Haber

İlahiyatçı Cemil Kılıç'ın ertelenen hapis cezasına MEB itiraz etti

İlahiyatçı ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Cemil Kılıç’ın sosyal medya paylaşımına dava açan MEB, mahkemenin 6 ay 15 gün hapis cezasını ertelemesine itiraz etti. Bakanlık, “Hükmün açıklanması geri bırakılamaz” diyerek, öğretmenin cezaevine atılmasını istedi.

Atatürkçü, Cumhuriyetçi, laik kimliğiyle tanınan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni ve İlahiyatçı Yazar Cemil Kılıç hakkında Milli Eğitim Bakanlığı, sosyal medya paylaşımları nedeniyle İstanbul Gaziosmanpaşa 18. Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açmıştı.

MAHKEME ERTELEDİ

Sözcü'den Sultan Uçar'ın haberine göre, Kararını veren mahkeme Kılıç'ı, “Bir ilahiyatçı olarak yazıyorum ki, tarih Türkiye'deki İslamcılar kadar hırsız, düzenbaz, yalancı ve cahil bir topluluk görmedi. İslamcılar Hz. Muhammed öncesi cahiliye devrinin temsilcileri gibiler. İslamcı sapkınlığa karşı çare devrimci Muhammed-i Müslümanlıktır!” sözleri için 15 gün, “Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed, ‘Din, güzel ahlaktır' diyor. Lakin gel gör ki dincilerin çoğu ahlaksız!” cümlesi için de 6 ay olmak üzere toplam 6 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. https://tele1.com.tr/ilahiyatci-cemil-kilictan-diyanet-isleri-baskani-erbasa-yalan-soyluyor-yalanla-iman-bir-arada-olmaz-293824/ Mahkeme, 6 ay 15 gün hapis cezası verse de hükmün açıklanmasını geri bıraktığı için ceza infaz edilmedi. “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı uygulanamaz” diyen MEB, 11 Kasım 2021'de Gaziosmanpaşa Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi ve Gaziosmanpaşa 18. Asliye Ceza Mahkemesi'ne başvurarak, karara itiraz etti. Kılıç'ın, “Halkın bir kesimini alenen aşağıladığını” ileri süren Bakanlık, hapis cezasının infazını istedi. Şimdi MEB'in itirazı kabul edilirse, Öğretmen Kılıç cezaevine girebilir.

NE DİNCİ! NE İSLAMCI!

Kılıç mahkemede, “Laik bir devlette ‘dincilik' ve ‘İslamcılık' eleştirisi suç olamaz. Dincilikle ilgili İstanbul'daki İngiliz Başkonsolosluğu'nu bombalama olayında saldırıyı Erdoğan da, ‘Dinci terör' olarak nitelendirdi. Temel Karamollaoğlu da, ‘Biz İslamcı değil Müslümanız. Çünkü, İslamcılar her türlü kılığa girer' demişti” diyerek, savunma yaptı.

ATATÜRKÇÜ DİN ÖĞRETMENİNE TRAJİKOMİK SORUŞTURMALAR

MEB'in Cemil Kılıç'a açtığı onlarca inceleme ve soruşturmadan bazıları şöyle: Aleviliği derste anlattığı için ‘Müfredat dışına çıktın' soruşturması açıldı. MEB de daha sonra Aleviliği ders kitaplarına alınca, Kılıç suçsuz bulundu. Tarikat karşıtlığı nedeniyle, “Din alimlerini önemsemiyor musun?” soruşturması açıldı. Anayasa'da tarikatların kapalı olması gerektiği için ceza verilemedi. Öğrencilere din dersinde sözlüden 100 verdiği için ‘Dini önemsemiyor' diye inceleme açılsa da “Tanrı ile kul arasında olması gereken dinden not verilemez” dedi. Ceza almadı. ‘Başörtülü öğrencilerin sözlüde notunu kırıyor' soruşturmasında, başörtülü öğrencilerin tamamının sözlüden 100 aldığı tespit edildi. https://tele1.com.tr/ilahiyatci-cemil-kilica-hapis-cezasi-405673/

TÜRKÇE'Yİ YÜCELTMEK SUÇ MU?

10 Kasım, 23 Nisan, 29 Ekim, 30 Ağustos ve 18 Mart'ta Diyanet' in okuttuğu hutbelerde Atatürk'ün adının geçmemesine karşı çıkınca, inceleme başlatıldı. Suç bulunamadı. İHL'de Arapça dersine giren Kılıç, derste Türkçe'nin önemini anlatınca, ‘Türkçe'yi yüceltip, Arapça'yı küçümsedi ' diye inceleme açıldı. Soruşturmaya dönüşmeden, kazandı. “Atatürk demek, cemaatlere bölünmüş bir toplum yerine bütünleşmiş Türk milleti demektir” cümlesine inceleme başlatılıp, ifadesi alınsa da kapatılmak zorunda kalındı.

ANAYASA MAHKEMESİ’NE KADAR GİDİLECEK!

MEB'in itirazı kabul edilip, hapis cezası kararı alınırsa Kılıç'ın istinaf mahkemesine ve karar yine de değişmezse Anayasa Mahkemesi'ne kadar başvuracağı öğrenildi.

İLAHİYATÇILARA TARİHİ ÇAĞRI!

Cemil Kılıç, “Tarihi çağrı' başlığıyla sosyal medya hesabından ilahiyatçılara seslendi: “Gericiliğe, gericilere, mezhepçilere, tarikat ve cemaatlere karşı çağdaş ilahiyatçılar bir araya gelip artık seslerini birlikte yükseltmeli. Etmeyin, eylemeyin. Seslerimizi birleştirelim. Bu gidiş gidiş değil. Ülke ve dini hayat yobazlığa terk edilemez. Her zaman Cumhuriyet, her zaman Atatürk…”