Bursa'da Ticani tarikatının şeyhi Ahmet Şahin Uçar iki kadın 'müridi'nin şikayeti üzerine cinsel saldırı iddiasıyla tutuklandı.

Bursa'da polislikten istifa ederek Ticanilik tarikatını kuran Ahmet Şahin Uçar’ı, 'kadın müridi' T. ile Ç. tacizle suçlayarak şikayetçi oldu.

Halk TV'den İsmail Saymaz'ın haberine göre cuma günü Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na çağrılan Uçar’a iki kadının iddiaları soruldu. Sorgu sonrası mahkemeye sevk edilen Uçar cinsel saldırı suçundan tutuklanarak, Bursa Cezaevi’ne gönderildi.

Uçar’ın avukatı savcılıkta kendilerine ses kayıtlarının dinletilmediğini, yalnızca dökümlerinin okutulduğunu ifade ederek, müvekkilinin "Ben kimseyi aramadım, onlar beni aradı. Aramızda böyle bir görüşme olmadı" beyanında bulunduğunu anlattı. Avukat, şikayetçi kadınların birbirleriyle bağlantı içerisinde hareket ettiğini ileri sürdü.

Şikayetçi T. ise tutuklama sonrası "Çok mutlu oldum. Adalet inşallah yerini bulacak" açıklamasında bulundu.

https://tele1.com.tr/polislikten-istifa-edip-tarikat-kurdu-tacizle-suclaniyor-yanima-cirilciplak-gelmezsen-beni-anlayamazsin-1101767/

POLİSLİKTEN TARİKAT ŞEYHLİĞİNE...

Saymaz, Uçar'ın hikayesini daha önce şöyle yazmıştı:

“Adı, Ahmet Şahin Uçar.

Eski bir polis.

Memur şartlarına göre bu ‘sektör’ daha cazip gelmiş olmalı ki, polislikten istifa ederek, tarikat kuruyor. Bursa’da açtığı Arifane İlim Derneği’nde faaliyet gösteriyor.

Ahmed Muhammed Ticani’nin yolunu ve İbni Arabi’nin ekolünü takip ettiklerini söylüyor.

Ahmet Şahin Uçar’ın polislik yılları

Uçar, Ticaniliğin Türkiye’deki ikinci kurucusu diye görülebilir.

Cezayir kökenli bu tarikatı ülkemize taşıyan Kemal Pilavoğlu’ydu.

1930’larda Türkçe ezanı protesto için Arapça aslını okumakla, 1940’larda Atatürk heykellerine saldırmakla biliniyorlar. Atatürk’ü Koruma Kanunu 1951’de bir Ticani’nin Atatürk heykeline saldırması sonrasında kabul edildi.

Ticanilik yasaklandı.

Pilavoğlu, yedi yıl tutuklu kaldı.

Tahliye edildikten sonra Bozcaada’ya sürüldü.

Ömrünün son iki yılında adı çocuk istismarına karıştı.

Pilavoğlu, 1977’de ölünce şeyhlerini kaybeden Ticaniler tarihe karışmıştı.

Bugünlerde Ahmet Şahin Uçar’la yeniden diriliyorlar.

YOUTUBE SOHBETLERİ

Uçar, dergahında salı günleri halk açık vaaz veriyor. Bu sohbet derneğin Youtube sayfasında yayınlanıyor. Cumartesi günleri ‘Hakikat Sohbeti’ adı altında müritlerle özel sohbet yapılıyor.  Tarikatın kadın ayağına ‘Baciyanlar’ adı veriliyor. Uçar’ın eşi bu grubun yöneticisi. Ancak bir süredir tarikat Uçar’ın kadın müritlerine sözlü cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla çalkalanıyor.

Taciz iddiaları ile suçlanan Ticani şeyhi Ahmet Şahin Uçar

TACİZ DAVASI AÇILDI

H.S.Y. adlı kadın geçen 19 Şubat’ta şikayetçi oldu. İfadesinde, Bursa’da dergaha gittiğini, üç katlı binada eğitim verildiğini görünce maddi yardımda bulunduğunu ileri sürüyor. Uçar’ın telefon ve Telegram’dan kendisine ulaştığını iddia ederek, şöyle devam ediyor:

“Bana ‘Hızlıca ilerlemek ister misin? Bunun için bana aşık olacaksın ve her yerde beni hayal edeceksin. Namazda, zikirde ve yatakta bile… Burada misafirhanede seni kollarıma alacağım. Sana hakikate dair sırlar öğreteceğim.”

H.S.Y, bu teklifi kabul etmediğini, topluluktan ayrıldığını ifade etti. Üç kadının daha tacize uğradığını ileri sürdü. H.S.Y.’nin şikayeti üzerine Uçar’a cinsel taciz suçundan iki yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Kabineden asgari ücret çıkmadı! Kabineden asgari ücret çıkmadı!

‘BANA SEVGİLİM DEMELİSİN’

Üç mağdurdan biri olan G. de şikayetçi oldu. G., Uçar’la telefonda görüştüğünü belirterek, şu iddialarda bulundu:

“Hipnoz teknikleri kullanarak, irşad ediyorum görüntüsü altında cinsellik içerikli konuşmalarda bulundu. ‘Aşk dediğin şey önce mürşidine olacak. Sonra resule, daha sonra Allaha’ diyerek kandırdı. ‘Samimi isen rehberine teslim olursun’ dedi. Bir aşamadan sonra açık seçik resimler istedi. ‘Yapmazsan mertebe düşeceksin’ dedi. ‘Video at’ dedi. ‘Bana sevgilim, Ahmedim demelisin’ dedi. Kabul etmeyeceğimi söyledim. Çok kızdı. ‘Toparlan, demlen, sonra konuşuruz’ dedi. Şüphe duydum.”

‘BANA SOYUN GEL’

G., şeyh Uçar’la yaptığını iddia ettiği kimi görüşmelerin ses kayıtlarını savcılığa sundu. Bir kayıtta, aralarında şu konuşma geçiyor:

Uçar: Belki utanıyorsun, sıkılıyorsun. Belki ahlaki yapın… Ben de diyorum ki, burası değişim yeri. Bana tamamen şeffaf, açık olman lazım ki, teşbihen yaptığım sözleri iyi anla, yanıma geldiğinde çırılçıplak geleceksin. Soyun. Bana üstünde elbiseyle gelme. Üstünde elbise olursa beni anlayamazsın. Çırılçıplak olmazsan sevişemeyiz. Sevişme nasıl yapılır? İki kişi de çırılçıplak olarak yapılır değil mi? Anlıyor musun beni? G.: Anlıyorum. Teşbih yapıyorsun. Uçar: Beni iyi anla. O zaman “Senin istediğin gibi geldim, çırılçıplak…” (de.) Soyun. Soyunduğunu göreyim. Bana ispat et. ‘Bak, elbiselerim yok’ de. ‘Soyundum işte’ de. Gönlündekini ortaya koyduğun zaman soyunduğunu anlarım. G.: Bunları hangi dille söyleyeceğim peki? Uçar: Normal, zahir dille söyle, açık açık.

Uçar, ikinci kayıtta ise G.’ye şunları söylüyor:

“Düşün ki birlikteyiz. Yalnız başımıza ortamdayız. Sen benimle bu birlikteliği yaşamak ister misin? Yoksa ‘Böyle şeyler yaşamam’ deyip…”

Uçar: Aslı olmayan şeyler, gereği yapılacak."

'ASLI OLMAYAN ŞEYLER'

Uçar, Saymaz'ın konuyla ilgili sorularına ise şöyle yanıt vermişti:

Sizinle ilgili bana iki şikayet ulaştı. Birinde, “Bana aşık olacaksın, her yerde ben hayal edeceksin” dediğiniz…

İsmail Bey, o şikayetlerden bilgim var. Böyle bir şey söz konusu değil. Hukuki işlem başlattık. Avukatım ilgileniyor. Aslı olmayan şeyler. Gereği yapılacak.

Bir ses kaydında sizinle görüşen hanımefendiye, “Bana geleceksen…”

İsmail Bey, bunları ifade etmenizin bir anlamı yok, bilgi almak istiyorsanız avukatımla görüşebilirsiniz. Mahkemeye intikal etmiş bir durum.

Kaynak: alinti