İKD’den Fahrettin Altun’a yanıt

Yayın tarihi: 22 Mart 2021 Pazartesi 5:26 pm - Güncelleme: 22 Mart 2021 Pazartesi 5:26 pm

İlerici Kadınlar Derneği, İstanbul Sözleşmesi’nin feshini savunurken laikliği de hedef alan İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a yanıt verdi. Derneğin imzasıyla yayımlanan açıklamada “İstanbul Sözleşmesi’nin iptalinden güç alarak laikliğe saldıran gericilere de tekrar hatırlatmak isteriz; Kadınlar fetvalarınıza da, kararnamelerinize de sığmaz!” ifadeleri kullanıldı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini savunurken “Laiklik adına bu ülkenin evlatlarının eğitim hakkını ellerinden aldılar” ifadeleriyle laikliği hedef aldı.

İlerici Kadınlar Derneği (İKD) de “Kadınlar fetvalarınıza da kararnamelerinize de sığmaz! Laiklikten vazgeçmeyeceğiz!” başlıklı bir açıklamayla Altun’a yanıt verdi.

Fahrettin Altun’un İstanbul Sözleşmesi’ni savunan kadınları terörle ilişkilendirmeye çalışmasına “Haddinizi biliniz!” ifadeleriyle yanıt verilen açıklamada “Fahrettin Altun kadınlara yapılan zulmü görmek istiyorsa aynaya bakmalıdır. Ülkemizde kadınlara her türlü zulmün reva görüldüğü doğrudur. AKP’nin iktidarda olduğu son on sekiz yıla bakılabilir.” denildi.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin kadınlar için yaşamsal öneme sahip düzenlemeler öngören İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece vakti kararnamesiyle iptal edilmesine gerekçe üretmeye çalışan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun laikliği hedef almıştır.

Fahrettin Altun gerici hareketin taleplerini ve nasıl bir ülke özlemi içinde olduğunu ortaya koymuştur. İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini talep edenler tarikatler ve cemaatlerdir, gerici örgütlenmelerdir. Sözleşme’nin iptalinin ardından sevinç naraları atanlar da yine aynı kesimlerdir. Bununla da yetinmeyip şimdi de 6284 sayılı yasa ile birlikte Medeni Kanunu ve laikliği hedef almaktadırlar.

AKP iktidarı ile birlikte tarikat ve cemaatlerin devletin her kademesine yerleştikleri, bakanlıkları hakimiyet altına aldıkları gün gibi ortadadır. İstanbul Sözleşmesi’nin iptali AKP’nin Yeni Türkiyesi’nin dinsel referanslarla yeniden düzenlenmesi için atılmış bir adımdır, Fahrettin Altun milletin değil, arkasına aldığı tarikat ve cemaatlerin gücüyle AKP’nin gerici politikalarının tercümanlığını yapmaktadır.

Açıktır ki laiklik düşmanlığı yapanlar kadın haklarından bahsedemezler. Kadın erkek eşitliğini fıtrata aykırı olarak görenler, kadını ancak ve ancak aile içinde tanımlayanlar, erkekler için çok eşliliği talep edenler, kadınları haremlik selamlık uygulamalarla soyutlamaya çalışanlar kadın haklarından bahsedemezler.

Karma eğitimi hedef haline getirenler, kadınlara eğitim hayatında sınırlar çizip Kadın Üniversiteleri’ni gündeme getirenler kadınların eğitim hakkı gibi süslü söylemlerin arkasına sığınamazlar.

Çocuk yaşta evliliklere cevaz verenler, çocuklarımızı tarikat ve cemaatlerin insafına terk edenler, tarikat yurtlarında yaşanan istismar vakalarına sessiz kalanlar hak ve özgürlüklerden bahsedemezler.

Daha düne kadar kadın cinayeti tanımını reddedenler, öldürülen kadınların ardından ‘’orada ne işi vardı’’ diyenler, kadınlara’’ iffet’’dersi vermeye kalkanlar kadınların özgürlüğünü kendi gerici ideolojilerine kalkan yapma gayretindeler.

Fahrettin Altun kadınlara yapılan zulmü görmek istiyorsa aynaya bakmalıdır. Ülkemizde kadınlara her türlü zulmün reva görüldüğü doğrudur. AKP’nin iktidarda olduğu son on sekiz yıla bakılabilir. Neredeyse her gün en az bir kadının katledildiği, sokakta kadınların tekmelendiği, tarikat yurtlarında çocukların istismar edildiği, kız çocuklarının evlilik adı altında cinsel sömürüye maruz bırakıldığı bir Türkiye ile karşı karşıyayız.

Fahrettin Altun ayrıca yaptığı açıklamada İstanbul Sözleşmesi’nin feshine itiraz eden milyonlarca kadına terörist damgası vurmaya kalkmıştır. Sayın Fahrettin Altun’a tek bir sözümüz var: “Haddinizi biliniz!”.

İstanbul Sözleşmesi’nin iptalinden güç alarak laikliğe saldıran gericilere de tekrar hatırlatmak isteriz; Kadınlar fetvalarınıza da, kararnamelerinize de sığmaz! Haklarımzdan, eşitlik mücadelemizden ve laiklikten vazgeçmeyeceğiz!”