İller Bankası 22 adet taşınmazı daha satıyor!

Yayın tarihi: 13 Temmuz 2020 Pazartesi 4:07 pm - Güncelleme: 13 Temmuz 2020 Pazartesi 4:10 pm

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, İller Bankası’nın Ankara, İstanbul, Samsun ve Van illerinde bulunan toplam 22 adet taşınmazı 17 Temmuz günü açık arttırma usulüyle satacağını açıkladı. HKMO Ankara Şubesi tarafından yapılan açıklamada “Ekonomik krizin çözüm yolu halkın parsellerinin satışı ile çözülemeyecektir” denilerek karara tepki gösterildi.

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) Ankara Şubesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bağlı kuruluşu İller Bankası (İLBANK)’nın Ankara, İstanbul, Samsun ve Van illerinde bulunan toplam 22 adet taşınmazı 17 Temmuz günü açık arttırma usulü ile satışa çıkaracağını açıklaması üzerine, “Ekonomik krizin çözüm yolu halkın parsellerinin satışı ile çözülemeyecektir” diyerek satış kararlarına itiraz etti.

HKMO Ankara Şubesi’nden yapılan açıklamada, “Çok yüksek değerlere sahip bu taşınmazların ne amaçla satışa çıkarıldığı açıklanmamıştır” denilerek “Ankara’da satışa çıkarılan iki parsel ise Orman Çiftliği Mahallesi sınırlarında kalmaktadır. Arazi, ‘konut alanı ile ticaret+konut’ alanı şeklinde imar durumunda bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi.

SATIŞA ÇIKARILAN BEŞ ARAZİ ANKARA’DA

Açıklamada, “Muhammen bedeli toplam 641 milyon 700 bin TL ve toplam yüzölçümü 181 bin 60 metrekare olan 22 parselin 5 tanesi başkentimizde bulunmaktadır. Lodumu Mahallesinde bulunan 28589 ada 1 parsel imar durumu konut alanı olarak, aynı mahallede bulunan 28795 ada 1 parsel imar durumu ticaret+konut alanı olarak, 28164 ada 9 parsel ise akaryakıt tesis alanı olarak satışa çıkmıştır” denildi.

HALKIN PARSELLERİ SATILIK DEĞİLDİR

“HKMO Ankara Şubesi olarak; son dönemde katlanarak artan ve kamu kaynakları idaresi konusunda alışkanlık haline getirilmeye çalışılan bu yöntemin sonuna kadar karşısında mücadele edeceğimizi bir kez daha belirtiriz. Halkın parselleri satılık değildir” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Daha önceki çalışmalarımızda da belirttiğimiz üzere; özkaynaklarını daha da güçlendirip halka hizmet etmek amacıyla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, ülkenin raydan çıkmış ekonomisini bir nebze rahatlatmak için yine halka ait olan taşınmazları satmanın bir çözüm yolu olacağına inanmaktadırlar. Ancak hayalden bir adım dahi öteye gidemeyecek bu anlayışın kısa vadede kanayan bir yarayı rahatlatacağı düşünülse de uzun vadede üretim ekonomisinden kopmuş bir toplumun hiçbir derdine çare olmayacak, hatta ve hatta kamunun elinden çıkarılan her kaynak her geçen gün bu krizi daha da derinleştirecektir. Krizin faturasını halka ve onun taşınmazlarına yüklemek bilinç dışı bir hareket olmaktan öteye gidememektedir.”