Tarihçi İlber Ortaylı, muhalefetin lider seçiminde doğuştan öncü karakteri tespit edemediğini belirterek, "Denenmiş liderleri deneme ve sürekli öne sürme dönemi bitmelidir" dedi.
AKP iktidarı, 21 yıllık döneminin ardından bir kez daha seçimi kazandı. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Anayasa göre adaylığı tartışmalı olsa da seçimin ikinci turunda yüzde 52 oy aldı. Prof. Dr. İlber Ortaylı, Hürriyet gazetesindeki köşesinde AKP iktidarının geçmişten bugüne gelen örgütlemesi ile seçimleri nasıl kazandığına dikkat çekti. Özellikle, fakir mahallelerdeki örgütlenmeleri ile AKP'nin doğuşuna işaret eden Ortaylı, "Besbelli ki Türkiye’de muhalefet, lider adayında ön şart olan karizmatik; yani doğuştan öncü karakteri tespit edemiyor. Türkiye demokrasisinin bu yönü gittikçe de zayıflıyor. Bugün Türkiye, liderlerini tespit etmekte 1950, 1960 ve 1970’lerin seçmeninden çok daha becerisiz ve atıldır" dedi.
https://tele1.com.tr/ilber-ortaylidan-23-nisan-yazisi-bir-asir-sonra-tbmmnin-bu-ruhi-yapisini-ozluyoruz-829927/
Ortaylı, Suriyeli sığınmacıların Türkiye nüfusuna ilavesinin katılmasına tepki göstererek de, "Maalesef Suriyeli göçmenlerin verecekleri rey bize daha az gösterildi" ifadelerini kullandı.
Ortaylı'nın yazısında öne çıkanlar şöyle:
"Geleceğin Türkiye’si bugünkü strüktürünü değiştirmek zorundadır. Denenmiş liderleri deneme ve sürekli öne sürme dönemi bitmelidir. Bu anlaşılıyor. En çok önümüzdeki belediye seçimlerinden sonra bu yapının düzenlenmesine geçileceğine ümit ediliyor. Toplumun dikkat edeceği ikinci bir husus; anket şirketlerinin tavrıdır. Her yerde bu alanda sapmalar ve yanlış tespitler söz konusu olduğu malum ama bizdeki sapmaların rekor teşkil ettiği açık. Artık bir zikzak halindeler. Dışarıdaki Türk vatandaşlarının (ki önemli bir kısmı çifte vatandaştır) seçimlere katılma sorununu tekrar ele almamız lazım. Şurası bir gerçek; buradaki seçmenin yaşadıkları ve gördüklerini yaşamıyorlar ve de görmeye niyetleri yok.
https://tele1.com.tr/ilber-ortaylidan-satilik-vatandaslik-tepkisi-buyuk-rezalet-849763/
Diğer mesele de maalesef Suriyeli göçmenlerin verecekleri rey bize daha az gösterildi. Neredeyse iki misli düzeyde seçime katıldıklarından söz ediliyor. Türkiye gibi bir ülkenin nüfusunun neredeyse 1/20’i kadar bir ilaveyi kabul etmesi mümkün değildir. Gelecekte kaynaşma, iktisadi, kültürel senteze dönüşmek şöyle dursun; iç kavgalara, irridantist özlemlere, partileşmeye ve siyasi taleplere dönüşür. Otokton ve otantik; yani yerleşik ve özgün olmayan bir toplumun 21. yüzyılda herhangi bir memlekette söz sahibi olması hiçbir yerde mümkün değildir.
Toplumla bütünleşme yeteneğine sahip göçmen gruplarının kimler olduğu bellidir. Türkiye bu grupların göçüne yardım etmelidir. Çünkü kuruyan ziraatımız, mahvolan hayvancılığımız bu gelen işgücüne de ihtiyaç duyuyor. Gelenler içinde nitelikçe iskân ve vatandaşlık kanununun ruhu buna müsaittir. Suriyelilerin varlığı bir tarihi kazadır. Bunların burada kalmasına müsaade edilmesi mümkün değildir çünkü bu sorun hiçbir zaman çözülemeyecek. Türkiye bu kadar ıssız ve imkânlı bir ülke değil. Siyaset üzerinden sosyal mühendislik yapamazsınız. Geleceğin Türkiye’sini sizin temennileriniz ve arzularınız doğrultusunda karşılamanız ve kurmanız mümkün değildir. Toplum mühendislik alanı değildir; ona yön vermek geniş bir toplumsal uyumu ve zamanı gerektiren bir olgudur"
Ortaylı'nın yazısının tamamını okumak için tıklayın.