Abdülhamit Gül’ü kendilerine ‘engel’ gördükleri iddia edilmişti! HSK’da ‘İstanbul Grubu’ istifası

Yayın tarihi: 24 Ekim 2019 Perşembe 12:21 pm - Güncelleme: 24 Ekim 2019 Perşembe 12:57 pm

Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nda (HSK) flaş görev değişiklikleri yaşandı. Teftiş Kurulu Başkanı Yunus Nadi Kolukısa ve Genel Sekreter Fuzuli Aydoğdu istifa etti

Habertürk’ten Fevzi Çakır’ın haberine göre, HSK Genel Kurulu’nda yapılan seçim sonucunda Teftiş Kurulu Başkalığı’na HSK Baş Müfettişi Abdullah Alacahan, Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı’na ise Oğuz Akalın getirildi. Yeni Genel Sekreteri ise Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün belirleyeceği öğrenildi.

Alican Uludağ’ın haberine göre ise; Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Teftiş Kurulu Başkanı Yunus Nadi Kolukısa ve Genel Sekreter Fuzuli Aydoğdu, yargıda “İstanbul Grubu” olarak bilinen yapı içerisinde yer alıyordu.

NE OLMUŞTU?

Sabah gazetesinde Dilek Güngör’ün yazdıklarına Bakan Gül’ün verdiği sert yanıt ve Tamince hamlesi ile gün yüzüne çıkan kavgada, Gül’ün karşısında yer alan tarafın Erdoğan’ın avukatlarının oluşturduğu ‘İstanbul Grubu’ olduğu ifade ediliyordu..

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile Sabah gazetesi arasında yaşanan tartışma ile gün yüzüne çıkan “yargıdaki güç mücadelesinin” perde arkasında “İstanbul Grubu”nun olduğu belirtiliyor. Buna göre yargıda “İstanbul Grubu” olarak bilinen ve “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’daki avukatlarının yönettiği” iddia edilen bu grubun “Erdoğan’ın da vekâletini kullandığı” ve özellikle İstanbul Adliyesi’nde ana güç merkezi haline geldiği ifade ediliyor. Hâkim ve Savcılar Kurulu’ndaki (HSK) bazı üyelerin de destek verdiği bu grubun “yargı eliyle yapılan siyasi operasyonların perde arkasındaki beyin” olduğu belirtiliyor. Son dönemde “yargıda rahatsızlık yaratan” bu grupla çekişme halinde olan “Hakyolcular”ın da desteğini alan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün, Rixos Otelleri’nin sahibi, işadamı Fettah Tamince’nin hakkında açılan ve sonrasında kapatılan FETÖ soruşturmasını yeniden açmak istemesi ile doğrudan bu gruba mesaj verdiği belirtiliyor.

Sabah yazarı Dilek Güngör’ün, 17 Eylül’de, “FETÖ ile mücadele edenler sürülüyor. Telefonunda ByLock çıkanlar, darbeci akrabaları olanlar unvanlı görevlere geliyor. Tehlike büyük” diye yazması, Adalet Bakanı Gül’ün ise buna “Daha düne kadar FETÖ ile aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün utanmadan çıkıp FETÖ’yle mücadele dersi vermeye kalkmasınlar” sözleriyle sert karşılık vermesi, bir süredir yargının perde arkasında yaşanan kavganın fitilini de ateşledi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yargıdaki FETÖ üyesi hâkim ve savcıların ihracı sonrasında boşalan yerler, yeni alımlarla hızlıca dolduruldu. Hükümet, Adalet Bakanlığı eliyle yargıyı yönetmeye özel önem verdi. Ancak bir süre sonra yargıda “yeni güç adacıkları” oluşmaya başladı. FETÖ tehdidinin azalmasıyla birlikte yargıda oluşan gruplaşmalar da “iç hesaplaşmaya” döndü. Son olarak Yargıtay’a 8, Danıştay’da 3 üye atamasıyla bu hesaplaşma daha da kızıştı.

İSTANBUL’DA ETKİLİ

Cumhuriyet’in yargı kulislerinden aldığı bilgiye göre, Bakan Gül’ün açıklamalarının hedefinin yargıda “İstanbul Grubu” olarak adlandırılan yapılanma olduğu öğrenildi. İstanbul’da, “Erdoğan’ın avukatlığını yapanların” yönettiği ileri sürülen bu grubun, özellikle İstanbul adliyelerinde etkili olduğu ifade ediliyor. Bu grubun hâkim ve savcı atamalarında, “HSK’de kendilerine yakın üyeler yoluyla etkili” olduğu belirtilirken, grubun bazı dosyalarda “çıkar ilişkilerine girdiği” de kulislerde konuşulan en önemli iddialar arasında başı çekiyor. Başta Çağlayan olmak üzere İstanbul’daki adliyelerde bu gruba yakın olmayan hâkim ve savcıların unvanlı görevlerden uzaklaştırıldığı ifade ediliyor.

GÜL’Ü ‘ENGEL’ GÖRÜYORLAR

Son dönemde güçlenen İstanbul Grubu’nun, “HSK’de istediği bazı atamaları yaptıramaması” üzerine, kendilerine “engel” olarak gördükleri Bakan Gül’ü hedef aldıklarına dikkat çekiliyor. Bu aşamadan sonra Gül’ün, “Sabah grubu yoluyla FETÖ mücadelesinde yetersiz olmakla suçlanmaya başlandığı” belirtiliyor. Bu yolla Gül’ün yıpratılarak yerine kendilerine yakın bir avukatın bakan yapılmak istendiği de konuşuluyor.

DİĞER TARAFTA HAKYOLCULAR VAR

Bu kavganın önemli bir tarafını da Hakyolcular oluşturuyor. İstanbul Grubu’nun İstanbul’dan tasfiye ettiği Hakyolcular’ın “Bakan Gül’ün yanında yer aldığı” dile getirilirken, son yüksek yargıdaki atamalarda bu gruptan üyelerin de atanmasının, bunun bir göstergesi olduğuna işaret ediliyor. Öte yandan Bakan Gül’ün “maklube” açıklamasıyla aynı gün yaptığı Fettah Tamince hamlesinin de bu kavganın bir parçası olduğu ifade ediliyor. Adalet Bakanı’nın, soruşturmasının yeniden açılmasını istediği Tamince’nin Antalya’daki dosyasının kapatılmasında İstanbul Grubu’nun etkin rol aldığı biliniyor. Tamince’nin Antalya’daki avukatlığını Erdoğan’ın da avukatı olan Ahmet Kürşat Köhle yapmıştı. Tamince’nin kurduğu Antalya Bilim Üniversitesi’nde Köhle’nin yanı sıra Erdoğan’ın İstanbul’daki etkili avukatlarından Ahmet Özel ve Mustafa Doğan İnal da yer alıyor. Bakan Gül’ün, Tamince’ye Erdoğan’ın “oluru” ile yeniden soruşturma açmak istemesi, bu gruba doğrudan mesaj olarak değerlendiriliyor.