İlhan Cihaner: Türkiye’de fiili bir apartheid rejimi söz konusu

Yayın tarihi: 10 Eylül 2020 Perşembe 11:42 am - Güncelleme: 10 Eylül 2020 Perşembe 12:07 pm

Eski CHP Milletvekili ve CHP içindeki ‘Gelecek İçin Biz’ grubunun temsilcilerinden İlhan Cihaner, Kürt seçmenin seçme seçilme hakkının elinden alındığını belirterek, Türkiye’de fiili bir apartheid rejiminin söz konusu olduğunu söyledi.

CHP içindeki ‘Gelecek İçin Biz’ grubunun temsilcilerinden İlhan Cihaner, CHP dâhil muhalefetin ‘müdahale edici’ ve sonuç alıcı bir siyasi pratiği hayata geçirmek zorunda olduğunu belirterek, partisinin şu an raporlama, önerme, ortak akla çağırma, soru önergesi ve sosyal medya faaliyetinde ısrar ettiğini savundu.

Yeni Yaşam’dan Ender Öndeş’e konuşan Cihaner, Kürt seçmenin seçme seçilme hakkının elinden alındığı fiili bir apartheid rejiminin söz konusu olduğunu söyleyerek, partisinin ’89 Kürt Raporu’ nostaljisinde kaldığını ve bu konuda ciddi bir güncellemeye ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.

‘KUŞAKLAR KAYBOLUYOR, İNSANLAR CEZAEVİNDE’

Cihaner, “Bunları dert edinmeyip ‘komisyona havale’ etmek Kürt sorununun da maliyetini arttırıyor. Kuşaklar kayboluyor, insanlar cezaevlerinde unutulmuş durumda. Kaldı ki çözüm yeri olarak TBMM’yi göstermek sadece bir yöntemi tarif ediyor. Çözümün maddi içeriğine dair bir şey ima etmiyor. İktidarın savaş tezkerelerine verilen destek gözetildiğinde iş daha karışıyor. Benzer sorunlara dönük olarak HDP’nin de müdahale edici bir çizgide olduğunu söylemek zor” dedi.

‘İKTİDARI DEMOKRATİK DAVRANMAYA MECBUR ETMELİYDİK’

“Yerel seçimler öncesi Erdoğan’ın kayyum politikasına aynen devam edeceğini açıkladığında CHP’nin seçimlerin boykotu pahasına iktidarı demokratik davranmaya mecbur etmeye çalışması gerektiğini” söylediğini hatırlatan Cihaner, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Arkasından KHK tartışmalarıyla bazı belediyelerde yüzde 60’larda oy alana değil ikinci sıradaki AKP’li adaya mazbata verildi. İstanbul seçimi iptal edildi, tekrar seçime razı olundu. Uydurma gerekçelerle milletvekillikleri düşürüldü, tutuklandı. Özetle seçme seçilme hakkı ortadan kaldırılmış durumda. Ama yıllardır şiddetten yılmış seçmenin zaten zombi olmuş bu iktidardan kurtulmak için en doğru tercihi yapacağına inanıyorum. Benim naçizane önerim yeni bir siyasallaşma. Eskinin aktör ve politikalarının acımasızca eleştiriye tabi tutulduğu ve varılan sonuçla uyumlu pratiğin inşa edildiği, bunun da tüm ülke gençliği ile beraber yürütüldüğü bir süreç.

Dokunulmazlıklar, savaş tezkereleri ve Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı… Hepsine karşı çıktık. Ama bir şey söyleyeyim HDP siyasi elitleri de bu tercihlerden çok rahatsız görünmüyor! İşte Abdullah Gül adaylığı. Hepimiz biliyoruz ki bu adaylaşmaya HDP de ikna olmuştu. Ya da haklarını yemeyeyim, rahatsızlıkları ile uyumlu bir pratik izlemiyorlar!”

CHP’NİN ‘İKTİDAR MANİFESTOSU’ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ

CHP kurultayında iktidar manifestosyuna da değinen Cihaner, “Öncelikle bu belge CHP’nin önceki tarihi önemdeki belgeleri gibi kurultay sürecinde, örgütlerde ve PM’de tartışılan, Kurultay’da olgunlaşan bir belge değil. Eklektik ve iktidar perspektifi oluşturmaktan yoksun görünüyor” yorumunu yaparak, şunları söyledi:

“Öncelikle temel meselelerle ilgili olarak içerikten daha çok ‘yöntem’ öneriliyor. Örneğin ‘Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’ kurulacağı belirtiliyor. Ama bu teşkilatın Ortadoğu’daki bin yıllık sorunları, emperyalist işgali, enerji ve su kavgalarını, bunlarla iç içe geçmiş Kürt sorununu, IŞİD ve terör sorununu hangi yaklaşımla çözeceği belirsiz.

Ayrıca tutarlılık da gerekir. Örneğin ‘milletin vekilini millet seçecek’ iddiası varsa iki yıl önce ön seçimi kaldırıp milletvekillerini tek başına belirlememiş olmanız gerek. Ya da ‘kadın temsiliyetinin arttırılması’ iddiası varsa bunun için siyasi parti yasasını, hatta tüzüğünüzü değiştirmeye gerek yok. Tüm vekiller merkezden belirlendiği için siz de eşit temsile göre belirlersiniz. İşte burada tutarlılık sorunu var.

Ama bu metnin öncesi ve sonrası var. Bu metin ve öncesinde Cumhuriyet’te yayınlanan iki makale yer yer sol/kamucu tınılar taşısa da asıl belirleyici olan, bence sayın genel başkanımızın çok sık yaptığı ‘sağ ve sol kalmadı’ açıklaması ve öteden beri laikliği siyasetten sürgün etmiş olması. Aynı söyleşide partinin ‘sağa kaymadığını’ savunup sonra ‘sağ sol kalmadı’ tespitini yapmak zaten yeterince çelişkili bir durum. Ama çok açık ki kurulu düzenin siyasi yelpazede bir adı var! O devam edeceğine göre yok varsayılanın ne olduğunu siz söyleyin! Ve şu çözümün kimlerle yürütüleceği meselesi. Yani ‘dostlar’ kimdir bunlar bilinmeden tüm metin havadadır bence.”

SÖYLEŞİNİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN 

APARTHEİD NE DEMEK?

Apartheid, Afrika’nın güneyinde bulunan Güney Afrika Cumhuriyeti ile bu devlete bağlı Güneybatı Afrika’da 1948 – 1994 yılları arasında resmî devlet politikası olarak iktidarda bulunan Ulusal Parti hükûmeti tarafından uygulanan ve bu doğrultuda yasalar çıkartarak ırksal ayrımcılığı savunan sistemdir.