk önce doğaçlamaydı ama sonrasında yinelediğiniz bu hareketin sizin için de bir mesajı vardı, değil mi? Doğru. Benim için de bir mesaj, çünkü açıkçası demokrasi ve hukuku dilinden düşürmeyenler bizi büyük bir haksızlıkla karşı karşıya koydular. İşte biz de o gün orada o kararlılığı gösterdik. Toplum bizden kollarımızı sıvamamızı istiyor. Tabii umut ederim bir daha ceketi aynı sebeple çıkarıp kolları sıvamak zorunda kalmayız ülkemizde.

"İCAT OLUNMAMIŞ MÜDAHALELERLE KARŞILAŞTIK"

- Aslında bu simge davranış üzerinden Ekrem İmamoğlu'nun siyasi hayatını da okumak gerekiyor. Kolları sıvadığınız andan itibaren sırf bir belediye başkanı olarak anılmıyordunuz. Toplum size farklı bir de misyon biçti. Siz istediniz, istemediniz, onu söylemiyorum, ama toplum bunu kafasında böyle kurguladı. Dolayısıyla da o kollar sıvandıktan sonra ‘Tayyip Erdoğan'ı yenen kişi’ olarak sizi onun rakibi olarak benimsedi. Kimi de eleştirdi. “Belediye başkanı olarak seçtik ama siyaset yapıyor, hedefi yukarı koydu” dedi. İpek Hanım, geçtiğimiz beş yıl içinde belki dönem dönem yaratılmak istenen bir atmosfer, bir ortam bu. Yani Ekrem İmamoğlu'nun kişiliği ve tavırları üzerinden bir okuma gibi tarifleyebilirim. Kimdir Ekrem İmamoğlu? 16 milyon İstanbullunun belediye başkanı. Ve oturacak, hiç sesini çıkartmayacak, hiç yorum yapmayacak, haksızlığa cevap vermeyecek, öyle mi? İcat olunmamış müdahalelerle karşılaştık. Elimizden mülkümüz alındı, yetkimiz alındı. Paramız verilmedi ya da paramıza el konuldu; olmayacak işler yaşadık. Şimdi bunlara karşı direnç göstermek, hak yemeyen bir insan olarak hakkını da yedirmeme derinliğini, felsefesini toplumun önünde sergilemek gerekmiyor mu? Adı ister Sayın Cumhurbaşkanı, ister bir başkası olsun haksızlık yapıyorsa hukuki çerçevede ona cevabını vermek, bundan geri durmamak gerekiyordu. Yani şunu yapamazdım: Susalım, konuşmayalım, eyvallah diyelim. Ben 16 milyon insanın büyük bir çabasıyla seçildim ve o ikinci tura giderek beni seçen insanlar büyük bir sorumluluk da yükledi. Bu büyük oranda şehirle ilgiliydi, elbette her konuya müdahil değilim. Ama şehri de ucundan ya da köşesinden ilgilendiren bir hususta haksızlık varsa bunun karşısında dik duracaksın dedi bana. Ben de bunu yaptım.

"HİÇBİR ZAMAN BİR YERE TALİP OLDUĞUMU SÖYLEMEDİM"

- Hep bir cumhurbaşkanlığı misyonu yükledi aslında. Bu bahsettiğiniz biçimde bir yere talip olduğumu söylemedim. Hiçbir zaman benim böyle bir siyasi yolculuğum var demedim. - Halk mı yükledi? Bu böyle bir süreçtir. Bunu engelleyemezsiniz de. Kaldı ki dönem dönem tersine açıklamalarım da var. Ekrem İmamoğlu'nu farklı konumlara koyarak, kimisi darbe vurmak, kimisi belki altını boşaltmak için, kimisi iyi niyetle, arzusu beklentisi olduğu için dillendirince mesele başka yerlere evrildi. Zorlandığımız anlar oldu ama hiçbir zaman “Ben şu olacağım” demedim. Beylikdüzü'nde de demedim, İstanbul'a gelirken de demedim, şu anda da demiyorum. Şu anda bir hedefimiz var, o da İstanbul'a kaybedilen yıllarını kazandırmak ve bir an önce hak ettiği seviyeye getirmek. Muazzam fırsatları olan bir şehrimiz var ama geri dönülemez hatalarla çok kötülük yapıldı, kendi ifadeleriyle ihanet ettiler İstanbul'a. Çıktığımız yolculuk, bunları ortadan kaldıran bir süreci İstanbul'a kazandırmak yolculuğudur.